1 Ocak 2016 Cuma

BU VESİLEYLE YİNE MÜZİKÇİLER ÇARŞISI



29.12.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi

Hatırlatalım; bağlamanın ve aşıkların başkentindeyiz. Üç çeyrek asırdır bağlamanın, son 30-35 yıldır da aşıkların başkenti. Hala Türkiye’nin en kaliteli bağlamalarını yaptığı gibi ülke çapında aşıklarına da ev sahipliği yapıyor Ankara. Ustaları ve aşıkları burada ortam bulmuş, buranın iklimini sevmiş. Tamamen kendiliğinden, doğal bir kayış bu. Önce bize sonra devlete, onların değerini bilmek düşüyor değil mi?

Pek değil. Bizimle erbabın değer verdiğine, devleti, devletin Kültür Bakanlığı’nı, kamu kurumlarını, karşılığı olmayan etkinliklere para saçan sivil toplum örgütlerini yanaştıramıyoruz çünkü. Hamamönü’nde Müzikçiler Çarşısı ve Türkiye’nin en kaliteli müzik aletlerini yapan ustalar, dağılma ve yozlaşma tehlikesiyle karşı karşıya. 

Yaprak kımıldamadı
5 Ağustos 2012’de yazdık, ses yok. 6 Mart 2013’de uzun bir söyleşi, yaprak kımıldamadı. 20 Ağustos 2013’de yazdık, ı ıhh... 26 Mart 2014’de bir tam sayfa aşıkların yakınması.. tık yok... Ne Kültür Bakanlığı ne belediyeler ne de bu işe destek olabilecek, parayı nereye savuracağını şaşıran kurumlardan. Onlar için Ankara’nın böyle bir niteliği yok. Oysa markaysa dibine kadar iki nitelikli markanın hası işte size.

Hamamönü’nde Müzikçiler Çarşısı’nın ustaları, müzik aleti satan dükkanları, düzenlemeler başladığından beri günden güne dağılıyor. İki sokak öte, Cebeci, Ulus derken dağılıyor, işin merkezinden kopuyorlar. Çarşının bereketi kaçıyor. Önce Hamamönü, sonra Ankara, sonra hepimiz kaybedeceğiz.
Haydar Babur ve Mehmet Ali Çetinkaya ustalar

En ustaların çarşısıydı
Muhlis Akarsular’ın, Neşet Ertaşlar’ın, Arif Sağlar’ın, Rıfat Balabanlar’ın, Yavuz Toplar’ın eşiğini aşındırdığı atölyeler, dükkanlar, dağılarak kaybolacak yavaş yavaş. Bağlama yapımında bir devrime imza atan, sesini, tınısını değiştiren Yusuf (Yeniay) usta, bu çarşıda üretiyordu bağlamalarını. Onun çırağı Haydar (Babur) usta, hala burada. Çırağı Mehmet Ali Çetinkaya, Türkiye’nin tek yetki belgeli ustası olmuş, çarşının kenarına itilmiş en güzel sesi bulmaya çalışıyorlar beraber. Ve Türkiye’nin en iyi 6 ustası, hala Ankara’da.
Efsanevi Yusuf (Yeniay) ustanın çıraklığını yapmış Haydar (Babur) usta


Sadece bağlama değilki.. ne müzik aleti üretiyorsa en iyisini yapıyor Ankaralı ustalar. 30 kadar imalat atölyesi, 50 kadar da müzik aletleri satan dükkan var. Belki 30-40 yıl önce onları bir araya toplayan çarşıları olmalıydı. Olmadığı gibi şimdi komşuların dağılışını izliyoruz. Üstelik tek dertleri çarşı olsa. Bağlamanın ağacından başlıyor dertler, o kadar diyelim. 
Mehmet Ali Çetinkaya, Türkiye'nin tek yetki belgeli bağlama ustası



Aşıklar varolma mücadelesinde
Yoz müziğin kasırga gibi estiği, yoz sanatçıların ezip geçtiği aşıklar da son kale olarak Ankara’ya sığındı. Yüzde 60’ı, 70 diyenler de var, başkentte yaşıyor. Aşıklığa burada başlayanlar da dahil. Örneğin halk ozanları derneklerinden Ozan-Der’in 200 civarında üyesi var, durumları ne derseniz anca 10’u iyi durumda, gerisi varolma mücadelesi veriyor.

Peki ülkenin kültürden sorumlu kurumları, “Kültürümüzü yaşatmalıyız” nakaratını dilinden düşürmeyen yöneticileri ne yapıyor onlar bu durumdayken? Yaşayan kültürün ölümünü, ustaların ekmek gailesi içinde kayboluşunu izliyor.

Aynı kültürden mi bahsetmiyoruz acaba? 

Yine de Ankara’dan bir ilk
Bu satırları bir kez daha yazmaya, çarşısına, markasına sahip çıkma çağrısını yinelemeye bir dergi neden oldu. Ankaramız, altlara, gerilere itilse de kültür birikimini bir kez daha konuşturdu ve bir ilke daha imza attı. Bozok Kültür Sanat Derneği, Türkiye’nin ilk halk müziği dergini çıkardı başkentte; Türküğ.

Aralık ayında çıktı, çok taze. Zordur ama ilk sayıdan ciddiyetlerini göstermişler. Hazırlayanların tamamına yakını sanatçı ve akademisyenlerden oluşuyor. Bilin bakalım daha başlar başlamaz neyle mücadele ediyorlar? Derginin bayilerde yer alabilmesiyle.

Kültürümüzü yaşatmalıyız!..

Tabi tabi...

Not: Dergi için halkmuzigidergisi@gmail.com dan bilgi alabilirsiniz.

Hiç yorum yok: