30.10.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi
“4 yıldır yazıyoruz, köşemiz aşındı”
diye düşünürken anlıyoruz ki yeni başlamışız, daha çok yazacağız. Sanayide ve
ticarette çok ciddi nitelikli eleman ihtiyacı olmasına karşın mesleki eğitim,
neredeyse bitmiş durumda. Derhal eğitimin ve teknik altyapının güncellenerek,
gençlerin altın bileziklerini koluna takıp, iş yaşamına kazandırılması
gerekiyor. Önümüzdeki 10 yıl içinde yüzlerce yıldır yapılan mesleklere bile
usta bulamayacağız böyle giderse. Ama iş olan yerde sabah akşam işssizlikten
yakınan da bir garip ülkeyiz öte yandan.
Elemanı ithal mi edeceğiz?
“Derhal” diyoruz çünkü bırakın nitelikli
elemanı, çıraklık bitti. Yetişmiyor. Rantla değil de hala üreterek kazanmakta
inat eden sanayici de esnaf da “eleman”
diye kan ağlıyor. Mecburi eğitimin 12 yıla çıkarılması, bütün sektörlerde
çıraklığı bitirdi. Meslek okulları, nitelikli öğrenci alma ve nitelikli eğitim
verme özelliğini kaybetti, oradan da yetişmiyor.
Ee
ne yapacağız, yurt dışından eleman mı ithal edeceğiz? Ya da yenisinin kurulduğu
iddia edilen dünyaya, cümleten rantçı bir tüketim toplumu olarak mı gireceğiz?
Sadece tüketen bir toplumun, dünya masasında söz sahibi olduğunu gördünüz mü
siz hiç?
Bir kurul var orada
Bugüne
kadar hiç bahsetmemiştik. Onca organize sanayi bölgesinin, meslek odalarının
inlemelerini dinliyorlardır, bizimki yanında sinek vızıltısı, belki önlemlerini
alıyorlardır düşüncesiyle değinmiyorduk. Değinelim kendilerine.
Milli
Eğitim Bakanlığı bünyesinde bir kurul var. Mesleki Eğitim Kurulu... Ülkemizdeki
kamu ve özel sektöre ait kurum, kuruluş ve iş yerleri
ile mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarında yapılan çıraklık, mesleki ve
teknik eğitimden sorumlu en üst kuruluştur kendisi. Haziran 1986’dan beri görev
başında. Kurulun sekretaryasını ‘Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’ yürütüyor.
Düzenli bir toplanma planı olmasa da son 29 yılda 27 kez toplanmışlar.
Satürn ekonomisi içinmiş!
19/06/1986 tarihli 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu’nun 4.Maddesi’nde
kurulun, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı’nın başkanlığında toplanması
gerektiği belirtilmiş. Başkandan hariç, aklınıza gelecek bir sürü bakanlık ve
sivil toplum örgütünden 26 üyesi var Kurul’un. Yine aynı maddede, “Milli Eğitim Bakanı, gerekli gördüğü
durumlarda Mesleki Eğitim Kurulu toplantılarına başkanlık eder” denmiş. En
son 2006’da Bakan görmüş; Hüseyin Çelik başkanlık etmiş Kurul’a.
10-11 yıldır derde derman bir karar görünmüyor Kurul
toplatılarından çıkan. Tavsiye niteliğinde öneriler, ihtisas komisyonları
kurulsun türünden bürokrasi üretme kararları. “Şu şu yapılacak” denmemiş. 4+4+4 eğitim sisteminin, mesleki
eğitime, çıraklığa ne tür etkileri olduğu tartışılmamış mesela. 150 binlerden
50 binlere düşmüş çırak sayısı, hala tartışma gereği duymamışlar. Sanayici,
esnaf ve sinek vızıltıları olarak biz, Satürn ekonomisi için talepleri iletiyor
durumundaymışız yani.
Ne yapacaksak 20
yılımız var
Nüfus verileri bu biçimde devam ederse 2035 yılında yaşlılar
ülkesi olmaya başlayacağız. 15 yaşında (ki bazı meslekler için çok geç bir yaş)
yetiştiremiyoruz, 45-50 yaşında çırak yetiştirmekle uğraşacağız herhalde.
Üniversiteye de değil tamamen üniversiteyi kazanma sınavına
yönlenmiş orta öğretimimiz, devasa bir işsizler ordusu yaratıyor. Sistem,
gençlerine kıyan bir kıyma makinesine döndü. 20 yıl önce de geçerliydi 10 yıl
önce de; ‘derhal’ meslek okulları
gündeme alınmalı ve güncellenmeli. Organize sanayi bölgelerinin ya da esnafın
kendi çabasıyla kurduğu okullarla dönmüyor değirmen. Dönmez de... Zaten onların
işi de değil, devletin asli işidir mesleki eğitim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder