15 Haziran 2016 Çarşamba

YAPILAMAYAN YOLLAR



14.06.2016 Milliyet - Ankara Gazetesi


Ne yolmuş çıkılamadı içinden. “Yatır var” desek ne 6 kilometrelik yatır görülmüştür ne 40 kilometrelik. İkisi de 15’inci yıldönümünü idrak ediyor, ikisini de 3 yıldır soruyoruz. Ankara sanayisinin koca koca marka firmalara ev sahipliği yapan Temelli-Malıköy Organize Sanayi Bölgesi’nin yolu, yapılamıyor da yapılamıyor. Koca koca markaların yer aldığı bu bölgede, 4 organize sanayi bölgesi (OSB)var, 5’incisi de yolda.

Parası var yapan yok
Bu yollardan 40 kilometrelik olanı, Sincan’la Malıköy arasına yapılacak, Eskişehir yoluna da bağlanacaktı. Normal yol düşünülüyordu, çevre yolu olarak planlandı sonra. Hem bölge hem Ankara ekonomisi için çok önemli olan bu yolun yapılma girişimine, cümleten sevinmiştik. Ancak sonra, parası çıktığı halde bu yolun ihalesi 4 kez iptal edildi. İkisine gerekçe bulunmuştu, son ikisine iptal gerekçesi de açıklanmadı.

Bir de Eskişehir yolundan bölgeye girilen 6 kilometrelik yol var. Malıköy, adında olduğu gibi köy hala. İkisinin yan yana sığamadığı bu yoldan vızır vızır sanayi ürünü taşıyan TIRlar geçiyor, köyün içinden yorucu manevralarla dönmeye çalışıyor, hele ki ikisi inatçı keçi gibi meydanda karşı karşıya geldi mi saç baş yolduruyor. Köy meydanı değil, TIR ehliyet kursu talim alanı sanki.

Seçimle işleyen yol
Köy içinden geçen 6 kilometrelik yolun genişletilmesine, 7 Haziran 2015 seçimlerinden önce başlanmıştı. Seçim bitti, inşaat yavaşladı. 1 Kasım 2015 seçimleri yaklaşırken yine arttı çalışma, seçim bitince yine yavaşladı. 1 yıldır 6 kilometrelik yolda eğleşiyoruz yani. Al sana iki Gordion Düğümü, çöz çözebildiğini.

O sırada İstanbul boğazının altından devasa yollar ilerliyor, Karadeniz’in dağları, Akdeniz’in Toroslar’ı deliniyor, ardı ardına açılışlar yapılıyor, gelin görün ki bizim başkentin dümdüz 2 yolu, bir türlü bitirilemiyordu.

Oysa bu bölge, en az 60 bin olmak üzere 300 bin kişiye kadar iş alanı yaratma gücüne sahip bir bölge. Yolu, suyu ve toplu ulaşımı olmadığı için parseller satın alındığı halde fabrikalar kurulamıyor. Çalışa çalışa çatlasa 7 bin kişi çalışabiliyor şu anda. Bu arada bölgede su olmadığı için çalışanlar taşınmıyor, binlerce konut da boş bekliyor üzerinize afiyet.

Ankara’ya mı has?
Nasıl bir sarftır bu? Üretemiyorsunuz, para kaybediyorsunuz, zaman kaybediyorsunuz, milli servet çürüyor, onca işsiz gencimiz sokakları arşınlıyor... Parası çıkmış yolu yapamamak, sanayi bölgesine elektrik su götürememek, binlerce konutu çürütmek, böyle bir bölgenin sorunlarıyla ilgilenmemek nasıl olabiliyor? Yerin altından, dağların içinden ülkenin her yanında yollar açılırken Ankara’ya mı hastır acaba bu düzayak yolu bile yapamama basireti?

Türkiye üretim atılımına mecbur, organize sanayi bölgeleri de bu atılımın göz bebeği olacak yerler. Yani bu yollar açacak bizim yolumuzu. Sokakları arşınlayan gençler de bizim çocuklarımız, bizim geleceğimiz, kimi eğliyoruz biz?

Hiç yorum yok: