- Ali bey, ‘Kim İlgilenecek 3’te tavırlıydınız. ‘Kim İlgilenecek 14’teki küçümsermiş gibi yaklaşımız üzdü bizi.
- Efendim, dikkat buyurunuz; ‘Kim İlgilenecek 35’te acımasızca yönelttiğim eleştiri okları, bu yanlış anlamaya yanıt mahiyetindedir. Ayrıca ‘Kim İlgilenecek 42’de, bakış açımdaki yeniliği fark edeceksiniz.
Yerinde sayma günlüğü
Bazen aynı başlığın arkasına numaralar ekleyerek yerinde saymanın günlüğü yazılabilir gibi geliyor Ankara’da. Yürür gibi görünüyor ama yerinde sayıyor. Yürünen ama ilerlenemeyen bir yürüme bandındaymış gibi. İlerlemeye bakar toplum. İlerlemeyen hareketin sonu, ilgisizlik ve yılgınlık. Kıpraşacak olsan bu sefer de bakacak adam bulamazsın.
Kayıyor Ankara
Bir önceki yazımızın başlığı ‘Kaygan Zemin’di. Kar yağınca Ankara sokaklarında, kaymaktan nasıl hareket edilemediğini tasvir etmeye çalışmıştık. Zaten kaygan olan siyaset zeminine, katkısından bahsetmiştik. Başka türlü de kaymaya başladı Ankara. Akpınar Mahallesi’nden sonra şimdi de Cengiz Topel, 50.Yıl ve Dilekler Mahalleleri kayıyor. Bir kısmı Mamak, bir kısmı da Çankaya Belediyesi sınırları içinde. Koca koca mahallelerin altındaki toprak kayıyor. Bildiğiniz heyelan. Çatlaklar, kırıklar, patlayan su ve kanalizasyon borularıyla deprem manzarası adeta. Afet koşulları oluşmuş başkentin göbeğinde.
Bayat siyaset
Bu koşullarda gazete manşetlerine ne yansıyor? Belediye başkanlarının atışması: Çankaya Belediye Başkanı, yardım isteyen halka, “Kime oy verdiyseniz o yardım etsin” demiş. Mamak Belediye Başkanı, kendi kulaklarıyla duymadığı bu ifadeyi Büyükşehir Belediye Meclisi’ne taşımış. Büyükşehir Belediye Başkanımız’da, ara bulmaya “Herkes gelsin, yüzleşin o zaman” demiş. Kışın ortasında, bu soğuklarda, 200 gecekondu boşaltıldı. Neresinden baksanız 800-1000 kişi çare bekliyor, konuşulanlara, manşetlere bakın.
Akpınar’ın sorumlusu ve çözümünü bekliyorduk, demeye kalmadan bir başka felaketle karşı karşıyayız şimdi. Ve bu, belediye başkanlarımızın gölgesinde kalmak üzere olan bir felaket. Modası geçmiş siyaset dediğim budur işte. Aziz Nesin, tam 50 yıl önce kitabını yazmıştı. İlerleyememiş, hala aynı yerdeyiz. Bu yürüme bandında, 21’inci yüzyılı idrak edemiyorum ben. Sokağa inip, yürümek, sokaktaki çağı hissetmek gerekiyor belki.
Yakına uzak başkent
Zor günlerinde, kötü sınavlar veriyor Ankara. Bir başkent için çok üzücü. Pakistan’a, Somali’ye, Gazze’ye uzanan kudretli elin başkenti değil sanki. Birkaç kilometre ötesi, bir anda binlerce kilometre uzaklaşıyor başkentinden. Nasıl düştüğünü değil ama uzak düştüğünü anlıyor içinden.
Yerinde saymanın günlüğü bitsin, aynı başlığın arkasına yeni rakamlar eklenmeden. Yazımız, başlığını bekliyor, merakla öpüyor okuyucusunun ellerinden!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder