26.04.2013 Milliyet-Ankara Gazetesi
Ankara, iş yapmak ve
marka olmak için uygun bir kent. Kendine has bir iş yapma sorumluluğu, düzeni
yani terbiyesi var. Bu yüzden köklü markalar çıkarabiliyor Ankara. Biraz
ağırdan alsa da yenilikçi yanıyla daha çok öne çıkıyor Ankara firmaları. Sağlam
basıyorlar adımlarını. Ancak marka olan, soluğu İstanbul’da alıyor, bir daha da
arkasına bakmıyor. Marka olup, Ankara’da kalanlar yok mu? Var. Var ama onlar da
dünya markası olma yolunda ağır davranıyor. Yeni iş alanları ve markalara ihtiyacımız
var, Ankara, bu yolu açmaya hazırlanıyor.
Ankara’dan 2 ‘süper marka’
Geçtiğimiz hafta
Türkiye’nin ‘2012 Süper Markaları’ açıklandı. İngiltere merkezli marka değerlendirme kuruluşu Superbrands,
Türk iş dünyasının önemli isimlerinden oluşan Seçici Kurul’un oyları ve araştırma
şirketi Nielsen’in kamuoyu ölçümleriyle belirlenen Türkiye’nin 159 ‘Süper
Markası’nı açıkladı. Önce 1089
marka belirlenmiş, bu sayı 300’e düşürülmüş ve süzgeçten geriye ‘süper’ olarak
bu 159 firma kalmıştı. Çoğu
büyük dünya firmalarının Türkiye temsilcilerinden oluşan markalar. Kalan Türk
firmalarının arasında iki Ankara firması görebildim. Bu 159 firma arasında ASELSAN
Ve Kavaklıdere Şarapları süper marka olmaya layık görülmüştü. Sadece iki firma.
İkisini de gönülden kutluyoruz.
“Tufan geliyor”
2012’nin Ocak
ayında Çankaya Üniversitesi
Rektörü Profesör Doktor Ziya Burhanettin Güvenç, “Tufan geliyor, teknoloji tufanı” demiş, küçük ve orta ölçekli
işletmeleri “kümelenin” diye
uyarmıştı. Aynı dönemde Bilişim Vadisi ve teknokentler gündeme yeniden gelmeye,
organize sanayi bölgeleri, üniversiteler ve teknokentlerle işbirliğinin somut
adımlarını atmaya başlamıştı. Yeni teknoloji dünyayı kaplamaya başladığı zaman,
borsada kayıtlı şirketlerin en az yüzde 99’unun, Amerikan borsasındaki
şirketlerin en az yüzde 80’inin kapanması bekleniyor. Bugün çalıştığımız
işlerin çoğu, yarın olmayacak demek bu. Adım adım o günlere doğru gidiyoruz.
Değişimi görmeliyiz.
Süper marka fabrikası!
Şirket işleyişleri, iş
yapma alışkanlıkları değişiyor. Şirketler, üniversiteler ve sanayi, ele ele
vermek zorunda artık. Gençleri de bu geleceğe göre yetiştirmek. Tam bu noktada,
organize sanayi bölgeleri ve teknokentler, çok önemli bir yere sahip olacak.
Devlet ve yerel yönetimler, onların bu hazırlığına hızla yardımcı olmalı. Buralardan
yeni işler ve markalar çıkacak. Hatta 2 süper şirketimiz olduğuna üzüldüğümüz
günler çok geride kalacak. Çünkü bu örgütlenmeler, hızlı ve doğru adımları
atarsak süper marka fabrikasına dönecek.
Ankara teknokentleri
Nasıl mı olacak? Organize sanayi bölgeleriyle ilgili yazı dizimizde ipuçlarının
bir kısmını vermiştik. Yarın da teknokentlerin bu gelişmelerdeki yaşamsal
önemini işleyen yazı dizimize başlıyoruz. İpuçlarının kalan kısmını, bu dizide
fazlasıyla bulacaksınız. İş ve iş alemi değişiyor, 5 hafta boyunca her Cumartesi,
yenisini konuşacağız.