10.07.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi
Ateş
mi saçmış bal mı damlamış, doğrunun acısıyla isyan dolu satırlar dökülmüş
elinden. Gençlerinin geleceğini, ülkenin geleceğiyle planlayamayan devletin,
röntgenini çekmiş adeta. SOCAR Türkiye Başkanı Kenan Yavuz, günü
kurtarmacılığı, ahşabı ağır bir tokmakla kafamıza kafamıza vurmuş belki dank eder
diye.
Dünyanın
en köklü petrol şirketlerinden biri Azerbaycan Devleti’nin petrol şirketi SOCAR.
Petrol, doğalgaz, enerji ve bilişim alanında ciddi yatırımları var. Türkiye’de
de Petkim üzerinden çok büyük yatırımlar yaptığı gibi yenilerine hazırlanıyor. Önümüzdeki
10 yıl içinde, Türkiye’yi kapsayan 20 milyar dolarlık yani yaklaşık 50
milyarlık (katrilyon) yatırım planlıyor. Bölgemizde oluşturulan enerji koridoru
Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı TANAP’ın da faal ortağı.
Tokmak darbesi gibi
düşünceler
İşte
Kenan Yavuz, bu firmanın Türkiye Başkanı. 8 Temmuz’da, internette paylaştığı
düşünceleri haber oldu. Düşüncelerin aksini iddia edenin, baş ve küçük parmağı
iyice açarak, alnı karışlanabilir. Önce bakalım ne demiş Kenan Yavuz:
- Nitelikli ara işgücü
bulamıyoruz. Üniversite bitirdim diye eline diploma alan, “Ben ne zaman müdür
olacağım?” demeye başlıyor.
- Gecekondu üniversiteler
kuruluyor. Buralardan mezun çocuklarımız ve ailelerin beklentileri yükseliyor.
- Ailelere sesleniyorum, sitcom üniversitelere
çocuklarınızı gönderip hayatlarını karartmayın. İş bulamazlar.
- Zira her on ara işgücüne
karşı, sadece bir üniversite mezununa ihtiyaç var.
- Sanayici olarak bir gün bile YÖK, bizlere sormuyor
“İstihdama dair ihtiyaçlarımız nelerdir?” diye. Kafasına göre hareket ediyor.
Sonuç ise ortada.
- YÖK eğer talep ederse çöpe attığım üniversite
mezunlarının CV'lerini (özgeçmişlerini), kendilerine hediye edebilirim.
- Meslek yüksek okulları ve teknik meslek eğitimi
teşvik edilmeli, teknik olmayan meslek yüksek okulları kapatılmalıdır.
- YÖK,
sürdürülemez bir düzen kurdu. Kaynaklarımız heba oluyor, yazık oluyor. Radikal
reformlar yapılmalıdır.
- Buradan
YÖK'e sesleniyorum, gelecek üç yıl içinde binlerce meslek eğitimli işçi
istihdam edeceğim. Üniversite mezunlarına ise kapım kapalı.
Maden
işçisi üniversite mezunu
Var mı itirazı olan? Marketlere
tezgahtarlık, kasiyerlik, şirketlere
güvenlik görevlisi, kafelere garsonluk yapan üniversite mezunu yetiştiriyoruz.
Zonguldak’ta maden işçisi sınavına girecek kadar çaresiz kalanları da
unutmayalım. Hem ortaöğretim hem yüksek öğretim sistemimiz, resmen işsiz ve
gizli işsizler üretme merkezi.
Ara eleman yetiştirmeyi ise
neredeyse tamamen bıraktık. Önce 4+4, sonra 4+4+4 sistemiyle çıraklık bitti.
Bütün iş alanlarında çırak yetişmiyor artık. Sanayiciler, devletten umudu
kesince kendi okullarını ve teknokentlerini açarak sorunu çözmeye çalışırken
zanaatkar ve tüccarlarlar, henüz bu adımı atma kararında görünmüyor.
Oysa ülkenin, okuldan çıktığı gün
işe başlayacağı yüzbinlerce ara elemana ihtiyacı var. Artık sermayesi olan bir
ülke Türkiye ve yeni kurulduğu söylenen dünyada, üretimle varolabilir ancak. Ancak
ülke, genç neslini, ‘üniversite sınavı’ denen bir kıyma makinesinin, dershane denen
bıçaklarında öğütmekle meşgul. Ve dahi gözümüzü çıkaracak kadar önümüzde olduğu
halde geleceğin planlandığına dair hala hiçbir işaret görünmüyor. İş var,
işsizlik de var. Ama öğretim elemanı bile bulamayan üniversite açıyoruz habire.
Niye sanayici ya da zanaatkar
kendi okulunu açsın ayrıca. Ülkenin normal okulları, meslek okulları,
üniversiteleri ne işe yarıyor? Üretmeyen eğitimi ne yapalım, kapatın o zaman,
olmadığını bilelim bari.
Daha
kötüye gidiyor
Ankara sanayicileri, kendi
çıraklık ve teknik liselerini açarak önlem almaya çalışıyor ama devlet gibi
olmuyor, güçleri yettiği kadar. Devletin merkezi Ankara’da, devlete seslerini
duyuramıyorlar. Zanaatkarları ve tüccarları ise henüz ağırdan alıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder