27.09.2013 Milliyet-Ankara Gazetesi
Sadece bizim değil,
bütün dünyanın ihtiyacı olan bir ahlaktır. Esnaf ahlakı, düzenin ya da yozlaşmanın
ateşleyicisidir. Varsa toplumda düzen olur, yoksa vicdanı emanete bırakır
herkes; altta kalanın canı çıkar. Oysa Ahilikte ve geleneğimizde, önce vicdanı
kendisine gözcü koyar esnaf. Düşünce bizim, birlik bizim. Bu ahlaka sahip
çıkmak da yine memleket olarak bize, hem düşüncenin en iyi uygulandığı yer hem ülkenin
başkenti olarak da Ankara’ya düşer.
Ahilik mırıldanması
Oysa Ahilik Haftası
kutlanıyor ama Ankara, bu konuda da en sessizlerinden bir çıktı ülkenin.
Yozlaşmanın dibe vurduğu İstanbul’da bile gazetelere, televizyonlara haber
olacak kutlamalar, yürüyüşler yapıldı, bir Ahi Cumhuriyeti kurmuş geçmişiyle Ankara,
yine mırıldanıyor kendi kendine. Mezarlıkları, türbeleri, adı ‘Ahi’ ile
başlayan yüzlerce ileri geleniyle dolu kentin. Eski Ankara’nın birçok cami ve
mescidinin adı ‘Ahi’ ile başlıyor. Hala eşraftan esnafın çoğu, sessizce bu
ahlakın terbiyesine uygun ticaret ve komşuluk yapıyor. Bayrağı alıp, öne
çıkacağına Ankara, mırıldanıyor.
30 yıl öncesine gelebildi
Ahilik, 1200’lerden
1900’lere kadar yaklaşık 700 yıl sürmüş, esnaf ve sanatkar birliklerinin
örgütlenme ve iş yapma biçimidir. İmparatorluk topraklarında, köylere kadar
yayılacak bir örgütlenmeyi başarmıştır. Ülkenin bir köyünde bile kazık atsanız,
kalanında da bitermiş ticaret hayatınız. Uyanık yabancı tüccarlardan, geldiği
gibi gidenler çok olmuş. 700 yıl dedik ama aslında şu Ankara Kalesi’nde,
Atpazarı’nda, Samanpazarı’nda, daha 30 yıl öncesine kadar, adına “Ahilik”
demeden sürüyormuş gelenek; “Ben
siftahımı yaptım, buyurun komşum da aynısını satıyor, o siftah etsin”
diyormuş esnaf. Arada derede birkaç tane kalmış bu kumaştan esnaf, bazen denk
geliyorum şansına. Alışveriş yapmasam “Merhaba” demeye, hal hatır sormaya
uğruyorum.
Önce usta olacaksınız
Ahilikte esnaf olmak
için önce usta olacaksınız. Usta olmak için önce yamak, sonra çırak ondan sonra
da kalfa olacaksınız. Ustanız, kendi ayakları üzerinde durana hatta kendi
dükkanınızı açana kadar desteğiniz, koruyucunuz olur. Ustalığı, ustaların sınavından
geçerek, o işin bütün ustalarının huzurunda alacaksınız. Dayanışma ve
yardımlaşma zincirinde, bir halka olmuşsunuzdur artık; ne sizin ne ailenizin ne
de toplumun sırtı yere gelir bundan sonra.
Ülkedeki tek örnek Ankara
Selçuklu
İmparatorluğu’nun yıkılışı ile hemen kurulamamıştır Osmanlı İmparatorluğu.
40-50 yıl bir sendeleme yaşamış, ülke yönetiminde boşluklar olmuştur. İşte
kimine göre 40-50, kimine göre 10 yıl süren Ahi Cumhuriyeti, bu dönemde
kurulmuştur Ankara’da. Bu dayanışma ve yardımlaşma ayakta tutmuş, kendi kendini
yönetmiştir Ankara. Aslında iş ve çalışma ahlakını düzenlemek üzere kurulmuş
ama toplumu ayakta tutacak bir yapıya dönüşmüştür Ahilik. Yani ahlaklı esnaf,
dürüstlüğü, cömertliği, görgüsü, cesareti ve konukseverliğiyle Ankara’yı
korumuş, halkı bir arada tutmuştur. Birlik, aynı Türkiye Cumhuriyeti’nin
kuruluşunda olduğu gibi, kurtlar sofrasında parçalanmaktan korumuştur milleti.