15.04.2016 Milliyet-Ankara Gazetesi
Başka
ülkelerin de gölleri, göletleri var. Avrupa’da bir küçük gölün çektiği turisti,
biz bütün Ankara’ya çekemiyoruz. Bırak kıymetini bilmeyi, bir de üstüne
kirletiyor, etrafını betonlaştırıyor, kuşlarını, kovalıyor, canlılarını yok
ediyoruz sanki bizim değilmiş gibi. Dünya
Kuşları Koruma Kurumu’nun Türkiye’deki 184 ‘Önemli Kuş Alanı’ndan biri olarak ilan ettiği Mogan Gölü’nü
tarlaya, Gölbaşını da bit pazarına çevireceğiz yakında.
İhale mi pranga mı?
30 Eylül 2014’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Gölbaşı Belediyesi arasında 5 yıllık çalışmayı içeren bir ön anlaşma imzalanmıştı; Mogan Gölü’nün çamurdan sığlaşan tabanı, dolayısıyla yığılan kirlilik temizlenecek, göle su taşıyan 11 dere ıslah edilecek, gölün yeniden doğal ortamına kavuşması sağlanacaktı. En az 4-4 buçuk metre olması gereken derinlik, 2-2 buçuk metrelere kadar düşmüş, kirlilik hem su canlılarını hem kuşları ve çevreyi tehdit eder hale gelmişti çünkü.
İhale mi pranga mı?
30 Eylül 2014’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Gölbaşı Belediyesi arasında 5 yıllık çalışmayı içeren bir ön anlaşma imzalanmıştı; Mogan Gölü’nün çamurdan sığlaşan tabanı, dolayısıyla yığılan kirlilik temizlenecek, göle su taşıyan 11 dere ıslah edilecek, gölün yeniden doğal ortamına kavuşması sağlanacaktı. En az 4-4 buçuk metre olması gereken derinlik, 2-2 buçuk metrelere kadar düşmüş, kirlilik hem su canlılarını hem kuşları ve çevreyi tehdit eder hale gelmişti çünkü.
Ön
anlaşmadan sonra maliyet hesapları yapıldı, 55 milyon (trilyon) liralık masraf
çıkarıldı ancak ihaleye giren firmalar 80 milyon liranın üzerinde bütçe
çıkarınca 2 Şubat’ta iptal edilen ihale, 5 Nisan’da ikinci kez iptal edildi. Ah
bu Ankara’nın bitmeyen projeleri, bol iptalli ihaleleri... Ucunda ağır güllesi,
bir pranga gibi bacaklarımızda.
Can çekişiyor
3 yıl geçti, 28
Mayıs 2013’te ‘Ankara’da Bir Haliç’
demiş, Mogan’ın meziyetlerini, başına gelen zararları saymıştık. ‘A’ sınıfı sulak alan sayılan, bazen bir
defada 40 bini bulan sayılarıyla Türkiye’deki 456 kuştan 201’ni barındıran, her
mevsim her saat ayrı manzarası olan bozkırın ortasındaki bu nefeslenme
köşesine, kararlı bir sahip çıkış gösteremiyoruz maalesef.
Duşları,
kabinleriyle Ankaralı’nın yüzmeye geldiği bir plajı vardı Mogan’ın. Temiz ve
bakirdi. Can çekişmesini izliyoruz şimdi.
Dibi de çevresi de bozuluyor
Taş ocaklarının Sukesen
Deresi üzerinden kirletmesine, yapıların kuşların yuvalanma bölgesine girmesine,
balıklarının oksijensizlikten telef olmasına engel olamıyoruz. Hemen kenarında ve
sadece orada yetişen Sevgi Çiçeği’ne sahip çıkamadığımız gibi başkentin sel
kapanına, kuru iklimin vahasına sahip çıkamıyoruz. Doğal olduğu kadar ekonomik
değerdir, mirasyedi hovardalığıyla harcıyoruz hoyratça. Mesiremize, doğal
hazinemize, düşman bombasının vereceği zararı veriyoruz tam da bizzat kendi
elimizle.
Olan bu; Mogan Gölü’nün sadece içi değil, çevresi de bozuluyor. Dibi dolduğu kadar çevresi de pervasızca betonlaşıyor. Göl biraz daha dolarsa tarla, Gölbaşı da Tarlabaşı olacak. Etrafı bozuldukça, Türkiye’nin ‘A’ sınıfı Önemli Kuş Alanları, 184’den 183’e düşecek.
Olan bu; Mogan Gölü’nün sadece içi değil, çevresi de bozuluyor. Dibi dolduğu kadar çevresi de pervasızca betonlaşıyor. Göl biraz daha dolarsa tarla, Gölbaşı da Tarlabaşı olacak. Etrafı bozuldukça, Türkiye’nin ‘A’ sınıfı Önemli Kuş Alanları, 184’den 183’e düşecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder