4 Haziran 2015 Perşembe

HAZIRLIKLI MIYIZ?



02.06.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi


Bazısı yerinde bazısı zamansız, biraz çarpık atıyoruz ama yeni adımlar atılıyor Ankara’da. Çok gecikmiş, hala da geciken adımlara meyletsek keşke. Atalet içindeki başkente gelen hareketi ve hareketin yönünü, hala yorumlayamayanlar var. Tempolu yürüyüşe, koşmaya geçemiyoruz onlara takılmaktan.



Sağlık turizmi

2 yıldır Kızılcahamam, Güdül, Haymana gibi ilçelerimizde büyük kaplıca oteller yapılıyor. Kazan, Çubuk, Polatlı gibi ilçelerimiz de hazırlık içinde. Etlik’te ve Bilkent’te, 2 büyük hastane yerleşkesinin inşaatları sürüyor. Daha çok yurt dışından gelecek hastaları hedefleyen iki proje. Sağlık turizmi için adımlar atılıyor yani.



Kongre-fuar turizmi

Akyurt’ta, Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nin temeli nihayet atıldı. Dünyanın ilk 100 fuar alanı içinde yer alacağı söyleniyor. Türkiye’nin en iyi üniversitelerinin ve yüksek teknolojili üretim yapan sanayisinin olduğu şehirde çok gecikmiş de olsa önemli bir yatırım. Kongre ve fuar turizmini başlatıyoruz yani.



Ulaşım damarları açılıyor

Başkentin, yurtiçine ve dışına açılan ulaşım damarları dardı, açılıyor yavaş yavaş. Eskişehir, Konya, İstanbul’dan sonra İzmir, Bursa, Sivas, Kayseri, Antalya diye geliyor hızlı tren. Kars’tan Habur’a kadar açılacak inşallah damarlarımız. Yük taşımacılığı için açılacak hatları bekliyoruz. Karayolunun, otoyol olarak Urfa’ya kadar bağlanması planlanıyor. Adana’dan sonrası hazır zaten. Ankara’dan direkt uçuş sayısı 600’e çıktı. Mayıs ortasında Türk Hava Yolları, 7 ülkeye 27 sefer olmak üzere yeni direkt uçuş hatları açtı. Ülkenin başkentine ulaşım kolaylaşıyor yani.



Eğitim turizmi

Yenileriyle 20’ye çıktı üniversite sayımız. Çevre ülkelerden öğrenci akışı başladı Ankara’ya. Rektörler, bu öğrencileri de gözeterek, üniversitelerde konaklama sorununun çözülmesi, sosyal olanakların geliştirilmesi talebinde bulunuyor artık. “Eğitim turizmine açılmaya en uygun şehir Ankara” diyebiliriz yani.



Doğa ve kültür turizmi

Doğa turizmine açılmak, kültür turizmini geliştirmek durumundayız. Her türlü doğa etkinliğine uygun ilçelerimiz, yörelerimiz var. Tamamen bakir, maşallah turizmin ‘t’si değmemiş ellerine. Kültür açısından Kale’yi 1 numaraya koymalıydık, kenarından başladık maalesef. Kale’yi, Hacı Bayram ya da Hamamönü gibi ‘yenileştirmeden’, özgün halini koruyarak turizme hazırlamalıyız. Altyapısını bile bitirmedik ama. Gece, çoğu sokağı hala karanlık. Şu Medeniyetler Müzesi  de daha fazla gecikmeden ciddiyetle gündemimize girmeli.



Ankara yemekleri yapan 1 buçuk lokanta var, Kale ve çevresine yenilerini açmamız gerekiyor. En hayati konulardandır, turistin kalbine giden yol midesinden geçer filhakika! Kendi yemeklerimizi sunarken çevredeki eserleri ve müzeleri gezme olanağı da sağlamış oluruz böylece.



Bu turist külyutmaz

Buraya kadar sözünü ettiğimiz turist modeli, önce kültür tüketen turist modelidir. Yapayla gerçeği gözünden ayırt eder, külyutmaz türündendir. Ankapark’a, en son gidecek turist modelidir yani.



Turizm büroları, kenti rehberleri olmayan, metrosu gece 11’de biten, Kale’ye hiçbir toplu taşıma aracının olmadığı, arabasıyla gidenin de park yeri bulamadığı, yürüyen merdiveni yürümeyen, az bir yağmurda sokaklarından dereler akan şehir, turizme hazırlıklı şehir değildir. Yine tersten gidiyor, çarpık atıyoruz adımları. Önce turisti getirip, sonra mı çözeceğiz bu sorunları?



Yatırımlar turizme yönelmeli
Eğer bu yatırımları laf olsun diye yapmıyorsak hazırlanmalıyız. Habire büyük alışveriş merkezi yapıyor, lüks konut üretiyoruz. Paralarımızı, bu hazırlıklara yönlendirmeli,  turizm yatırımlarını desteklemeliyiz artık. Hiç de ışıltılı laflarla üstü örtülecek gibi değil başkentimiz. Turistin gelir gelmez ilk bakacağı yerde, halının altında, çok birikmişimiz var.

Hiç yorum yok: