28 Kasım 2015 Cumartesi

LAFLA HEDEF VURULABİLİYOR MU?


27.11.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi


Aslında vurulur ama ok atılacak yere laf atarsanız havada uçuşan laf bile boş bakışlarla hedef arasında utancından savuşur. Ok hedefine ok atılır çünkü. Lafın vuracağı hedefler, zihinlerdedir.



Kendimizi de katarak söylüyoruz, tutturduk bir ‘yerli üretim’ yaygarası. “Gençleri doğru yönlendirmeli, meslek okullarını güncellemeli, üniversite-sanayi işbirliğini geliştirmeli, yüksek teknolojili üretimi hedeflemeli, kendi Bilişim Vadimiz’i kurmalı” falan diye bir güruh, tüketicilikten üretici bir topluma dönüşmek gerektiği konusunda mangalda kül bırakmıyoruz.



Topluma yayılamıyor

Hakkını yememek lazım, bu güruh içinde önemli sayıda ve çemberini kırmak isteyenler, daha çok sanayiciler. Küçüklü büyüklü sanayiciler, “Arkadan takip etmeyelim, artık biz de üretelim” diyor. Üretmek demek; iş demek, aş demek. Gelişmek, başkasının eline bakmamak demek. Bunu beceren, dünya piyasalarında sıralamalara, pazarlara giren birçok firmamız da var.



Ancak onların başarısı, topluma yayılamayan, sınırlı bir çevre içinde kalan bir başarı. Onlar yapıyor, biz seviniyoruz. Payımız, katkımız olmadığı için o başarıyla özdeşleşemiyor, kendimizi kandırıyoruz geçici bir süre. Biz, üretmeyen, icat edemeyenler, küçülen pastadan kırıntı kapma savaşımızla başbaşa, kendimizi dahil tüketmeye devam ediyoruz.



Bir de ayağa dolanıyorlar

Yerli üretelim, kendimiz icat edelim de koşulları hiç değiştirmeden nasıl olacak bu? Daha birinci basamakta çuvallıyoruz; çırak yetişmiyor artık memlekette efendim çırak. Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Bakanları, hepsi olmasa da bazı kamu kurumlarının ileri gelen yetkilileri, durmadan yerli üretim ve üretilenin alımından bahsediyor, 2023, 2071 gibi hedefler koyuyor ama çırak yok daha.



Kim kalfa olacak, kim usta olacak da üretecek? Yıllardır sanayici ayrı, esnaf-sanatkar ayrı inliyor “İş var, eleman yok” diye diye. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bünyesinde, bu işin başında ‘Mesleki Eğitim Kurulu’ diye bir kurul var, mesleki eğitime çağ atlatması gerekirken 10 yıldır havanda su dövüyor. Ülkenin planlarını, politikalarını izleyemeyen, gerçeklerden kopmuş, koşmak isteyenin de ayağına dolanan bir bürokrasi ve eğitim ağımız var. Bu halimizle mi ‘üretici’ olacağız?



Ok gibi somut

Ve her mesleğin, hammaddeden üretime, elemandan eğitime, pazarlamadan yurtdışı satışına kadar tepecikler halinde birikmiş daha çok sorunu var, onlara hiç giremiyoruz bile. İşin başında, çırakta kaldık.


Ekonomi, ok gibi somut bir şey, somut verilerle hedefe ulaşabilirsiniz. Demeye çalıştığımız; atılan adım ve somut çabalarla hedefe ulaşabiliriz, lafla değil. Laflar da zihinlerdeki hedefleri bulamıyor maalesef.

Hiç yorum yok: