26 Ağustos 2017 Cumartesi

BEYPAZARI’NA BETONTEPE İNÖZÜ’NE ELVEDA



26.08.2017 Milliyet - Ankara Gazetesi


Rivayete göre Hızır, Allah’a yakın olmak için gittiği yerin en yüksek yerine çıkarmış. Uğradığı düşünülen tepenin adı, Hıdırlık olarak kalırmış. Başkentin iki Hıdırlıktepe’si var; biri Altındağ’da, diğeri Beypazarı’nda. Artık Beypazarı’ndakine, Hızır’ın uğrayacağını hiç zannetmiyoruz.

Belki çok eski bir kalıntı, bir ibadethane, türbe, mezar nedeniyle hatta bir efsaneyle şehrin o yüksek tepesi, dokunulmazlık atfedilerek koruma altına anlıyordu. Halk boşuna koymamıştır o ismi, kalıntıları tuz buz olsa, hikayesi unutulsa da vardır mutlaka bir nedeni, gerekçesi sağlamdır. Öyle adım başı bulunan bir şey değildir çünkü Hıdırlıktepeler.
Böyleydi..
Tıraşlama başladığında..
Betontepe’den izleyeceğiz
Ankara’daki hala duruyor da Beypazarı’ndaki rahmetli oluyor şu sıralar. 2015 yılında başlayan Beypazarı Hırdırlıktepe Projesi’yle bundan sonra ilçeyi, ‘Betontepe’den izleyeceğiz artık. Tepe rahmetli oluyor, üzerine dikilen beton tesisler de mezar taşı niyetine yapılıyor bir nevi.

Tarihi evleri, hanları, camileri ve çarşısıyla meşhur ilçenin en ortasındaki bu kutsiyet atfedilmiş tepesi, önce bir güzel tıraşlandı, şimdi betonla çullanılıyor üzerine. Tarihi dokuyla hiçbir bağı olmayan proje, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ait. Ederi 15 milyon (trilyon) olacak deniyor. Turist, tarihi dokusu için gidiyordu Beypazarı’na, tabiri caizse şimdi ortasına mum dikiliyor o dokunun.
Tıraşlandıktan sonra..

Hızır uğramaz daha
Belediye Eski Başkanı Mansur Yavaş’ın 1999’dan sonra beton işgalinden kurtardığı 550 konak, ilçenin tarihini kendisine hatırlatmıştı. Yıkılsınlar diye gözüne bakılıp para etmezken ilçenin tarihine, kültürüne, ekonomisine can suyu oldu kurtulan o konaklar. Şehirli de yeniden benimsedi şehrini, sahip çıktı. Ardı ardına turistik tesisler, müzeler açıldı, tarihi el sanatları ve gümüşçülük canlandı, ziyaretçilerle doldu taştı sokakları. Bir ‘ekonomik gelişim örneği’ oldu hem ülkede hem yurtdışında.
Tarihi dokuyla ilgisiz Hıdırlıktepe Projesi
Ancak devamı getirilemedi, yeni açılımlar yapılamadı, olanın etrafında dönmeye başladı ilçe. Bu dokuyu bozmadan, hatta geliştirerek ne yapılabileceği konusunda uzmanlara danışılmadı, proje önerileri alınmadı. Ülkeye, daha çok da dünyaya açılması gereken bir eser şehir, hiçbir tarihçinin, şehir plancısının ya da mimarın onaylamayacağı adımlar atmaya girişti. Hızır, bırakın tepeyi, Beypazarı’na uğramaz artık.
Adım adım Betontepe oluyor
Yol gelir ağaç gider
Uğramaz, şehrin dibinde en gezilesi, dinlenilesi yeri İnözü Vadisi de aynı tehlike altında çünkü. Vadideki arazi sahiplerinin bile haberi olmadan hazırlanan ve kamulaştırması yapılan Yürüyüş Yolu, arazi sahiplerinin şikayeti bir yana, kendine öz iklimiyle (mikroklima) meşhur vadinin bitkisini de havasını da bozacak nitelikte. Arazi sahipleri, “Öyle bir proje hazırlanmış ki bazı yerlerde, hiç gerek olmadığı halde çoğu ağaç ya da meyve ağaçları içinden geçirilmiş yol” diyor. “Niye?” diye sorunca “Kesmeyeceğiz” diyormuş belediye. “E proje öyle demiyor” deyince de sükuta gark oluyormuş zavallı memur.
Kendine has iklimiyle İnözü Vadisi, bitki çeşitliliğinin de merkezi
 İnözü’ne yeni tesisler mi?
Biliyorsunuz, böyle sessiz girişimler, bir yolla kalmıyor genellikle; yapılaşmanın da yolu açılıyor. Nitekim ne kadar satır aralarına gizlenmiş olsa da proje kapsamındaki ‘günübirlik tesis alanları’ sözü, şimdiden tüyleri diken diken etmeye yetiyor. Yeterince tesis var zaten İnözü’nde, dahası ne?

Velhasıl Hıdırlıktepe gibi İnözü Vadisi’yle de vedalaşma zamanı. Hızır ne yapsın daha bu şehre gelip de!
İnözü'nde, yeterince tesis var zaten

Hiç yorum yok: