9 Ağustos 2017 Çarşamba

MESLEKİ EĞİTİM GELECEKTEN EDECEK



08.08.2017 Milliyet - Ankara Gazetesi

Dünya, tarihinin en teknolojik sıçramalarından birini yapmaya hazırlanırken bizi pek telaşlandırmıyor. Devlet, eli arkasında, lise ve üniversite seviyesindeki mesleki eğitimin ve eğiticinin pür dikkat tepesinde olması gerekirken bilineni yapmaya bile ağırdan alıyor. Konu bir bütün olarak ele alınıp, hızla çözüme gidilmiyor; bugün iki dirhem, yarın bir kaşık, öbür gün iki tutam ama sorunu kökten çözme iradesi zayıf hala.

Bu robot bizden önce ayağa kalkarsa!..
Ülke sanayisinin yüzbinlerce ara ve nitelikli elemana ihtiyacı var. Bizi, bu nitelikli işgücü geleceğe taşıyacak. Gelecek dediğimiz, öyle sallana sallana yakalanabilecek bir gelecek değil, bir teknolojik kasırganın eşiğindeyiz. ‘İş’ diye tanımlanan işlerin çoğu olmayacak, bizim borsamıza kayıtlı şirketlerin yüzde 99’u, Amerikan borsasındakilerin yüzde 80’i kapanacak. Havanda su dövenlerin, başına geçecek havanları.

Bu kasırganın benzeri yok
Biz neyle uğraşıyoruz? Geçici çözümlerden medet umuyor, günü kurtarıyor, milyonlarca işsiz pineklerken bir anlamda geçici istihdam hatta gizli işsizlik yaratıyoruz. Ülke bürokrasisi alışkanlıklarını terk edemiyor, her değişen bakanla başına dönüyoruz kat ettiğimiz yolun. Bu arada terör, savaş, keskin iç çekişmeler, bir güzel besliyor ümitsizliği.

Bu seferki teknoloji kasırgasının, dünya tarihinde benzeri yok. Bizim varoluş-yokoluş kavgamız bu alanda. Ağır aksak işleyişe nasıl göz yumuluyor, ağır aksak işletenler nasıl o koltuklarda oturuyor, dünyanın güneş gibi ayan olmuş bu gelişmesinden nasıl habersiz kalabiliyorlar, pes!
Meslek okullarının işlevi ve itibarını kazandırmak için ne bekliyoruz?
Gerçek savaş bu alanda
Araladığımız bu kapının arkasına ayağını koyanlara, insan yetiştirerek ve üreterek yüklenebiliriz sadece. Kendi elimizle kötüleştirdiğimiz ve itibarsızlaştırdığımız meslek liselerini, eski tabirle sanat okullarını, çok hızla geri kazanmaktan başka çaremiz yok. Yeni dünya kurulurken gerçek savaşı bu alanda vereceğiz.

Oysa olağanüstü bir atılım ve çaba gerekirken ihtiyaca karşılık insan yetiştirme gibi öyle bir telaşımız da yok. Hala kılla tüyle uğraştırılıyor bu konuda emek sarf edenler. Yerli üretime baş koymuş, yüksek teknolojili üretimi yaygınlaştırma çabasındaki sanayiciler, bürokrasinin ağır aksaklığından kurtulamıyor koşmak için. İşler, düz bir çizgide yürümüyor, düşük seviyede, inişli çıkışlı.
Bu millete uymaz
İnsan doğru bir fikri bile durmadan tekrar etse, yorulur, sıkılır. “Söyler söyler sıkılırlar” diyorlar herhalde. Bizde bir kamu yöneticiliği tarzıdır. Ama bu zaman başka zaman, yorulsak da sıkılsak da olana kadar söylememiz, uğraşmamız gerekiyor. Varoluş ya da yokoluşun eşiği bu teknoloji kasırgası, fırsatı kaçıranlar, gelişmişlerin dünyasında figüran olacak. Bir anlamda kontrol edilecek, muhtaç olacak. Hiç bu milletin ruhuyla uyuşmayan bir rol.

Bu kafayla devam eder, bir bütün halinde meslek eğitiminin ve eğiticilerinin sorunlarını çözmezsek geleceğimizden olacağız. Yapamıyorsunuz, bileni dinleyin, yapanın önünde durmayın bari.

Hiç yorum yok: