08.04.2016 Milliyet-Ankara Gazetesi
Çok
ağırdan alıyorduk hem de. Son 30 yılda zaten sezilmeyen küçük adımlarla devlet
katkısı azalıyordu Ankara ekonomisine. Son 10, özellikle son 6-7 yılda her yıl
bir Polatlı nüfusu nüfusuna ekleniyor ancak
ekonomisi, aynı hızda büyümüyordu başkentin. Olan da rant ve tüketim
ekonomisinden ibaretti ağırlıklı olarak. 1 satan 4 alan bir kentin, sağlıklı
bir ekonomisi olduğunu söyleyebilir miyiz? Üretmek yerine ranta ve tüketime
dayanıyorsa balondur o kentin ekonomisi. Patlıyor balonumuz...
Sanayinin önü açık değil
Hakkını
yememek lazım, Ankara’nın sanayicileri, 10-12 yıldır dünyadaki ve bölgemizdeki
gelişmeleri doğru okudu ve bir üretim atağına geçmek için kolları sıvadı.
Sanayi üretiminde, savunma ve havacılık sanayisine ek olarak bilişim, raylı
ulaşım sistemleri, tıbbi araçlar, alternatif enerji, kauçuk gibi alanlarda
adımlar atmaya çalışıyorlar. “Çalışıyorlar”
diyoruz çünkü bürokrasi hazretlerini aşamıyor, yöneticilere anlatamıyorlar ne
kadar çalışsalar da.
Bürokrasiyi
aşamıyor, yerel yöneticilerle eşgüdümlü çalışamıyor, kentin ileri gelenleriyle
birlik olup başkentin geleceğini çizemiyorlar. Sanayinin yeni atılımları için
ihtiyacı olan yol, su, elektrik gibi altyapı yatırımları bekliyor, bayatlamış yasa
ve yönetmeliklerle gemi hızlanamıyor, bu arada yeni proje ve tasarılar,
bürokrasinin sümen altlarında güncelliğini kaybedip, günden güne soluyorlar. İşi
iyi olan da kendinden ötesine bakmıyor, kamarasını gemi zannediyor, gemi
battığında kendisine bir şey olmayacak sanıyor. Hepimiz aynı gemideyiz oysa.
Strateji, yönlendirme yok
Ankara
ticareti içinse dünyayı ve bölgeyi iyi okuduğunu söyleyemeyiz. Rant ve tüketime
dayalı ticari hareketlilikle yetiniyormuş görünüyor. Esnaf sanatkar kendi
haline terk edilmiş, her gün pastadaki dilimleri biraz daha küçülüyor, üretime
yönelik küçücük projeler için bile kapı kapı dolaşıyor, destek bulamıyorlar.
Yönlendirilmiyor, bir strateji etrafında toplanamıyor, el yordamıyla yollarını
bulmaya çalışıyorlar. Balon ekonomi patlamaya başlayınca da en zayıftan
başlıyor yok etmeye. Ağırdan almanın bedelini, ağır ödeyeceğiz böyle giderse.
Ankara
Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, 5 Nisan’da Ankara Kulübü’nü
kabulünde, “Sanayicilerin Ankara’yı terk
ettiklerini, liman şehirlerine gittiğini görüyoruz” dedi. Aynı gün Ankara
Genç İşadamları Derneği (ANGİAD) Başkanı Emre Altındağ, “Ankara ticareti iflasın eşiğinde, acil tedbir şart” diye öneriler
sıralıyordu. “Balon hava kaçırıyor,
patladı” diyorlar duyana.
Musibetten hayır çıkaralım
Ve
söz sahibi olanlar, hala günübirlik çözüm önerileriyle deliğin kapanacağını
sanıyor. Köklü sistem değişiklikleri lazım, yeni yasal düzenlemeler, eylem
planları lazım. En birincisi, camianın bir araya gelip, kentin yöneticileriyle
üretim hedefli projeler geliştirmesi, bunun için görev dağılımı yapması lazım.
Sıfır turizmli başkentte, sağlık turizminden bahsediliyor, ne tarih ve kültür
ne sağlık turizminin hiçbir altyapısı hazır değil. Otel yapmak dışında
hazırlanma gayreti de göremiyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder