05.01.2016 Milliyet-Ankara Gazetesi
Hey
benim canım memleketim... Dertsiz başına dert açmakta üstüne olmadığı gibi,
elalemin kurcalamasına gerek kalmadan kendi başına dert açmakta pek mahirdir.
Bu mahareti gösterenlerin içinde 12 Eylül 1980 öncesini, kardeşin kardeşe
düşman edildiği günleri yaşamış insanları görmek afallatıyor adeta. Hafızanız
mı zayıf, yoksa yaşanılanlardan ders mi almıyorsunuz?
Unutuluyorsa vay ki vay!
12
gün önce ODTÜ’de namaz kılanlara saldırıldığı haberiyle ürperdik. 12 Eylül
öncesini yaşayanlar, bu tür gelişmeleri duyunca ürperir. Bu tür kıvılcımların
çıkaracağı yangının sonunu bilemezsiniz çünkü; Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta
yaşananlar, bu tür kıvılcımlarla ateşlenmişti. 1977 ile 12 Eylül 1980 arası, bu
tür kara lekelerin tarihi oldu. Yapanı inkar etmek zorunda bırakan, yaşayanın hatırlamak
istemediği akla zarar günlerdi. Şimdi o günleri yaşayanlar, yaşadıklarını unutabiliyorsa
eğer, vay ki vay halimize!
Özensiz haber dili
Haber,
kısa bir süre içinde önce bazı internet haber sitelerine düştü. “Mescitte namaz kılan öğrencilere saldırdılar” diyordu. Bu
siteler, olan bitene tam hakim olmadan tahriki tahrik edici bir dille veriyordu
haberi. Mescite baskın yapıldığı izlenimi edindik. Saldırıya maruz kalan
öğrencilerden A.T., yaklaşık 10 gün sonra mescit dolu olduğu için basket sahası
civarında namaz kıldıklarını, orada saldırıya uğradıklarını anlatıyordu.
Mescitle basket sahası arasında bile ciddi bir tahrik payı var, önemsenmemişti
böyle ayrıntılar.
Siyasi demeçler tırmandırdı
Ayrıca
ODTÜ’de yüzlerce öğrencinin, ne kadar namaz kılan varsa üzerine saldırdığı
izlenimini de edindik ilk haberlerle. Önce 40 kişiydiler, sonra 30, bir tanığın
ifadesinde 15 olan kendini bilmezin yaptığı, hatta kasıtla tahrik için
yapıldığını 12 Eylül öncesini yaşamış herkesin anlayabileceği bir olay, basın
ve siyasilerin katılımıyla tüm ODTÜ’ye mal edildi. İşte bundan sonra, 12
Eylül’ü yaşadığı halde ateşe benzinle gidercesine siyasilerin demeçleri gelmeye
başladı. Ürperenlerin, durup beklendiği zamanlardır; nerede duracak, nereye
kadar varacak bu işin sonu diye.
Sağolsun
kavgada aradan yumruk sallayan fırsatçılar vardır, onlar da ayağına gelmiş
fırsatı tepmedi, ağızlarına geleni süzgeçsiz üflediler dışarı. Ayrıca kısa
sürede ülkenin her yanından üniversitelerde, saldırıya uğrayan öğrenciler için
destek yürüyüşleri yapıldı, büyümeye başladı iş. Bu arada saldırganlar da önce
Marksist, sonra solcu, sonra PKK’lı ve örgüt üyesine dönüştü.
40 kişi esir aldı
Hadi
40 olsun, 40 öğrenci, 26 binden fazla kayıtlı öğrencisi, 5 bin civarındaki
çalışanıyla koca üniversiteyi esir almış, siyasi tartışmaların hedefine
oturtmuştu. Ki bu üniversite, 400 üniversite arasından sıyrılarak, 2015’de
dünyanın en iyi 100 üniversitesi içine 85’inci sıradan giren ilk ve tek Türk
üniversitesiydi. Bu başarının, çıkan gürültünün hiç olmazsa 10’da 1’i kadar
seslendirildiğini duyamadık maalesef. “Biz dertsiz başa derdi severiz” diye
boşuna demiyoruz.
Şakası, siyaseti yok
Ortalık
durulmuş gözüküyor, umarız devamı gelmez. Şakası, siyaseti yok bu işlerin. 12
Eylül’le de bitmedi zaten, Gazi Mahallesi Olayları, Sivas Katliamı, Gezi
Olayları, siyasi suikastlerle devam ediyor tahrikler. Çevremizdeki ve
Güneydoğu’daki gelişmelere bakılırsa bölgenin hararetini yükseltmek isteyenler
can atıyor birbirimize girmemiz için.
Ve onca kurt havayı dumanlandırıp nasıl çökeriz bunların ümüğüne diye beklerken biz, kendi elimizle kendi ümüğümüze sarılmaya çalışıyoruz. Alıcılarımızın ayarını, bu manzaraya göre yapalım. Yoksa bir kıvılcıma bakar; din iman ateşiyle oynayan, hepimizi kavurur yangınında.
Ve onca kurt havayı dumanlandırıp nasıl çökeriz bunların ümüğüne diye beklerken biz, kendi elimizle kendi ümüğümüze sarılmaya çalışıyoruz. Alıcılarımızın ayarını, bu manzaraya göre yapalım. Yoksa bir kıvılcıma bakar; din iman ateşiyle oynayan, hepimizi kavurur yangınında.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder