17 Nisan 2016 Pazar

GÖLBAŞI TARLABAŞI OLMADAN



15.04.2016 Milliyet-Ankara Gazetesi

Başka ülkelerin de gölleri, göletleri var. Avrupa’da bir küçük gölün çektiği turisti, biz bütün Ankara’ya çekemiyoruz. Bırak kıymetini bilmeyi, bir de üstüne kirletiyor, etrafını betonlaştırıyor, kuşlarını, kovalıyor, canlılarını yok ediyoruz sanki bizim değilmiş gibi. Dünya Kuşları Koruma Kurumu’nun Türkiye’deki 184 ‘Önemli Kuş Alanı’ndan biri olarak ilan ettiği Mogan Gölü’nü tarlaya, Gölbaşını da bit pazarına çevireceğiz yakında.

İhale mi pranga mı?
30 Eylül 2014’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Gölbaşı Belediyesi arasında 5 yıllık çalışmayı içeren bir ön anlaşma imzalanmıştı; Mogan Gölü’nün çamurdan sığlaşan tabanı, dolayısıyla yığılan kirlilik temizlenecek, göle su taşıyan 11 dere ıslah edilecek, gölün yeniden doğal ortamına kavuşması sağlanacaktı. En az 4-4 buçuk metre olması gereken derinlik, 2-2 buçuk metrelere kadar düşmüş, kirlilik hem su canlılarını hem kuşları ve çevreyi tehdit eder hale gelmişti çünkü.

Ön anlaşmadan sonra maliyet hesapları yapıldı, 55 milyon (trilyon) liralık masraf çıkarıldı ancak ihaleye giren firmalar 80 milyon liranın üzerinde bütçe çıkarınca 2 Şubat’ta iptal edilen ihale, 5 Nisan’da ikinci kez iptal edildi. Ah bu Ankara’nın bitmeyen projeleri, bol iptalli ihaleleri... Ucunda ağır güllesi, bir pranga gibi bacaklarımızda.

Can çekişiyor
3 yıl geçti, 28 Mayıs 2013’te ‘Ankara’da Bir Haliç’ demiş, Mogan’ın meziyetlerini, başına gelen zararları saymıştık. ‘A’ sınıfı sulak alan sayılan, bazen bir defada 40 bini bulan sayılarıyla Türkiye’deki 456 kuştan 201’ni barındıran, her mevsim her saat ayrı manzarası olan bozkırın ortasındaki bu nefeslenme köşesine, kararlı bir sahip çıkış gösteremiyoruz maalesef.

Duşları, kabinleriyle Ankaralı’nın yüzmeye geldiği bir plajı vardı Mogan’ın. Temiz ve bakirdi. Can çekişmesini izliyoruz şimdi.
Dibi de çevresi de bozuluyor
Taş ocaklarının Sukesen Deresi üzerinden kirletmesine, yapıların kuşların yuvalanma bölgesine girmesine, balıklarının oksijensizlikten telef olmasına engel olamıyoruz. Hemen kenarında ve sadece orada yetişen Sevgi Çiçeği’ne sahip çıkamadığımız gibi başkentin sel kapanına, kuru iklimin vahasına sahip çıkamıyoruz. Doğal olduğu kadar ekonomik değerdir, mirasyedi hovardalığıyla harcıyoruz hoyratça. Mesiremize, doğal hazinemize, düşman bombasının vereceği zararı veriyoruz tam da bizzat kendi elimizle. 

Olan bu; Mogan Gölü’nün sadece içi değil, çevresi de bozuluyor. Dibi dolduğu kadar çevresi de pervasızca betonlaşıyor. Göl biraz daha dolarsa tarla, Gölbaşı da Tarlabaşı olacak. Etrafı bozuldukça, Türkiye’nin ‘A’ sınıfı Önemli Kuş Alanları, 184’den 183’e düşecek.

Hiç yorum yok: