07.03.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi
Ağlayanı
yok. Aldığı tek karşılık sessizlik. Yalnızlığının tescili bir sessizlik.
Atatürk Orman Çiftliği, çok yalnız. Rant canavarının dişleri, şantiyeler olarak
söküp, parçalayıp, dilimlere bölerek yok ediyor Çiftliği. Mahkeme kararı
açıklandı, başta Ankaralılar olmak üzere sahip çıkanı yok. Bu sessizlik, aynı
zamanda Çiftliğin 92’de 1’i kadarlık Gezi Parkı’nda çıkarılan gürültünün
yapaylığına da işaret ediyor. ‘Bilinçsiz çevrecilik’ diyelim nazikçe.
Şaşırtan karar
Kararı
alan mahkeme; Ankara 11’inci İdare Mahkemesi.
Davacı;
Mimarlar Odası Ankara Şubesi.
Mahkeme,
Atatürk Orman Çiftliği(AOÇ)içindeki Atatürk Evi, bira, şarap, meyve suyu
fabrikaları, tarihi köprü ve MİT sosyal tesislerinin de bulunduğu 7 hektarlık
alan ile yeni Başbakanlık binasının yapıldığı 46 hektarlık alanın, tarihi SİT durumunun
kaldırılmasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanlığı işlemlerini iptal etti. Kararda,
AOÇ’deki 7 hektarlık alanın SİT durumunun tarihi açıdan bir özellik ve nitelik
taşımadığı gerekçesiyle kaldırıldığı ancak bu gerekçenin hangi inceleme ve
araştırmaya dayandığının ortaya konulmadığı belirtildi.
Sahiden
böyle mi olmuş? İncelemeden, araştırılmadan, kanaate göre mi SİT alanı olmaktan
çıkarılmış bölge? Hayret!!!
Davaya konu arazi ve üzerindeki Başbakanlık inşaatı |
Raporlara sığamadı
Ayrıca kararda, dava konusu alanın SİT durumu değerlendirilirken tarihe tanıklığı, anısal ve anıtsal şekli, toplumsal olaylara konu olup olmadığının belirlenmesi gerektiğine de işaret edilmiş.
Ayrıca kararda, dava konusu alanın SİT durumu değerlendirilirken tarihe tanıklığı, anısal ve anıtsal şekli, toplumsal olaylara konu olup olmadığının belirlenmesi gerektiğine de işaret edilmiş.
Türkiye
Cumhuriyet’i kurulurken bin yıl önceki yöntemlerle tarım ve hayvancılık yapan
çiftçilere ve besicilere, çağdaş tekniklerle üretim yaptırmayı amaçlayan örnek
bir laboratuar değil miymiş Çiftlik? Devlet Denetleme Kurulu yazmıştı ama
bilirkişi de yine yazsın raporunu, zararı yok. Cumhuriyet’in kuruluşundan haberdar her Türk vatandaşının
bildiklerini yeniden yazsınlar. Tabii okullarda öğretiliyorsa eğer.
Kokoreç Çiftliği ve
Betonpark
Ayrıca
‘toplumsal olaylara konu’ olması
açısından, halkın hoşça zaman geçireceği bir yer olarak tasarlanan Çiftlik,
kurulduğu ilk yıllardaki tesislerden bile mahrum. Ulaşımı yok, tesis yok,
gideni de olmuyor tabii. Kokoreççilerin
olduğu 50 metre içine sıkıştırılmış sözde tesisler de “Var mı?” derlerse “Var”
demek için sanki. Oysa ulaşım daha zorken Ankaralılar, akın akın Çiftlik’te
alırmış soluğu.
Çiftlik arazisindeki Betonpark, namı-ı diğer Ankarapark inşaatı |
Bu
mahkeme kararını, genişletilmesi düşünülen hayvanat bahçesini de içeren yeni
Ankarapark açısından da değerlendirmek lazım. Şimdiden belli olan yapılaşma ve
betonlaşma oranına bakılırsa ‘Betonpark’ımız, bir kez daha Çiftliği, çiftlik
olmaktan çıkaracak başka bir gelişmedir. İçinden geçen otoban kılıklı yolları
da eklersek bundan sonra, ‘bitmiş
çiftliğin davası’nı görürüz artık mahkemelerde.
Bor’da kaldı hak
Sonra
sorarlar adama, “Bu hale gelmeden önce
neredeydiniz?” diye. “Neredeydi
hukuk, vasiyet çiğnenirken?” derler. “Vasiyet,
insan hakkıdır, hiçbir yasa bu hakkın üstünde olamaz” derler. “Vasiyet Atatürk’ün, o da devletin kurucusu.
Onun vasiyeti bile çiğnenirse!..” diyecek olurlar.
Bu da 1930'daki hali |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder