4 Mayıs 2017 Perşembe

ŞEHRİN HAPİS AĞAÇLARI



02.05.2017 Milliyet - Ankara Gazetesi

Hayvanat bahçesinde ağ içine hapsedilmiş kuş gibi şehrin bazı ağaçları. Kuş uçmak için yaratılmış bir hayvan, bütün doğası, bedeni, uçmaya göre donatılmış. Özgürlüğün simgesi kuşlar, kendi isteğiyle ölemediği için, asli görevini yapamadan o ağların içinde yaşatılır her gün. Kaldırımlarda, refüjlerde kıstırılmış ağaçların da o kuşlardan hiç farkı yoktur.

Alabildiğine toprağa yayılmaya güdümlü ağaçlara, yanlış uygulamalar nedeniyle şehrin kaldırım ve refüjlerinde eziyet ederiz kimine belki asırlarca. Kaldırımın yanlış yerine dikeriz, belki bir yol genişletmesinde yerini daraltır taş ve betonla boğarız ya da yerini ayarlamadan hiç dikilmeyecek yere dikeriz.

Gözümüzün önündeki eziyet
Batıkent’te, her bahar yeşili fışkırmaya başlayınca daha dikkatimizi çeker; bu 30 santimi bulmayan açıklıktan hangi yağmuru alacak, nasıl soluyacak da büyüyecek bu ağaç? 25 yıldır 2 yaşındaki ağaç kadar bazıları, gelişemiyor. Site çevresindeki beton ve asfaltı, boğazına kadar sıkmış, sıkıştırmışlar. Birkaç tanesi yıllarca direndi ama dayanamadı 2-3 yıl önce kurudular çaresiz.

Bir başka otobüs durağında, 1 metre açıklık var ama toprak beton gibi sıkışık, ememiyor ne suyu ne besini. Onlar da en az 30 yıldır cılız. Daracık dibine düşen iki tutam yaprağı çöpçüler, kapıcılar süpürüyor, kendi besinini, gübresini de sağlayamıyor kendi ürettiği halde. Üstelik bu yanlış, parklarda da yapılıyor.

Yüzlerce yıl süreni var
Havalanamayan sıkışmış ağaç kökleri ihtiyacı olan oksijen ve karbondioksiti alamıyor, sıkışık toprak içinde besinleri ayrıştıracak bakteriler oluşamıyor, eksik mineraller zamanla toprağın besin değerini düşürüyor, sağlıksız ya da cılız ağaçlar, kurumadıysa eğer, onlarca, belki yüzlerce yıl insanoğlunun işkencesine katlanıyor.
Kilittaş kaldırım döşemeden önce hiç toprak payı bırakılmadan dökülen beton.. 
Bırakın 2 metreyi, kitabına göre yol ortası aralığı 7-8 metrenin altındaki refüjlere ağaç dikilmemesi lazım. 30 santime dikilmişi var bildiğimiz, ağaç refüjden taşmaya başladı. Hatta geçen yeni refüj düzenlemesi yapan Büyükşehir Belediyesi refüj içindeki toprağı kaldırdı, ağaçları bıraktı gitti öylece. Yıllardır yol, kaldırım yapımlarında o ağaçların çektiğini biz biliyoruz, kuruyor, açıyor, yine de dayanıyor cefakarlık anıtına dönüşen dostlarımız.
Yaprakları, gübresi aslında ama süpürüyoruz..

Uzman var belediyede yok
Yerine, toprağına göre ağaç ya da bitki türü belirleme, altyapıya uygun dar sokak, geniş cadde ağaçlandırma teknikleri var, tozu, egzozu önleyecek yöntemler var. Ağaçtır dili yok ama ağacı şehirde hapsetmeden yaşatacak bu köşeye sığmayacak bir sürü varoğlu çare var. Bunu da bilen, sayfalarca kitaplar, tezler, makaleler yazmış uzmanlar var. Her şeyi olan belediyelerde, bir tek bu uzmanlar yok herhalde. Çünkü ne çevre ne şehiriçi ağaçlandırma çalışmalarında, onların bilgisinden eser yok.

Yaza doğru kanıksıyor, sonbahar, kış unutuyor ama her bahar aynı acıyı, ağaçlarla beraber tekrar tekrar hissediyoruz. Havasını solumayı, gölgesinde oturmayı biliyoruz da ne eziyetlere rağmen olduğunu umursamıyoruz. Kaldırımlara, yol ortalarına hatta kimi zaman parklara hapsediyor, şehri zindan ediyoruz ağaçlarına.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Yine ,
Çok güzel bir konuya değinmişsiniz Sayın ALİ İNANDIM
Teşekkürler ✔
Belediyecilik bu olmamalı,