14 Eylül 2016 Çarşamba

DAHA GÜZEL OLACAK BAYRAMLAR



13.09.2016 Milliyet - Ankara Gazetesi


Tarihimizin en önemli kırılma noktalarından birini yaşadık 15-16 Temmuz’da. Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi, bizi Çanakkale’deki, Kurtuluş Savaşı’ndaki gibi birbirimize kenetledi. 7 Ağustos Yenikapı Mitingi, çimentosu oldu yeni Türkiye’nin. Bu ruhhaliyle bayramların bayramlığı geldi sanki millisiyle dinisiyle.

Yanıt gibi kutlandı
12 Eylül 1921’de Haymana, 13 Eylül’de Polatlı kurtulmuştu, daha içten kutladık Sakarya Meydan Savaşı’nın 250 yıllık gerileyişe “Dur” diyen direnişini. 30 Ağustos 1922 Büyük Taarruz Zaferi, uzun zaman sonra tekrar anlamına yakışır coşkuyla kutlandı. 12 Eylül’e denk gelen Kurban Bayramı, 12 Eylül Askeri Darbesi’nin unutulası anılarına örtü oldu. Hepsi, 15-16 Temmuz darbe girişimine yanıttı sanki, üstelik asıl cevap hakkı kullanmadan daha.

Türkiye’nin geleceğini karartarak çizmek isteyen ülkeler ve pazar tezgahı gibi onların maşası her neviden örgüt, çatır çatır kendi ilkelerini çiğniyor, içinden gerçek amaçları saçılıyor dünya kamuoyuna. Ne oldu da ülkenin en ücra köşelerine kadar karşılarına ‘millet’ çıktı, o kısmı anlayamıyorlar. Hatalarına, sadece yenilerini ve daha büyüklerini ekleme çaresizliği içindeler. Anlasınlar ama; millet yayından çıktı ve önüne çıkanı yıka yıka, eninde sonunda o hedefine ulaşacak.
7 Ağustos 2016 Yenikapı Mitingi
Yayından fırladı
İster yenisi kurulsun, ister eski düzeni devam etsin, o dünyanın söz sahibi, gelişmiş ülkelerinin üyesi olmak istiyor bu millet. Başkalarının dudak arasından çıkan kararlarla koşamıyor, hep emekliyor. 15-16 Temmuz’da kendi kararını beyan etti, yaklaşık 70 yıldır gerildiği yayından, bunun için fırladı. Bu uğurda kim çıkacaksa karşısına, uzlaşmayanı yıkacak, yıkana kadar vuruşacak.

Bu beyanı anlamayan, anlamazdan gelen ya da duymamaya çalışanlar var. Bunun bir kişi, parti, zümre işi olduğunu sanıyor, iplerini tutan ellerden medet umuyorlar hala.

Uyanın rüyadan
Açıklama kolaylığı için çok taze bir örnek: Kütahya Tavşanlı’da, gizli mesajlaşma sistemi ‘bylock’u geliştiren TÜBİTAK üst düzey yöneticisi Mesut Yılmazer, bir yakınının evinin bodrumunda kıstırılmış, kaçarken yakalanmış. Yavuz hırsız kılıklı, polise posta koymuş bir de; Siz beni sorgulayamazsınız. Yakında hepiniz tutuklanacaksınız ve bunların hesabını vereceksiniz” demiş. Kapalı sistem iletişim kurmaktan gerçeği şaşmış, kopmuşlar. Hala ne olduğunun farkında değiller, ne dünyada ne de Türkiye’de.

Bundan sonra burnunu uzatanı bu millet affetmeyecek, 15-16 Temmuz’daki gibi şefkatli de olmayacak, anlayamıyorlar. Şu anda Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’ndaki gibi dünyaya kafa tutuyorlar, ayrıntısınız artık siz, her neviden örgütler de ayrıntı. Bir zahmet uyanın artık rüyalarınızdan, aklınızı başınıza alın.
Değilse yoldan çekilin
Önünde duranlar ve yanında olanlar var bundan sonra Türkiye için. Yanındakilerle işbirliği yapacak, önünde duranla ne kadar acı verecek olsa da hedefi pahasına, sonuna kadar vuruşacak. 70 yıla yayılan ve hiç bitmeyen ağrılarına, bir türlü kalkıp koşamayışına, acılı ya da tatlılıkla son vermek, hakkı olan yaşam tarzı ve söz hakkına sahip olmak istiyor.

Milletin çıktığı meydanda, en güçlü bombalar, en sinsi planlar kifayetsiz kalır. 15-16 Temmuz’u, milletin nazik uyarısıyla kararını beyan günü olarak kabul edin. Efendiliğini yapmıştır, kıymetini bilin. Böyle bir milletin memleketinde bayramlar güzel olur, katkınız olmayacaksa yoldan çekilin.

Hiç yorum yok: