29.12.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi
Hatırlatalım;
bağlamanın ve aşıkların başkentindeyiz. Üç çeyrek asırdır bağlamanın, son 30-35
yıldır da aşıkların başkenti. Hala Türkiye’nin en kaliteli bağlamalarını yaptığı
gibi ülke çapında aşıklarına da ev sahipliği yapıyor Ankara. Ustaları ve
aşıkları burada ortam bulmuş, buranın iklimini sevmiş. Tamamen kendiliğinden,
doğal bir kayış bu. Önce bize sonra devlete, onların değerini bilmek düşüyor
değil mi?
Pek değil. Bizimle erbabın değer verdiğine, devleti, devletin Kültür Bakanlığı’nı, kamu kurumlarını, karşılığı olmayan etkinliklere para saçan sivil toplum örgütlerini yanaştıramıyoruz çünkü. Hamamönü’nde Müzikçiler Çarşısı ve Türkiye’nin en kaliteli müzik aletlerini yapan ustalar, dağılma ve yozlaşma tehlikesiyle karşı karşıya.
Yaprak kımıldamadı
Pek değil. Bizimle erbabın değer verdiğine, devleti, devletin Kültür Bakanlığı’nı, kamu kurumlarını, karşılığı olmayan etkinliklere para saçan sivil toplum örgütlerini yanaştıramıyoruz çünkü. Hamamönü’nde Müzikçiler Çarşısı ve Türkiye’nin en kaliteli müzik aletlerini yapan ustalar, dağılma ve yozlaşma tehlikesiyle karşı karşıya.
Yaprak kımıldamadı
5
Ağustos 2012’de yazdık, ses yok. 6 Mart 2013’de uzun bir söyleşi, yaprak
kımıldamadı. 20 Ağustos 2013’de yazdık, ı ıhh... 26 Mart 2014’de bir tam sayfa
aşıkların yakınması.. tık yok... Ne Kültür Bakanlığı ne belediyeler ne de bu
işe destek olabilecek, parayı nereye savuracağını şaşıran kurumlardan. Onlar
için Ankara’nın böyle bir niteliği yok. Oysa markaysa dibine kadar iki
nitelikli markanın hası işte size.
Hamamönü’nde
Müzikçiler Çarşısı’nın ustaları, müzik aleti satan dükkanları, düzenlemeler
başladığından beri günden güne dağılıyor. İki sokak öte, Cebeci, Ulus derken
dağılıyor, işin merkezinden kopuyorlar. Çarşının bereketi kaçıyor. Önce
Hamamönü, sonra Ankara, sonra hepimiz kaybedeceğiz.
Haydar Babur ve Mehmet Ali Çetinkaya ustalar |
En ustaların çarşısıydı
Muhlis
Akarsular’ın, Neşet Ertaşlar’ın, Arif Sağlar’ın, Rıfat Balabanlar’ın, Yavuz
Toplar’ın eşiğini
aşındırdığı atölyeler, dükkanlar, dağılarak kaybolacak yavaş yavaş. Bağlama
yapımında bir devrime imza atan, sesini, tınısını değiştiren Yusuf (Yeniay)
usta, bu çarşıda üretiyordu bağlamalarını. Onun çırağı Haydar (Babur) usta,
hala burada. Çırağı Mehmet Ali Çetinkaya, Türkiye’nin tek yetki belgeli ustası olmuş, çarşının kenarına itilmiş en
güzel sesi bulmaya çalışıyorlar beraber. Ve Türkiye’nin en iyi 6 ustası, hala
Ankara’da.
Efsanevi Yusuf (Yeniay) ustanın çıraklığını yapmış Haydar (Babur) usta |
Sadece
bağlama değilki.. ne müzik aleti üretiyorsa en iyisini yapıyor Ankaralı
ustalar. 30 kadar imalat atölyesi, 50 kadar da müzik aletleri satan dükkan var.
Belki 30-40 yıl önce onları bir araya toplayan çarşıları olmalıydı. Olmadığı
gibi şimdi komşuların dağılışını izliyoruz. Üstelik tek dertleri çarşı olsa.
Bağlamanın ağacından başlıyor dertler, o kadar diyelim.
Aşıklar varolma mücadelesinde
Mehmet Ali Çetinkaya, Türkiye'nin tek yetki belgeli bağlama ustası |
Aşıklar varolma mücadelesinde
Yoz
müziğin kasırga gibi estiği, yoz sanatçıların ezip geçtiği aşıklar da son kale
olarak Ankara’ya sığındı. Yüzde 60’ı, 70 diyenler de var, başkentte yaşıyor.
Aşıklığa burada başlayanlar da dahil. Örneğin halk ozanları derneklerinden Ozan-Der’in 200 civarında üyesi var,
durumları ne derseniz anca 10’u iyi durumda, gerisi varolma mücadelesi veriyor.
Peki
ülkenin kültürden sorumlu kurumları, “Kültürümüzü
yaşatmalıyız” nakaratını dilinden düşürmeyen yöneticileri ne yapıyor onlar
bu durumdayken? Yaşayan kültürün ölümünü, ustaların ekmek gailesi içinde
kayboluşunu izliyor.
Aynı kültürden mi bahsetmiyoruz acaba?
Yine de Ankara’dan bir ilk
Aynı kültürden mi bahsetmiyoruz acaba?
Yine de Ankara’dan bir ilk
Bu
satırları bir kez daha yazmaya, çarşısına, markasına sahip çıkma çağrısını
yinelemeye bir dergi neden oldu. Ankaramız, altlara, gerilere itilse de kültür
birikimini bir kez daha konuşturdu ve bir ilke daha imza attı. Bozok Kültür
Sanat Derneği, Türkiye’nin ilk halk müziği dergini çıkardı başkentte; Türküğ.
Aralık
ayında çıktı, çok taze. Zordur ama ilk sayıdan ciddiyetlerini göstermişler. Hazırlayanların
tamamına yakını sanatçı ve akademisyenlerden oluşuyor. Bilin bakalım daha
başlar başlamaz neyle mücadele ediyorlar? Derginin bayilerde yer alabilmesiyle.
Kültürümüzü yaşatmalıyız!..”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder