31 Ağustos 2016 Çarşamba

BİR BAŞKA 30 AĞUSTOS’A



30.08.2016 Milliyet - Ankara Gazetesi


Bir başka 30 Ağustos’u başlattık. 15-16 Temmuz’u, yeni 30 Ağustosumuz’un 26 Ağustos’u, yani Büyük Taarruz’un başlangıcı sayabiliriz. 26 Ağustos 1922’de başlayan 20 günde sonuçlandırılmıştı ama yeni taarruzun ne kadar süreceğini kestiremiyoruz şimdilik. Yeni savaş tarzının ahlakı, kuralları, koşulları, çok değişti çünkü.

Cephelerde ordularla yapılmıyor artık savaşlar, halkı kendine kalkan yapan terör örgütleriyle yapılıyor. Dostun arasına düşman karıştırılıp kalleşlik ve çirkinlikle yapılıyor. Masumların arkasında, onların canıyla kanıyla tatmin ediliyor ihtiraslar. Yüzlerce yıldır kana da paraya da doymayan bir ihtiras.

İnsanlığın içini boşaltıyorlar
Bu sinsi korkaklar, koca koca devletler... Koca koca en son model orduları var, en teknolojik silahları var, uzaya bile gidebiliyorlar ama korkaklar. Cephe savaşını maçaları yemiyor, dünyanın en kalleş icadı terörle kardeşi kardeşe kırdırıyor, kadim tarihi paylaşan komşuları düşman ediyorlar. Başkasının canıyla kanıyla elde etmeyi ilerlettiler, terörde şiddetin de vahşetin de ölçüsü kalmadı. Azmettiren de uygulayan da insanlıktan çıktı, ‘android’ denilen insan robot karışımı yaratıklara dönüştüler.

Bu ülkelerin adını hepimiz öğrendik, sırasıyla rahatça telaffuz edebiliyoruz artık. Kokmuş ağızlarından ‘demokrasi’, ‘insan hakları’, ‘hukuk’, ‘hoşgörü’ kavramları hiç düşmüyor ama hepsinin içini boşalttılar. Kendilerine bile isteyemiyorlar bunları, en küçük bir krizde hepsini 1 dakikada çiğneyip geçebiliyorlar. O kadar da dayanaksız hale getirdiler insanlığı.
Bu yıl Yeni Meclis'ten Eski Meclis'e halkın arasında yürüdü tören alayı

Yeni 30 Ağustosumuz başladı
Bu ülkeler, Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda da aynen tam kadro karşımızdaydı. Çanakkale’de kalıbından beklenmeyen yenilgiye uğrayınca Kurtuluş Savaşı’nda komşumuz Yunanistan’ın arkasına saklandı, onun çocuklarını sürdüler öne. Onların kanı döküldü bizimle beraber. Şimdi terörle çok daha kalleşçe savaş oyunları üretiyorlar, dünyanın dört bir yanında hiçbir gün barut ve kan kokusu dinmiyor.

Masumların arasında patlayan dehşetli bombalar yetmedi, 15-16 Temmuz’da başka bir perde açtılar. O gün, içimizde besleyip semirttikleri hainlerle sırtımıza bıçağı saplıyorlardı ki o eli millet, ordunun özü vatansever askerimiz tuttu. O gün, ucu açık yeni 30 Ağustosumuz başladı. Savunmadan, taarruza geçti milletiyle devleti.

Geri adım yok buradan
Yılmadan kararlı mücadeleyi sürdürecek, bu taarruzun sonunu da getireceğiz. Kararlıyız bu konuda; ya yeni kurulan dünya masasına söz sahibi olarak oturacağız ya da daha önce yaptığımız gibi kendi masamızı kendimiz kuracağız. Bu milletin, geldiğimiz aşamada, geriye atacak adımı yok.
Anıtkabir'de de coşkulu bir ziyaretçi katılımı oldu
Ayrıca...
Çanakkale ve Kurtuluş Savaşları’yla karşılaştırılamayacak 15-16 Temmuz direnişine gösterdiğimiz önemi ve saygıyı, bu savaşların bayram ve anma günlerinde de bekliyoruz. Özellikle devlet büyüklerimizden, bu günlerin tekrar parlatılmasını, anma ve kutlama törenlerini, kamu nezdinde eski coşkusuna kavuşturmalarını diliyoruz. Değilse 15-16 Temmuz’un altı boş kalacak, saman alevi gibi geçip gidecek ateşi.

Bu duygu ve düşünceler eşliğinde 30 Ağustos Zafer Bayramımız, çifte kavrulmuş kutlu olsun.

Hiç yorum yok: