07.07.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi
http://i.milliyet.com.tr/Orjinal/2015/07/06/man-07-07-2015-sayfa-1-10201541.Jpeg
http://i.milliyet.com.tr/Orjinal/2015/07/06/man-07-07-2015-sayfa-6-10201562.Jpeg
Yılan
hikayesiyle arapsaçı karışımı bir efsane. Tam içinden çıkılmazlık efsanesi.
İhalesinden işletmesine, 17 yıl bekleyen hatlarından yürüyen merdivenlerine
kadar her yanına plansızlık sinmiş bir efsane. Gar’a havaalanına uğramıyor,
yeri geliyor yağmurda çağlayanlar, göller diyarı oluyor. 14 aydır da sosyal
yaşamımızı yönlendiriyor; gece 10-11 gibi eve gönderiyor Ankaralı’yı. Ankara
Metrosu’nu, takdimimizdir!
Nasıl idare ediyorlar?
150
yıl önce Londra Metrosu’nu yapanlar nasıl yapmış, 150 yıl nasıl işletmişler
acaba? New
York metrosu, bin 355 kilometre. Nasıl işletiyorlar acaba biz Ankara’da 38
buçuk kilometreyi idare edemezken?
Her
sorunu, defalarca olmak üzere dile getirdik. İş saatlerindeki yoğunluğu,
yoğunluk bitmeden ardı ardına eksiltilen seferleri, yürümeyen yürüyen
merdivenleri ve asansörlerini, yağmurda şarıl şarıl akan tavanları ve su
baskınlarını, eskimiş, silinmiş tabelalarını... Düzenli kullandığımız için
düzenli de takip edebiliyorduk çünkü.
Çinliler çözmüş bizi
Bu
konulardan biri de ihalesiyle üretimiyle yılan hikayesine dönen yeni metro
trenleriydi. Sincan ve Çayyolu hatlarının açılışıyla ihtiyacımız artacak, yeni
tren ihalesine çıkılacaktı. Hatların bitmesi de trenlerin ihalesi de sündükçe
sündü. İhaleyle beraber bir de ihaleyi kazanan Çinli firma çıktı başımıza.
Bizi, iyi çözmüşlerdi demek.
Firmayla
imzalanan sözleşmede, ilk 75 aracın yüzde 30 yerli üreticilerin katkısıyla
yapılması şartı vardı. Kalan araçlarda ise yerli üreticilerin payı yüzde 51
olacaktı. Yani parçaların yüzde 51’ni kendi sanayicilerimiz üretecekti. Ayrıca
trenlerin teslimi, Sincan-Çayyolu hatlarının bitirilmesiyle yapılmış olacaktı.
Sanayiciler de şaşırdı
Öyle
olmadı. 1 yıl yaprak kımıldamadı ve yeni hatların açılışıyla beraber, hiçbir
yerli katkı olmadan Çin’de üretilen 90 araç, metro raylarında boy gösteriverdi.
Sözleşme, baştan delinmişti. İhaleye
katılan İspanyol CAF firması ise daha başında sözleşme koşullarına uyulmadığına
dair davasını açmıştı zaten. Sözleşmeye aykırı 90 trenle neye uğradığını
şaşırdı sanayicilerimiz.
Hazırlıklarını
yapmış, ülke çapında 82 firmanın bir araya gelerek yerli tren üretimi
için oluşturduğu Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri Kümelenmesi ARUS’u kurmuşlardı. Üstelik Sincan’da, ASO 1
Organize Sanayi Bölgesi’nde Çinli firmaya, fabrika için torpilli bir arazi de
ayarlamışlardı. Dedik ya “Bizi iyi çözmüş Çinliler” diye, “Bunlar bitmiş
metroyu 17 yıl bitirmediler, alışıklar, bizi de kuzu kuzu beklerler” diye
düşünmüş olabilirler.
90
tren günlük hayatı da vurdu
Ve hiçbir yerli katkı olmadan getirilen 90 tren,
bizi günlük hayatımızdan da vurdu. Sinyalizayon çalışması yapılacak diye 14
aydır gece erkenden bitiyor metro seferleri. Oysa trenler, rayların taşıma
kabiliyetine göre 20 ton ağır gelmişti. Kızılay’la aynı hat üzerinde olduğu
halde Batıkent’te tren değiştiriyor Sincan yolcuları. Daha gelmeden bize
uymuştu Çinliler; sıfır yerli katkı olduğu gibi sıfır plan maşallah, aynı biz!
Mahkeme
durdurmuştu
Şimdi metro ihalesinin iptali gündemde. Aslında 2
yıl önce Ankara Bölge İdare Mahkemesi, yürütmeyi durdurma
kararı vermiş, Kamu İhale Kurulu’ndan da ‘gereğini
yapmasını’ istemişti. Kurul, tartışmalı bir ‘ihaleye devam’ kararı aldı. Bu arada ne yüzde 51 yerli katkı payında
bir gelişme oldu ne ne de sözleşmenin delinmesiyle ilgili itirazlar bitti. Tabii
dünya pazarına en hızlı gireceğimiz alanlardan biri olan raylı ulaşım
sistemlerinde de büyük bir darbe yemiş olduk. Her türlü kendi ayağımızdan
vuruyorduk kendimizi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder