08.01.2016 Milliyet-Ankara Gazetesi
Devletin
bu seviyede ilgisine çok muhtaç Ankara. Her zaman başbakanların, bakanların,
yüksek bürokratların, üniversitelerin, etkili derneklerin, kurumların, ilgi
odağında olması gereken bir şehir; başkent çünkü. Yeni devlete kucak açtığı,
onu canıyla malıyla kollayıp koruduğu, yeniliklerin önünü açtığı için, aynı
zamanda her zaman vefa borçlu olduğumuz bir şehir.
Üst düzey temsil vardı
Yeni
yılın başı 6 Ocak 2016’da, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, ‘Büyükşehir Belediyesi 2016 ve Sonrası
Projeleri’ başlığıyla Başbakan Ahmet Davutoğlu’na bir sunum yaptı. ATO
Congresium’da gerçekleşen sunuma, çok sayıda bakan, milletvekilinin yanı sıra
Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay Başkanları gibi üst düzey bürokrat katıldı.
Ayrıca büyükelçiler, sivil toplum örgütü temsilcileri ve basın yayın
kuruluşlarının yöneticileri vardı salonda. Başkente yakışır bir temsil vardı
yani.
Ulusal çapta artık vaatler
Canlı
yayınlar yapıldı, basın yayın kuruluşlarının ulusal çapta ilgi odağı oldu Ankara.
Tabii verilen sözler de ulusal çapta vaat niteliği kazandı. Başkent bu seviyede
konuşulmayı hak ediyor ve bu tarz toplantıların daha sık yapılması, daimi
beklentimizdir.
Melih
Gökçek, sunumun konusu projeleri 12 Aralık 2015’de erkenden basınla paylaşmış,
biz de sizlere aktarmıştık. Bu toplantıda Başbakan Davutoğlu’nun ne diyeceğini
merak ediyorduk. Kulağımıza hoş gelen şeyler söyledi Başbakan.
“Ulus’un tahammülü kalmamıştır”
Altını
çizmek istediğimiz bazıları:
“Büyükşehir Belediyemiz, Ankara’nın kalbi
olarak bilinen Ulus’u senelerdir Türkiye’nin beklediği şekilde tarihi
hüviyetine kavuşturacak. Ankara, bir taraftan gelişirken tarihi dokusunu da
koruyacak. Ulus’un beklemeye tahammülü kalmamıştır, Ankara’nın hak ettiği
durumda değildir. Ulus’un, artık ulusumuza layık hale gelmesi lazım. Ankara’nın
birinci önceliği de bu olmalıdır. Çünkü orası, Cumhuriyetimizin doğduğu Türkiye
Millet Meclisi’nin de mekanıdır.”
“Ankara’nın biraz köşede kalmış gibi görünen tarihi merkezi, manevi merkezi
Ankara Kalesi’nin, Türkiye’nin en güzel zengin mirasına sahip olmasına rağmen
bugüne kadar gelişememiş dokusunu yenileyeceğiz. Önemli ölçüde yenilenme
sağlandı. Ankara Kalesi de Türkiye’ye gelen herkesin görmek istediği yaşayan
bir tarih mirası haline gelecek.”
“Ankara’yı
başkent olarak yükseltirken çevre illerle de kalkınmasına büyük önem veriyoruz.
Bu anlatılanlar bir bir gerçekleşecek ve güzel Ankara’yı, birlikte yeniden imar
edeceğiz.”
Ankara’nın
iki rahmi
Ankara’nın rahmi Kale, devletinki Ulus’tur. Öncelikle
bu iki rahmi ele almalıyız ki kentin ve devletin tarihine de sahip çıkabilelim.
Özünden koparmayacak uygulamalarla etkinliklerin göz bebeği haline gelmeli bu
mekanlar. Hayati olan, özünden koparmamaktır.
Başkent, Türkiye’nin en stratejik coğrafyasına kurulu.
Önce kendi içinde, sonra ilçeleriyle ve ondan sonra da çevre illerle
kalkınması, bu stratejik önemin de karşılığını bulması demek olacak.
Yatırımların, bu önemi destekleyecek projelerden oluşması, altyapının bu
yatırımlara göre hazırlanması gerekir ki zaten Ankara, fikren bu yapılanmaya
çoktan hazır bir şehir. Zamanında, sırasıyla doğru adımları atmamız gerekiyor
sadece.
Herkesin
şehrine daha dikkat
Bunları
yapabilmek için hükümetlerin, bürokrasinin, üniversiteler ve sivil toplum
örgütlerinin, dikkatini daha fazla başkente vermesi gerekiyor. Daha ortak
çalışmaları, iletişim ve işbirliği içinde olmaları gerekiyor. Sorunları, aynı
Melih beyin sunumunda olduğu gibi, üst düzey katılımlı toplantılarda ele
alınmalı. Tecrübeyle biliyoruz; Ankara’ya düşen her damla, ülkeye dalgalar
halinde yayılacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder