17.07.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi
Geçenlerde
sohbet ederken bir dostumuz, çok isabetli bir saptamayla kendimize getirdi
bizi; “Aslında yönetici için kargaşa
içindeki bir kenti yönetmek, düzenli bir kenti yönetmekten daha kolay”
dedi. Malum Ankara’nın incir çekirdeğini doldurmayacak çene yoran ve 5
milyonluk kenti topyekün etkileyen sorunlarıydı konu. Ankara’nın sorunlarını
tartışmak, 24 saatlik bir mesai, uyuduğunuz zaman da rüyalarınızda devam
ediyor.
Kale’nin gizemli çukurları
Kale
çevresinde beliren köstebek yuvalarından açıldı konu. Gözümüzle de gördük.
Yollara örülen kilit taşlar, farklı yerlerde, büyüklü küçüklü çeşitli ebatlarda
sökülmüş, yol ortasında duruyor. “Çalışma
yaptı, kapatmadılar” deniyor ama bazı yerlerde lokum kutusu kadar açılmış, onun
gizemini çözemedik.
Kale’nin
iç kısmında, Alaeddin Camisi çevresinde altyapı çalışmalarının devamı
getiriliyor. Malzeme, etrafa saçılmış. İç Kale kapısının girişinde büyük,
dikdörtgen kafes teline benzeyen teller saçılmış yere. Oturduğumuz lokantadan
çıkan 65 yaşlarında bir beyefendi, gözümüzün önünde takılıp, kolunu kırdı. Lokanta
sahibi, hastaneye yetiştirdi. Meğer takılıp, eteği yırtılan turistler, tökezleyip
köşedeki evin duvarında ağzı yüzü kan içinde kalanlar, oyun oynayan çocuklardan
yerlere kapaklananlar şeklinde uzun zamandır vukuatı bitmiyormuş mahallenin. Biz,
sadece birine şahitlik etmiş olduk.
Kale’de,
başladığından beri yani yaklaşık 5 yıldır altyapı çalışmaları, tam bir
özensizlik içinde yürüyor. Sanki mahallede oturan yok, esnaf yok, sanki orası
turistik bölge değil, toz toprak içinde, hiçbir güvenlik önlemi almadan baraj
inşaatı gibi çalışıyorlar maşallah. Son gördüğümüz icat da köstebek yuvalarıydı
işte.
Engelliye engele devam
Başka
olmayan ya da olamayan şeyleri de hatırlatmak lazım. Sıra gelemiyordu bir
türlü, zaman zaman haber de oluyor, engelli rampaları ve görme engelli
vatandaşlar için sarı şeritli yolların durumu evlere şenlik.
Sarı
şeritler, mizah başlığı oldu artık. Ortasında ağaç, elektrik direği kalan, yolun
bir kısmında bitip, devamı olmayan, anlamsız zikzaglar çizen şeritler, şimdi de
yerlerinden sökülmüş birçok yerde kopuk kopuk artık. Bir yılı çıkaramadılar. O
şeritlere hiç güvenmesin görme engelli vatandaşlarımız, çok sık yoldan çıkabilirler!
Ben yaptım oldu rampalarsa hala çoğuna insen çıkılmaz çıksan inilmez durumda. Görüntü
kurtarılmış ama.
Ören yeri ilan edilmeli
Metro
duraklarında, biniş için kapılara denk gelen çizgiler silinmiş. Bazı
tabelaların da harfleri. Yenileri takıldığı halde ezeli gıcıklığımızı kazanan
yürüyen merdivenler ise çalışma saatlerini kendi belirlemeye devam ediyor. “Ankara’nın en istikrarlı direnişçileri”
diyebiliriz kendilerine.
Kızılay,
Kolej, Sıhhiye, Demirtepe yönündeki kaldırımlar, tarihi eser olarak tescil
edilmeli. Sakarya Caddesi de dahil. Kaldırım değil oralar, arkeolojik değeri
var. Antik bir kent gibi inişli çıkışlı, tümsekli tepeli. ‘Ören yeri’ ilan edilmeli bu bölge. Bazı sokaklarda kaldırım yok
zaten; arabalardan korumak için dikilen kaldırım babalarının öz malı oldu.
Yaz sürprizi
14
aydır gece 11’de biten metrosu ve yetersiz otobüsleriyle kışlakent Ankara,
yakında metroya nefret besleyebilir. Ulus-Sıhhiye arasındaki raylar
değişeceğinden 23 Temmuz’la 3 Ağustos arası seferler 12 dakikada bir yapılacak.
10 saniyede durakların dolduğunu düşünürsek yeni yaz sürprizimiz hayırlı olsun.
Destanımızın
en önemli kahramanlarından duraksız otobüs duraklarını da unutmuyoruz tabii.
Daracık durakların yetersizliğini de bir kez daha hatırlatıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder