30.08.2016 Milliyet - Ankara Gazetesi
Bir
başka 30 Ağustos’u başlattık. 15-16 Temmuz’u, yeni 30 Ağustosumuz’un 26
Ağustos’u, yani Büyük Taarruz’un başlangıcı sayabiliriz. 26 Ağustos 1922’de
başlayan 20 günde sonuçlandırılmıştı ama yeni taarruzun ne kadar süreceğini kestiremiyoruz
şimdilik. Yeni savaş tarzının ahlakı, kuralları, koşulları, çok değişti çünkü.
Cephelerde
ordularla yapılmıyor artık savaşlar, halkı kendine kalkan yapan terör
örgütleriyle yapılıyor. Dostun arasına düşman karıştırılıp kalleşlik ve
çirkinlikle yapılıyor. Masumların arkasında, onların canıyla kanıyla tatmin
ediliyor ihtiraslar. Yüzlerce yıldır kana da paraya da doymayan bir ihtiras.
İnsanlığın içini
boşaltıyorlar
Bu
sinsi korkaklar, koca koca devletler... Koca koca en son model orduları var, en
teknolojik silahları var, uzaya bile gidebiliyorlar ama korkaklar. Cephe
savaşını maçaları yemiyor, dünyanın en kalleş icadı terörle kardeşi kardeşe
kırdırıyor, kadim tarihi paylaşan komşuları düşman ediyorlar. Başkasının
canıyla kanıyla elde etmeyi ilerlettiler, terörde şiddetin de vahşetin de
ölçüsü kalmadı. Azmettiren de uygulayan da insanlıktan çıktı, ‘android’ denilen
insan robot karışımı yaratıklara dönüştüler.
Bu
ülkelerin adını hepimiz öğrendik, sırasıyla rahatça telaffuz edebiliyoruz
artık. Kokmuş ağızlarından ‘demokrasi’, ‘insan hakları’, ‘hukuk’, ‘hoşgörü’
kavramları hiç düşmüyor ama hepsinin içini boşalttılar. Kendilerine bile
isteyemiyorlar bunları, en küçük bir krizde hepsini 1 dakikada çiğneyip geçebiliyorlar.
O kadar da dayanaksız hale getirdiler insanlığı.
Bu yıl Yeni Meclis'ten Eski Meclis'e halkın arasında yürüdü tören alayı |
Yeni 30 Ağustosumuz başladı
Bu
ülkeler, Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda da aynen tam kadro karşımızdaydı.
Çanakkale’de kalıbından beklenmeyen yenilgiye uğrayınca Kurtuluş Savaşı’nda
komşumuz Yunanistan’ın arkasına saklandı, onun çocuklarını sürdüler öne.
Onların kanı döküldü bizimle beraber. Şimdi terörle çok daha kalleşçe savaş
oyunları üretiyorlar, dünyanın dört bir yanında hiçbir gün barut ve kan kokusu
dinmiyor.
Masumların
arasında patlayan dehşetli bombalar yetmedi, 15-16 Temmuz’da başka bir perde
açtılar. O gün, içimizde besleyip semirttikleri hainlerle sırtımıza bıçağı
saplıyorlardı ki o eli millet, ordunun özü vatansever askerimiz tuttu. O gün,
ucu açık yeni 30 Ağustosumuz başladı. Savunmadan, taarruza geçti milletiyle devleti.
Geri adım yok buradan
Yılmadan
kararlı mücadeleyi sürdürecek, bu taarruzun sonunu da getireceğiz. Kararlıyız
bu konuda; ya yeni kurulan dünya masasına söz sahibi olarak oturacağız ya da
daha önce yaptığımız gibi kendi masamızı kendimiz kuracağız. Bu milletin,
geldiğimiz aşamada, geriye atacak adımı yok.
Anıtkabir'de de coşkulu bir ziyaretçi katılımı oldu |
Ayrıca...
Çanakkale
ve Kurtuluş Savaşları’yla karşılaştırılamayacak 15-16 Temmuz direnişine
gösterdiğimiz önemi ve saygıyı, bu savaşların bayram ve anma günlerinde de
bekliyoruz. Özellikle devlet büyüklerimizden, bu günlerin tekrar
parlatılmasını, anma ve kutlama törenlerini, kamu nezdinde eski coşkusuna
kavuşturmalarını diliyoruz. Değilse 15-16 Temmuz’un altı boş kalacak, saman
alevi gibi geçip gidecek ateşi.