21 Ocak 2018 Pazar

KAVŞAKTAKİ ŞEHİR



20.01.2018 Milliyet - Ankara Gazetesi

Dünyanın ümüğü Anadolu’ysa Anadolu’nun ümüğü Ankara’dır” demiştik bir yazımızda. Havayolundaki gelişmelere karşın tarih boyunca coğrafi bir kavşak şehir olan Ankara, anlaşılmalı ki hala öyledir. İyi anlaşılmalı ki yatırımlar da öyle yapılsın. Anadolu’yu tutmayan bölgeyi tutamaz, Ankara’yı tutmayan Anadolu’yu.



Ankara’nın başkent yapılmasını hala sindiremeyen ülkelerin İstanbul’u muhatap almak istemesi, yatırım ve etkinliklerini bazen daha pahalıya mal olması pahasına orada gerçekleştirmesi, boşuna değildir. Güçlü Ankara, güçlü Anadolu demektir çünkü, Allah muhafaza güçlü Türkiye’nin bir kez daha yolu açılır onlar için.



‘Anadolu düğümü’

Bütün bozma, çirkinleştirme marifetlerimize karşın İstanbul, hala dünyanın en güzel şehridir bizce. Ancak bu ülkenin ve şehrin idarecileri, bu ayrımı idrak etmek ve doğru değerlendirmek zorundadır. Öyle de yönetmek... Bilişim Vadisi gibi bu şehirden kaçırılan her stratejik yatırım, Anadolu’nun kaybetmesi anlamına gelir.



Bilişim Vadisi, bizzat Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın kendi raporuna karşın Kocaeli’ne götürülmüştür. O rapor, çoğu İstanbul kurum ve üniversitelerinden oluşturulan bir heyet tarafından hazırlanmasına rağmen ‘Ankara’ demiştir. Raporun bir cümlesi, adeta özetidir: “İstanbul, Bilgi İletişim Teknolojileri’nin uluslararası cazibe merkezi ancak ‘Anadolu Düğümü’, kaçınılmaz olarak Ankara’dır.



Hakkını veren lazım

Bir şehre yarayan ama uzun vadede, ülke için alınmış yanlış bir karar olmuştur. Neyse ki Ankara, başta savunma ve havacılık sanayisi olmak üzere, pek çok stratejik yatırım alanlarını koruyacak ve geliştirecek önlemler almaya devam ediyor. İdarecilerine karşın çaba gösteriyor, organize sanayi bölgeleri, bir dönüşüm sürecinden geçiyor.



İşte Ankara, sadece başkent olduğu için değil ‘Anadolu düğümü’ olması nedeniyle de doğru yönetilmeliydi. Siyasiler, yatırım kararları alırken bu düğümü gözetmeliydi. Dünya, Cumhuriyet’in kuruluş yıllarındaki gibi bir değişim sürecine girdi ve bu süreç, aynı o yıllarda olduğu gibi bizim de kendimizi yenileme ihtiyacımızla kesişti. Kişisel değil ülke çıkarını gözetenler ve Ankara’yı, stratejik yerine koyabilenler lazım bize.



İdaresi hayatidir

Oysa coğrafi, stratejik ve ticari bir kavşak olan Ankara, yurtdışı direkt uçuşları dileniyor adeta. Anadolu’nun göbeğindeyken en azından çevresindeki 34 şehrin yolcuları, İstanbul’dan aktarılıyor örneğin. Neredeyse bir asır gelişimi gecikmiş kara ve demiryolu damarları, çok şükür genişletiliyor ve geliştiriliyor ama şehrin gelişme hızına yetişemiyor. Ulaşımı zor bir şehirde, başkent bile olsa, kim yatırım, ticaret ya da etkinlik yapmak ister? Başkentin ulaşamadığına, Anadolu nasıl ulaşsın?



Dünyanın ve ülkenin girdiği değişim süreci, ‘Anadolu düğümü’nü bir kez daha çok önemli hale getirdi. Şehrin idaresi, ülkenin idaresi kadar hayatidir. Kayıp yılları telafi edecek yatırımlar en hızlı biçimde gerçekleştirilmeli, bir kargaşa içinde debelenen yatırımların önü açılmalı, bürokrasi hazretleri, lütuf buyurup biraz koltuğunu soğutmalı.



Alelade bir şehir değil

Ankara’nın, başkentçilik oynayan alelade bir şehir muamelesi görmekten çıkarılması lazım. Hiçbir zaman kaybetmediği tarihi ‘Anadolu düğümü’ vasfını bir daha idrak etmemiz, nitelikli insangücüyle iş yapma kabiliyetini, hakkıyla değerlendirmemiz lazım. Gelişmek zorunda bu havza. Gelişmeyen Ankara’yla Anadolu’yu nasıl tutacaksınız?

Hiç yorum yok: