15 Kasım 2017 Çarşamba

ASKERİ BÖLGELER YEŞİL KALMALI



14.11.2017 Milliyet - Ankara Gazetesi

Bizim memlekette askeri bölgeler, olduğu şehrin en yeşil yeridir. Uzaktan, yüksekten bakın şehre, yerini belli eder zümrüt adacığıyla. Böyle güzel bir çevre bilinci vardır askerimizde; kurak bozkır şehirlerin hiç yoksa askeri alanları vardır yeşil bir adacık ya da kuşak olarak.
Yemyeşil Harp Okulu

Yeşile düşman kesildik
600 yıl önce “Ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim” diyen Fatih’in, şehri önce meydanına diktiği çınarlarla kuran ataların torunları değiliz sanki. Ya da sanki 1400 yıl önce "Elinizde bir ağaç filizi varsa, kıyamet kopmaya başlasa eğer onu dikecek kadar zamanınız varsa mutlaka dikin” diyen bizim peygamberimiz Hazreti Muhammed değildir. Bu millet ne oldu da yeşiliyle bu kadar düşman kesildi?

Yeni devlet Türkiye Cumhuriyeti, kurulurken geniş geniş yeşil kuşaklar tasarlamıştı başkenti Ankara’ya. İnsan evladını doğadan koparmayacak, nefes aldıracak, şehrin içine sindirilen batıdan doğuya, güneyden kuzeye yeşil kuşaklar. Bu kuşakların dokusunu bozmayan tesislerde, dinlenirken sosyalleşmeyi öğrendi başkentliler. Çoğunun üzerini bugün yapılarla kapatıp yok ettik, otoban yollarla dilimlere ayırdık. Bununla övünenlerimiz oldu.

Ya kışla ya mezarlık
Askeri bölgelerin şehir dışına taşınması 2012 yılında zamanın Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar tarafından dillendirilmiş, bölgelerin ‘kentsel dönüşüm’ sürecine dahil edileceğini söylemişti Bakan. Tartışma aldı yürüdü “Askeri bölgeler ranta açılacak” diye. Öyle çıkarılamadılar ama 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden sonra şehrin içinde kalan bazı bölgeler, hızla boşaltıldı.

Darbe girişiminden yaklaşık 20 gün sonra TRT’deki bir söyleşisinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “..bu arazilerde çok güzel yeşil alanlar oluşturmak suretiyle biliyorsunuz yeşil alan deyince iki yer akla gelir; ya kışla ya mezarlık. Böyle bir adım atılırsa halkın tamamen emrine, kamunun hizmetinde olacak şekilde böyle bir planlama yapılmak suretiyle ekonomiye kazandırma noktasında bazı adımlar atılabilir..” demişti.

Sanki denmemiş gibi
O sözlerden 2 ay sonra, yani bundan tam bir yıl önce Kasım başıydı, Ankara Şehir Araştırmaları Merkezi ŞAR, ilk icraatı olarak ‘Taşınacak Olan Askeri Birlik Bölgelerinin Alternatif Alan Kullanımlarının Değerlendirilmesi Çalıştayı’ düzenledi. Bu etkinliğiyle varlığından ve adından haberdar oluyorduk Merkez’in. Ne kadar ilgilerini çekti, önemli bulduysalar artık...
Büyükşehir Belediyemiz teslim alır almaz otoban gibi yol açtı Zırhlı Birlikler arazisine
Çalıştay ardından düzenlenen basın toplantısında Merkez’in Başkanı da olan müstafi Belediye Başkanımız Melih Gökçek, askeri alanların kesinlikle ağırlıklı olarak yeşil alan olmasının temel fikri olduğunu söyledikten sonra şöyle devam etmişti:
“..Öyle alanlar var ki üzerinde en ufak bir ağaç bile yok, tamamen kıraç vaziyette olan araziler var. Elbette bunların da değişik şekilde değerlendirilmesi, hükümetin uygun göreceği tarzda, bizim yapacağımız teklifler tarzında değerlendirilmesi mümkün olacak ama ağacı ortaya çıkmış, yeşil alan olarak ortaya çıkmış olan alanların kesinlikle ve kesinlikle Ankara’nın yeni yeşil dokuları olması gerektiği kanaatindeyim..”

İnsan için kurulur şehir
Ahan da gitti gidiyor askerin binbir emekle koruduğu yeşil alanlar” diye yorumlamıştık duyar duymaz. ŞAR isimli merkez için de iyi bir başlangıç olmamıştı çalıştayından çıkan sonuç buysa.

Bir yıl sonra 9 Kasım’da Çevre ve Şehircilik Bakanımız Mehmet Özhaseki’nin ifadeleri serinletti içimizi. Özhaseki, ".. Sayın Cumhurbaşkanımız’ın talimatı var, hepsi yeşil alan olacak. O konuda kimsede ters bir düşünce yok.." dedi.

Öyle olmalıydı, öyle olur inşallah. Şehir, her bozkırı, her boşluğu beton ve asfalt yığıntısına çevrilen yer demek değil. İnsanlar için kurulur, insan yaşar içinde. 1400 yıl önceki, 600 yıl önceki yeşil bilincini taşıyamamak, 100 yıl önce tasarlanabilen şehri bugün tasarlayamamak, cehalet ve rantın işbirliğinde bir sonuca neden olabilir ancak; bozarsınız o toplumu.

Hiç yorum yok: