10.08.2012 Milliyet-Ankara Gazetesi
İstanbul’dan
bahsetmiştik biraz. Ankara’ya kıyas olsun diye. Örnek alınacak bir kent
olmaktan çıkmıştı, o yolda hızla devam ediyor. Düzeni kargaşa olmuş, kafasına
göre işleyen bir kent, ne kadar
toplasanız, dağınıklığı bitmiyor. Şimdi de hızla bir ucundan diğer ucuna, 100
kilometrelik rant arazisine dönüşüyor.
Zamanlama hatası
Üretimi, geri plana
atacak kadar baş döndüren bir rant pastası. Ülkenin sanayi devleri, emlak
şirketleri kuruyor ardı ardına. Her şeyi üretmişiz de bitmiş gibi,
kaynaklarını, getirisi yüksek arazilerde değerlendirmeyi yeğliyorlar. Daha
kendi otomobili, kendi treni, kendi uçağını hatta kendi televizyonunu yapamamış
bir ülke, elindeki kaynakları araziye gömüyor. 10 yıl öncesine kadar yeterince
sermaye birikimi olmadığından şikayet ederdi işadamlarımız. Olunca da…
İnşaat kötü bir şey
mi, değil. Büyük paraların döndüğü inşaatlar, sanayicilerin aklını çelince
kötü. Rant, üretimin önünü kesiyor gün be gün. Hele şu dönem, tam tabiriyle bir
zamanlama hatası. Önümüzdeki en azından 15 yılı, hem ülke hem dünya açısından,
iyi çözümleyemediklerinden korkuyoruz. Önümüz, sıkı bir araştırma-geliştirme,
yenileşme ve yenilikleri üretme dönemi. O yüzden de büyük bir zamanlama hatası.
Birbirinden önemli hedefler
Bu hataya, sen düşme
Ankara. Sadece son bir yılda, birbirinden önemli hedefler kondu önüne. Örneğin
turizm girdi gündemine. Varolanların üzerine 7-8 yeni turizm alanı belirlendi.
Hepsi de mantıklı, gelir getirecek yatırım alanları. Sağlık ve eğitim
turizmini, bunların arasında saymıyorum bile.
Savunma Sanayisi, en
büyük hedefleri koyuyor, yerli üreticileri, yatırımcıları, “bu hedefler için
çalışın” diye uyarıyor. Milyarlık yani eski parayla katrilyonluk yatırımlar
bunlar. Aynısını pahalı sağlık araçlarının, yerli üretimi için Sağlık Bakanlığı
yaptı. Ulaştırma Bakanlığı, sadece metro ve hafif raylı sistemler için
uyandırmaya çalıştı; 15 yıl içinde, 18 milyar dolarlık yani eski parayla
yaklaşık 32 buçuk katrilyonluk bir pazar bekliyor önümüzde. Hava ulaşımı ve
şehirlerarası raylı sistemler yok bu rakamın içinde. Sadece metro ve tramvay
pazarımız bu.
Hepsiyle bağlantılı
bilişim sektörümüz yatırım bekliyor. Teknoparklarda, üniversitelerimizde ve
organize sanayi bölgelerimizde, bulunmuş bir çok fikir yatırıma dönüşmeyi
bekliyor. Büyük getirileri olacak yatırımlar bunlar.
Çubuk’ta, 6 ayda, 66
sera kuruldu. Kazan, Sincan ve Çubuk’ta, kesme çiçek tarımı başladı. Kar oranı
çok yüksek tarımsal yatırımlardır. Ekilmeyen yüzbinlerce dönüm toprağımız var, açıklaması
yok. Hayvancılık Organize Sanayi Bölgemiz kuruluyor, arkası Hayvancılık
Borsası.
Aklını başına al Ankara
Takılmış plak gibi
tekrarlıyorum ama şunun iyi anlaşılması için; yerli fikirler ve yerli üretim
kaynak beklerken bu paraları, toprağa gömmeyelim. Meslek okullarına, üniversitelere, fabrikalara, tarıma,
hayvancılığa, üretime yönlendirelim. Milyonlarca işsiz üniversiteli gencimiz ve
kente göçmüş niteliksiz işgücüne yön versin, doğru değerlendirilsin.
Kentsel dönüşüme
tamam ama mütevazi yatırımlar çerçevesinde. 250 binden başlayan, 500 bin
liradan 1 milyona kadar fiyat biçilen yapılara, mütevazi ya da kentsel dönüşüm
diyemiyorum ben. Bir de artık kusma hissi yaratan, hala yenileri planlanan büyük
alışveriş merkezleri var. Kentsel değil, rantsal dönüşüm bunlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder