25.02.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi
“Su yok, yol yok” nakaratına takılmış
bitmeyen şarkı. 13 yıldır aynı yeri söyleniyor bu şarkının. Dinleyiciler
duymadığı için takılmış, dönüp dönüp baştan terennüm ediyor fasıl heyeti. Şarkının
yöresi, Temelli-Malıköy.
“Müteahhit misin, fabrikatör mü birader?”
diye sorsalar yeridir. Ankara’da, organize sanayi bölgelerinin en önemli
merkezlerinden biri olmaya hazırlanan Malıköy’deki sorunları o kadar çok yazdık
ki bu kadar zamanda müteahhit olsak bırakır kaçar, fabrikatör olsak fabrikayı
kapatıp, büyükbaş hayvancılığa başlardık! Sanayiciler, makinelerini durdurmayıp
üretmeye devam edince bize de sorunu tekrar tekrar anımsatmak düştü. Çakıl
taşımız yok ama mesele, memleket meselesi.
55 bin kişiye iş
Çünkü
13 yıldır su ve yol sorunu çözülmeyen Malıköy’de, bugün 5 bin kişi çalışıyorsa
bu sorunlar giderildiğine en az 55 bin kişi çalışıyor olacak. En az 150 bin
kişi, bu kapıdan ekmek yiyecek. Yatırımların devamında 300 bin kişiye çıkacak
bu rakam. Üretecek, ülke ekonomisine yepyeni katkılar ve iş alanları sağlanacak.
13 yıl nasıl ihmal edilir, akıl almıyor.
Dişlilere sıkışan yatırım
İşte
taze bir örnek daha: Milliyet Ankara Gazetesi’nin de müjde niyetine haber
yaptığı aşı fabrikası, yatırım için Malıköy’ü seçmişti. 60 milyonluk(trilyon)
yatırımla başta difteri ve tetanoz aşıları olmak üzere yüzde 100 yerli aşılar
üreteceklerdi. Dünya Sağlık Örgütü ve UNICEF, 5 yıl içinde bu aşılardan 170
milyon doza ihtiyaç olacağını belirten raporlar yayınlamıştı.
60
milyonluk yatırım, birçok kentin kendi sınırları içine almak isteyeceği bir
yatırım. 60 milyon Ankara için önemli bir rakam. Üstelik uluslararası satış
planlarıyla gelmişler. Pazarı hazır yatırım, bürokrasi dişlileri arasına
sıkışıverdi ve çaresizce ilgili kurumlarla yazışmaktan öteye geçemiyor. Üretime
geçilemezse ticari süreç başlayamıyor, başlayamadığı için onaylatılacak bir
ürünümüz de olmuyor. Bu fabrika şimdi başlasa Dünya Sağlık Örgütün’den 54 ay
sonra alabilecek onayı. Zaman, boşa akıyor.
Stratejik konu
Aşı
fabrikasının hammaddesi su. Ankara’da akan, Malıköy çeşmelerinden akmayan su.
Aşı fabrikaları, çeşmeden akan suyu iyice temizlemek için kendi arıtma
sistemlerini kuruyor zaten. Ancak Malıköy sanayisinin kullandığı kirli Ankara
Çayın’ın kenarındaki yer altı suyu, bu fabrikanın arıtabileceği,
kullanabileceği bir su değil. Onun için ayrı bir arıtma tesisi kurulması lazım.
O arıtma tesislerini kurmak ya da şebeke suyunu sanayi bölgesine taşımaksa
büyükşehir belediyelerinin görevi.
Bütün
parseli alınıp, kurulmak için yol ve su bekleyen yüzlerce fabrika gibi aşı
fabrikası da beklemeye geçti. İlgili kurumların ilgisini çekmeye çalışıyorlar.
Ne kadar bekler bilmiyoruz ama olmayınca götürür, suyu olan başka yere
kurarlar, yer mi yok fabrika yapacak. Aşı konusu çok stratejik bir konu, işin
ciddiyetini, daha çok bu açıdan değerlendirmek lazım.
Yoldan iyi haberler
En
büyük diğer ihtiyaç yol konusuna gelirsek hemen söyleyelim iyi haberler aldık.
Elektrik direklerinin yerlerini değiştirme işini Karayolları üstlenmiş. Bu
direklerin yer değiştirme projesi hazır olmadığı için yıllardır beklenen
Sincan-Malıköy yol ihalesi iptal edilmişti. Hazır olan yol projesine dahil
ederek Karayolları üstlenmiş işi. İhale Servisi, Kamu İhale Kurumu’ndan numara
ve tarih bekliyor, alır almaz yeni ihale ilanı yayınlanacak. “2 yıl daha mı bekleyeceğiz?” diyorduk, “En fazla 1 ay gecikir” dediler. Hayırlısı…
Malıköy’de,
büyük parseller ve büyük çaplı fabrikalarıyla 5 organize sanayi bölgesi var.
10’da biri çalışıyor bölgenin. Yatırımcılar, yol ve su bekliyor, vatandaş, iş
ve aş. “Su yok, yol yok” şarkısı bitsin,
başka şarkılar dinlemeye başlayalım artık. İnsanlar gibi ses de yorulmuş,
detone ve bet geliyor kulağa. Bu şarkıdan kurtarın Ankara’yı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder