16 Nisan 2014 Çarşamba

EN PAHALI KÜTÜK



15.04.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi

Her bölgesinin kendine has iklimi var. Aynı anda bazen 4 mevsimin yaşandığı, iklim içinde iklimler olan bir ülke Türkiye. Toprağının, tarım ve orman için çok az bir kısmı kullanılıyor. Toprak var, su var, güneş var ama kullanmaya niyetimiz yok. Orman tarımını yaygınlaştıramadığımız gibi fidancılığımız da süs ağaçları, çalılar, çiçekler yetiştirmekten öteye geçemiyor.



Fidancılık niye gelişemiyor?

Geçemiyor çünkü talep az. Orman Genel Müdürlüğü bedava fidan dağıtırsa dikiyoruz. Talep olmayınca fidanlıklar da her türden fidana ve yetişmiş ağaca yatırım yapmıyor. Oysa yüzlerce çeşit ağacın yetişebildiği bir ülkenin, bırakın kendi ülkesini, yurt dışına satarak gelir elde etmeyi düşünmesi gerekir.



Yerli fidancılığa en büyük darbe de önce belediyelerimizden geliyor. Arap çölünde yaşıyoruz sanki, tohum kalmamış, ağaç bitmiş gibi yurt dışından yüksek fiyattan fidan, boylu ağaç satın alıyorlar. Hatta Mayıs ayında tam 1 yıl olacak, Büyükşehir Belediye Başkanımız Melih Gökçek, bürokratlarıyla inceleme ve araştırma yapmak üzere İtalya'ya gitmişti. Twitter’dan fotoğraflı mesaj atmış “Bu ağacın adı Katalpa. Ankara'ya gelmek istiyor. Bu bitkiler, artık Ankara'nın olmalı dedikten sonra eklemişti “Birileri hırsından çatlasa da, bu ve benzerleri bu yıl gelecek inşallah” demişti.



Bakan’ın isyanı!

Geçtiğimiz Pazar günü Milliyet Gazetesi’nde Önder Yılmaz’ın haberinin başlığıydı: “İhtal fidana savaş açtı!” Haberde Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, başta Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyükşehir belediyelerinin, yurtdışından yüzbinlerce avro vererek fidan ithal etmeleri konusunda şikayet ediyor, yasal düzenleme hazırladıklarını söylüyordu. Eroğlu, belediyelere bir yazı göndererek yurtdışından ithal fidan yerine, Bakanlığı’ndan ücretsiz fidan sağlamaları konusunda uyaracaklarını belirtiyor ve ekliyordu; “Arkadaşlar, kusura bakmasınlar, onlar fidan değil kütük getiriyorlar. Hastalıklı bir takım böcekler geliyor. Onlarla mücadele etmemiz gerekiyor. Çam kese böceği gelmişti, çok uğraştık, mücadele ettik. Denetime almak istiyoruz. İthal ağaçlar karantinaya alınıyor. Belediyelere de ayrıca tekrar duyuru yapacağız 'bila bedel (ücretsiz) veriyoruz, almak istiyorsanız bizden alın' diye. İthal doğru değil, o kadar boylu fidan almaya gerek yok. Belediyeleri, ikaz etmek lazım. Bunu önlemeyi düşünüyoruz"



Ankara ‘kütük’ cenneti

Kütük’ alıyoruz çünkü ağaçlar, hastalıktan, böceklerden olduğu kadar iklime de uyum sağlayamıyor ve kuruyor. Ankara’nın neresinde, hangi ithal ağaçların kurduğunu merak ediyorsanız Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği’ne sorun. İşte birkaç rakam: Turan Güneş Bulvarı’ndaki meşelerin yüzde 60’ı, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı’ndaki servilerin yüzde 35’i, Atatürk Bulvarı’ndaki ıhlamurların yüzde 50’si, Ahlatlıbel’deki çınarların yüzde 80’i kurumuş. “Boylu ağaçların Ankara’da tutması çok zordur, tutmaz” demişlerdi, özellikle dışarıdan getirilen saplı meşelerin, Ankara’yı hiç sevmediğini, Anıtkabir’in Anıttepe’ye bakan kapısına ekilen 53 saplı meşeden 2-3 tane kaldığını öğrenmiştik.



Her türlü pahalıya maloluyor

Bakan Eroğlu, ithal ağaçlar için az bile söylemiş. Çevreye verdiği zarar, fiyatlarından ettiğimiz zararın çok üstünde. Yani her türlü çok pahalıya mal oluyor bize. Kendi doğal ortamı ve iklimi dururken niye yurt dışından ‘kütük’ alıyoruz, biz de soruyorduk 2 yıldır. Kendi özgün ağaçlarımızı yetiştirmeyi, yerli fidancılığı geliştirmeyi niye düşünemiyorduk?


Düşünebilsek paramız cebimizde kalacak, o kurumuş kütüklerin yerinde, büyümüş ağaçlarıyla yemyeşillik olacaktı şimdi.

Hiç yorum yok: