24.07.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi
Altyapı
ve onarım çalışmaları için kazdığını olduğu gibi bırakıp gidenler, kaldırım
taşlarını söküp öylece bırakan ya da üstüne bir de sağlamları kıranlar, inşaat
atıklarını temizleme gereği duymadan pervasızca çekip gidenler, hendekler,
çukurlar, açıkta bırakılan elektrik telleri... Yani “Yapın” demeye korkuyorsunuz, yapılmamış hali kadar rahatsızlık
veriyor “Yaptık” dedikleri.
“Konferansa yetişir mi?” diyoruz ama
böyle yetişecekse yetişse ne olur?
Önemli bir fırsat
12-24
Ekim 2015 tarihleri arasında Ankara önemli bir konferansa ev sahipliği yapacak;
Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele 12’nci Taraflar Konferansı’na. Yurt
dışından 10’a yakın devlet başkanı, 100’den fazla bakan ve parlamenter, iş
dünyası ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile 8 bine yakın delegenin
katılması bekleniyor. Ankara’nın, hem çevre hem tarihi açıdan kendisini
göstermesi için iyi bir fırsat. Bu fırsatı nasıl değerlendireceğiz, o önemli.
Nasıl değerlendireceğiz
Ankara
Kalesi’nin 5 yıldır bitmemiş altyapı ve çevre düzenlemesiyle
İdrar
esanslı Akkale’siyle
Turistik
bölgelerdeki otopark sıkıntısı ve Kale’ye çıkan hiçbir aracın olmamasıyla
Hacı
Bayram çevresinde devam eden inşaatlarıyla
Olmayan
turist danışma bürolarıyla
Gece
11’de biten metrosu ve tabii ki erken biten gece hayatıyla
Yürümeyen
yürüyen merdivenleriyle
Tepeli
tümsekli, eğri büğrü kaldırımlarıyla
Ankara
yemeklerini tattıracak yetersiz lokantalarıyla
Yine
turistik bölgelerde erkenden kapatan esnafıyla
Hendekleri,
çukurları, elektrik telleriyle
Nasıl
ağırlayacağız biz bu konukları? O alışveriş merkezi senin bu alışveriş merkezi
benim dolaştırırız artık. Çok var nasılsa.
Özel bir çaba görünmüyor
Akyurt’ta,
bir fuar ve kongre merkezi inşa ediyoruz. İleride daha çok konuğa ev sahipliği
yapacak yani başkent. Ancak sadece şu saydıklarımıza bakılırsa kimsenin acelesi
yok. “Olduğu kadarıyla artık” diye
düşünüyorlar herhalde. Misafir umduğunu değil bulduğunu yesin. Özel bir çaba
gösterilmediğine ve hummalı bir çalışma yapılmadığına göre pek de umurumuzda
değil demek.
Altyapı
çalışmaları için İçkale Kapısı girişine yığılan
tellere değinmiştik geçen Cuma. Eteği takılıp yırtılan, yerlere
kapaklanan, ağzı burnu kan içinde kalan turistlerden, mahalleliden
bahsetmiştik. Tam da gözümüzün önünde takılıp düşerek, kolunu kıran beyefendiyi
anlatmıştık. Evvelki gün gittiğimizde ne gördük? Teller artmış ve daha da
yayılmış çevreye. Babamızın Kalesi sanki, anlayış meselesi işte; umursamazlığın
da başkentindeyiz.
Ekim’e inşallah
Velhasıl 10’a yakın
devlet başkanı, 100’den fazla bakan ve parlamenter, iş dünyası ve sivil toplum
örgütlerinin temsilcileri ile 8 bine yakın delegenin geleceği başkent
Ankara’da, şu an konferansa yapılamaz. Ekim’e hazırlanır inşallah.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder