20 Ocak 2017 Cuma

HACI BEKTAŞ POLATLI DA MI YAŞADI?



20.01.2017 Milliyet - Ankara Gazetesi


Sulucakarahöyük, Karaca Ahmed, Hacı Tuğrul, Fatma Bacı, Çile Dağı, Tekke... ‘Hünkar Hacı Bektaş Veli Velayetnamesi’nde geçen kişi ve yer isimlerinden bazıları... Polatlı’da yaşayan, çevreyi bilen, bir de Velayetname’yi okuyanın dikkatini çekebilecek isimler ve yerler... Binde hatta milyonda bir ihtimal de olsa, tartışma yaratabilecek bir gelişme de olsa araştırılması şart, iddiadan öte belki de tarihi değiştirebilecek bir gerçek ortaya çıkacaktır. Nitekim araştırılmaya da başlanmıştır.
Velayetname'deki yerleşimler

Araştırma sürüyor
Temelli-Polatlı-Karacaahmed köyünü birleştiren bir üçgen çizelim haritada. İçinde Sulucakarahöyük, Karacaahmet köyü, Hacı Tuğrul köyü, Fatma Bacı’nın türbesinin olduğu Bacıköy, zamanında çevresinde bir köy varken şimdi ıssızlık içinde Sakarya Nehri’ne bakan üç mezarlı tek bir türbenin bulunduğu oldum olası “Tekke” diye çağrılan mevki ve bunların ortasında Çile Dağı çıkacak önümüze. Velayetname’de adı geçip, isimlerini aynen koruyan yerler.

Yaşlılarının babalarından, dedelerinden duyup, dinledikleri de Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Merkezi’nin çalışmalarından sonra ortaya çıkmaya başladı; “Babam, dedem, Hacı Bektaş buralarda gezinirmiş derdi” ya da “Şu bölgeye Hacı Bektaş mevkii derlerdi” gibi ifadeler yer aldı Merkez’in saha ve sözlü tarih çalışmaları sırasında.

Gündeme getirenler
Polatlı’dan Kemal Sevgisunar ve tespit sırasında bir memuruyken şu anda Polatlı Belediyesi’nde Basın-Yayın Halka İlişkiler Müdürü olan Murat Kurt’un dikkati, Gazi Üniversitesi’ni bu çalışmaya yönlendirdi. Bir tarih öğretmeni olan Polatlı Belediye Başkanı Mürsel Yıldızkaya da gerekli çalışmanın yapılabilmesi için tam destek verdi.

Olaylardan hariç kesişen isimler

İsimlere bir bakalım:
Karahöyük
Sulucakarahöyük: Bölge eskiden beri Suluca yöresi diye anılıyor. Karahöyük, altında büyük ve tarihi çok eskiye, belki 2 bin 500 yıla varan bir höyük. Hacı Bektaş’ın güvercin olup, Anadolu’ya ilk indiği yer olarak geçer Sulucakarahöyük ve Nevşehir’deki Hacıbektaş’la tek kesişen isim budur.

Karaca Ahmed-Karacahmet köyü: Erenlerden Anadolu’nun gözcüsüdür, manevi alemde çıktığı seyirde, Anadolu’ya geldiğini o teşhis eder güvercin Hacı Bektaş’ın. Karacaahmet köyü köyüdür, sonradan İstanbul’a göçmüş, bugün ünlü mezarlığa da adını vermiştir.
Hacı Tuğrul Türbesi
Hacı Tuğrul-Hacı Tuğrul köyü: Doğan kılığında güvercin Hacı Bektaş’ı avlamaya çıkar, tam avlayacakken insan suretine dönen hünkara avlanır, biat eder. Anadolu erenlerine müjdelemeye yola koyulur. Yani ilk o karşılar Hacı Bektaş’ı. Türbesi, coğrafi bir çanağın içinde yalnız başına, köyün eski yerindedir.

Bacıköy - Fatma Bacı Türbesi
Fatma Bacı-Bacıköy: Ahiliğin babası Ahi Evren’in eşidir, babası Sivrihisarlı Nureddin. Hacı Bektaş’ın divanında yeri olan, saygısını gören, serveti ve hizmetiyle erenlere katılan bir bacıerendir. Bacıyan-ı Rum yani Anadolu Bacıları’nın önderidir. Bakımlı türbesi, Temelli’ye çok yakın Bacıköy’dedir.
Yenisi tepenin öbür yanına kurulan, camisi ve türbesi faal terkedilmiş Bacıköy
Çile Dağı: Ölümünü hissedince vasiyette bulunan Hacı Bektaş, kendisini yıkayıp kefenleyecek boz atlının, Çile Dağı’ndan geleceğini söyler. Çile Dağı, sadece Polatlı’da, tüm adı geçen bu yerlerin ortasında kalır. Ankara-Eskişehir yolunda Temelli civarında başlar, sağınızda kalır, yaklaşık Beyceğiz civarında biter dağ.
Çile Dağı Karacaahmet yönünden
Tekke'nin yanlız türbesi
Tekke: Karacaahmet köyüne yaklaşık 5 kilometre mesafede Sakarya Nehri’ne bakan, içinde 3 mezarlı yalnız bir türbenin olduğu bölge. Haziresinde eski taşlı mezarlar var. Çevresinde küçük bir köy olduğu, tarlalardan çıkan temel ve duvar taşları nedeniyle düşünülüyor. “Ben bu dünyadan gidince, cenazemi Tekke içine gömün” son vasiyetlerinden Hacı Bektaş’ın. Sadece yaşamamış, Velayetnamesi’ne göre bu bölgede ölmüş de olabilir yani Hacı Bektaş.
Türbenin kitabesinde yatanın değil onartanın adı var
 
Ya gerçek ya tartışma çıkacak!
Velayetname içinde tüm yer isimleri gibi iddiaları tarihle karşılaştıracak başka veriler de var. Velayetname’nin yazarının ‘Firdevs-i Rumi’ ve ‘Firdevs-i Tavil' lakaplı Bursalı İlyas Bin Hazır olduğu yaygın kanaat. Üzerinde ilk çalışmayı Sefer Aytekin ve Abdülbaki Gölpınarlı yapmış. Sadece Polatlı’nın değil ilgilisinin de gözü, Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Merkezi’nin yaptığı araştırmanın sonuçlarında. Anlaşılan bir gerçek ya da çok büyük bir tartışma çıkacak ortaya.

Ama var ya gerçek olacağı tutarsa “Ordularıyla padişahların icazet almaya gittiği Hacı Bektaş’ın nasıl bu kadar yalnız, sahipsiz, salaş türbesi olur, erenleri, nasıl böyle ıssıza terk edilir?” diye mezar taşlarına vuracağız başlarımızı.

Hiç yorum yok: