29.07.2017 Milliyet - Ankara Gazetesi
İsmetpaşa’nın
hafızalardan silinişinin mührü oldu Kastamonu Oteli’nin yanışı. Yanışı mı,
yakılışı mı artık... 26 Temmuz 2017’yi mührün vurulduğu, vedalaştığınız gün
olarak kaydedebilirsiniz. Kastamonu Oteli de dahil 15 günde ardı ardına
kaderine terk edilmiş en az 100 yaşındaki 4-5 eski evin yanıp yıkılması, hiç de
tesadüfe benzemiyor. Bunların içinde 100 yaşından eski olanlar da vardı.
Gözümüzün içine bakarak, hatta içine sokarak yok edildiler.
Solda direnişin simgesi Ankara Telgrafhanesi, sağda Hükümet Konağı |
Zamanın devlet mahallesi
Hacıbayram
Camisi’nin avlusundan Dışkapı’ya doğru bakın, başınızı aşağı indirin, orası
İsmetpaşa, yeni adıyla Hacıbayram Mahallesi. Camiden hariç 1890’larda Abidin
Paşa’nın valiliği döneminde Ankara Telgrafhanesi (1886-1894), Hükümet Konağı
(valilik) gibi ilk resmi kurumların kurulduğu mahalle. Cumhuriyet’in
kuruluşundan sonra şık Ankara konakları arasına Macar ustaların serpiştirdiği
taş evlerle güzelleşen, İsmet İnönü’nün de oturduğu yüksek memurların mahallesi.
Direnişin
simgesi Telgrafhane’yi daha 1930’larda yıktık. Telgrafhane Müdürü Paşa Nuri,
daha sonra Havuzlu Çiçek Lokantası’nın sahibi, hemen otelin yanında önceki
hafta
yanan konakta oturmuşlardı. Uğur Mumcu’nun da çocukluğunda bir süre bu
evde oturduğu söyleniyor. İsmet İnönü’nün oturduğu ev ise duruyor, içinde
Suriyeliler var ama 3 yıl önceki halinden eser kalmamış.
Sağda yakılan konak..Göründüğünden oldukça büyüktü.. |
Telgraf Sokak.. Bu evler yok artık.. |
Meydansız
Valilik, yüksek binaların gölgesinde iddiasız, daha düne kadar pavyonlar, izbe
içkili lokantalarla çevriliydi. Önünden İsmetpaşa’ya inen Telgraf Sokak’ta, 2
yıl önce bile sağlam olan eski ev ve konaklardan hiç kalmadı. İnceyol Sokak 2
numaradaki güzelim işlemeli taş ev, 3 ay öncekinden de kötü durumda.
Kastamonu Oteli |
Hayalperestin hayalkırıklığı
Kapısına
kadar yığılan molozların arasındaki Kastamonu Oteli’ne 15 Temmuz’da uğramış,
fotoğraf çektirmiştik önünde.
Bir
ara dispanser olarak da kullanılan Kastamonu Oteli, Kastamonu’dan, Sinop’tan,
Boyabat ve Taşköprü’den gelen sarımsak üretici ya da tacirlerinin mekanı.
Otobüsleri de İsmetpaşa’dan kalkıyor zaten. Giriş katının bir yanı otobüs
yazıhanesi, öbür yanı bekleme salonu. Yazın çok kalabalık olunca avlusuna,
bahçeye yatak seriliyor. Sahibi Sami Erkan.
1965’den
beri oğlu Mustafa Erkan ve Cafer ile Engin Tokaç kardeşler tarafından ortak
işletiliyor. Son 6 aya kadar da çalışıyordu. Karakolla arası 50 metre değil,
ihtimal vermedik; yıkılmaz, toparlanır, bir işletmeye dönüştürülür diye
düşündük. Tarihi bir lokanta ya da kafe olarak hizmet verebilirdi turistlere.
Hey yavrum heyyy, saf hayalperest!..
Taş otel, cayır cayır!.. |
Hafıza silikleşiyor
26’sında
daha gün apaydınlık, saat akşam 6 buçuk, karakolun dibindeki Kastamonu
Oteli’nin cayır cayır yanma görüntüleri geldi. Taş bina, cayır cayır yanıyordu.
Tapusu henüz devredilmeden, diğerleri gibi itfaiye kontrolünde, kepçe
refakatinde yanıyordu. “Görüntü çekildiğini
görünce kepçe geri çekildi, yıkamadı” dedi mahalleli.