16.08.2016 Milliyet - Ankara Gazetesi
Kimimizin
kabul ettiği, kimimizin kabul etmek istemediği bir dönemden geçiyor ülke.
Yenisi kurulmaya çalışılan dünyada figüran olarak değil söz sahibi olarak
yerini almak isteyen Türkiye, mücadele ediyor ve ayağına dolanan sayısız engele
karşın yenilenmeye çalışıyor. Bu tür kararlar, devlet işidir; yani partiler,
liderler, kurumlar üstüdür ve topyekün milletle uygulanabilir. Becerebilirsek
öyle bir prangadan kurtulacağız ki yürüme bandından inip koşmaya başlayacağız
inşallah.
İmkansızmış koşmamız
Öyle
böyle bir pranga değilmiş ama; özellikle son 20-25 yıldır, sinsice bağlanmış
çok ağır ve büyük bir prangayla yaşıyormuşuz. Ne zaman koşacak olsak zincir
geriliyor, o yüzden duruyormuşuz. Prangayı hissettirmemek için de yürüme
bandına bindirmişler bizi, yürüyor ama o yüzden hiçbir yere gidemiyormuşuz. Türkiye
büyüdükçe onunla büyüyen bir FETÖ prangası varmış, onu çözmeden imkansızmış
meğer koşmamız.
Millet akar yolunu bulur
Türkiye’nin
kendini yenilemesi için bu ağır ve büyük prangadan kurtulması, diğerlerinden
kurtulmasının başlangıcı olacak. Yenilenme talebi derinden gelen toplumsal bir
talep ve prangaları yüzünden uzun zamandır toplumun gerisinde kalmıştı devlet. Çağa
uygun eğitim, çağa uygun üretim, çağa uygun yasalar istiyor o prangalarını
sürüyerek bile olsa koşma hayalinden vazgeçmeyen toplum. Bu gücün doğru idare
edilmeye, yönlendirilmeye ihtiyacı var.
Topyekün
mücadelelerde, başta siyasiler, bürokratından iş camiasına kadar, toplumun
ulaşmak istediği hedefin beraberce yolunu açmaktır görevleri. Millet su
gibidir, akar, denize kavuşacağı yolu bulur zaten.
Fakirin umutları
Eh
bu yenilenme yoluna girmişken fakirin umudu, bu bizim başkent olan Ankara’da
yenilenir mi acaba?
-Seçildiği
kentin tanımadığı, o kentle hiç ilgilenmeyen milletvekilleri, bakanlar, tarihe
gömülür mü acaba?
-
Kireçlenmiş idari yapısı ve kurumlarını, ataleti yaşam biçimi haline getirmiş
bürokratlarını, dağınık ve etkisiz sivil toplum örgütlerini, canlandırmak
mümkün olabilir mi acaba?
-
Altyapısı yenilenebilir, üstüne büyük etkinlilere ev sahipliği yapan sosyal, 24
saat yaşayan bir kent kurulabilir mi? Mesela turist görebilir mi bu sokaklar?
-
Sanayide atılan stratejik adımlar nihayete erebilir, çocuklarımız, ‘meslek
sahibi işsiz’likten kurtulabilir mi?
-
Üniversiteler, çitlerinden ve duvarların atlayarak, fikriyle de işiyle de
topluma önderlik edebilir mi?
-
Başkentin geleceğini düşünen, yanlış karar, yatırım ve uygulamalar için uyaran
bir lobisi olabilir de ortak aklı kullanmayı öğrenebilir miyiz acaba?
Önce başkenti çözmeli
Böyle daha çok
yenilenmeler lazım başkente. Başkent olduğu, medeniyeti sergileyebilmesi için lazım.
Başkentini sollamış, çoktan geçmiş şehirler varsa yenilemek lazım o başkenti.
Türkiye’nin prangasını ilk Ankara’dan bağlamışlar, zinciri önce başkentten
çözmek lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder