2 Kasım 2016 Çarşamba

BAYRAMI KUTLAYAMA-MA



01.11.2016 Milliyet - Ankara Gazetesi


Çok uzun zaman sonra tarihi bir coşku bekliyorduk, Cumhuriyet tarihinin en talihsiz resmi kutlamalarından birini yaşayarak kısmi coşkulanabildik. O kısmiler de olmasa bayram demeye bin şahit ister bir gündü. 93’üncü yaşını kutlamaya çalıştığımız 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 92 yıl önce birinci yaşını kutlarken bile bu kadar acemilik yaşamamıştı.

Kendi çalıp kendi söyleyen resmi kortej, boş bulvarla bayram kutladı. Akşam da Belediye Başkanımız Melih Gökçek’in ‘onbinlerce hediye’ vaadi dolduramadı resmi törenin caddesini. Bildiğimiz Ankara’da, bir de Kızılay’da patlayan bombadan sonra böyle ıssız olmuştu Atatürk Bulvarı ve sokakları.
Resmi tören için kapatılan ıssız yollar
Boş bulvarda tören
Sabah metrodan çıkınca bir şenlik ortamı bekliyorduk Kızılay’da. Siyasilerin söylemlerinden, etkinlik duyurularından, resmi tören alayının sokağa taşınmasından umutluyduk. 15 Temmuz’dan sonra olduğu gibi, Atatürk Bulvarı boyunca, sokaklarına taşan ay yıldızlı bayraklarıyla kalabalık başlamış olmalıydı. Çok merak ediyorduk 15 Temmuz’dan sonraki ilk 29 Ekim’i.

Bir çıktık tek tük araba, adım başı bol polis, onların yanında azmış gibi kalan bir miktar vatandaş, bomboş Kızılay. Bizim gibi tatil olmayıp işe, hastası olup hastaneye gidenler, yolların kapatılacağından habersiz yaşlılar ve biraz da gençlik. EGO otobüslerinin çalışmadığı yerde halk otobüsleri çalışıyor, dolmuş durağı kapalı, taksiler hep dolu. Birazdan hepsi kesildi, herkes yürümeye başladı.

Araca da vatandaşa da kapalı
Merkeze uzanan o kadar çok cadde ve sokak kapatılmıştı ki gelmek isteyen de gelemezdi zaten. Çünkü EGO otobüsleri ya da dolmuşlar, kapatılan yere kadar gelebiliyor, orada indiriyordu yolcuları. Metro ve Ankaray çalışıyor ancak onların da belli bir saatten sonra Akköprü, Ulus, Sıhhiye gibi duraklarının girişi kapatılmıştı. Yani Sincan-Kızılay-Çayyolu ya da AŞTİ-Dikimevi hattı dışında oturanlar için kapatılan noktalardan merkez, hiç yürünecek mesafede değildi.
Aynı anda Ulus Birinci Meclis önü
Ulus daha şanslıydı diyebiliriz, kapatılan noktalardan biraz daha mantıklıydı yürüyüş mesafesi. CHP’nin düzenlediği Birinci Meclis önünden Anıtkabir’e yürüyüş, çok daha kalabalık oldu. Hatta bütün kalabalık oradaydı zaten, bayram, o güzergahta kutlandı sanki. O kalabalık geçince ara sokaklar dahil, Anıtkabir’e gidiş yollarından geçişe izin verilmedi.

Bir de yollar, hafriyat kamyonlarıyla kapatılmıştı. Pek hoş bir görüntü değildi darbe girişimini hatırlattığı için. Tankla kutlamaya gelenler olabilir diye düşünüldü belki. Biz daha çok araca kapalı yolun, vatandaşa niye kapatıldığını anlamaya çalışıyorduk.
Neyleyim böyle alayı?
Kızılay’da resmi tören alayı boş caddelere yürüyüş yapıyor, vali yardımcısı ve tuğgeneral seviyesinde temsil edilen devlet, selamlayacak vatandaş arıyor, gaziler, boş caddeye bayrak sallıyordu. Törenin provası olsa daha kalabalık olurdu.

Akşam da 7’yi geçiyordu, Atatürk Bulvarı’nda bir ıssızlıkta yürüdük Kuğulu yönünden Kızılay’a. 6’da Birinci Meclis önünden başlayan fener alayı, Sıhhiye civarına bile gelememiş, uzaktan havai fişek sesleri duyuluyordu. Çocukluktan kalan bir coşkuyla izlemeye bayıldığımız fener alayını, beklemek gelmedi içimizden. Cadde boş, bayram fener alayına... Neyleyim vatandaşı olmayan alayı?

Bu acemilik başkasına yarar
Sokağa çıkma yasağı mı vardı bayram mı belli değil. E ama 15 Temmuz’dan sonra demokrasi nöbetleri sırasında çok daha büyük kalabalıklar doldurmamış mıydı bu cadde ve sokakları? Hem de bir gün değil 27 gün. O zaman nasıl alınmıştı güvenlik önlemleri?

Tarihinin en vatandaşsız resmi Cumhuriyet Bayramı törenini yaptı Ankara. 93 yıl sonra böyle bir acemiliği de yaşadık ya hiç bu devletin tarihine yakışmadı. Bir vücut olma zorunda olduğumuz günlerde bu acemilikler, ortalığı bulandırmayı sevenleri sevindirmiştir, bizi üzer sadece.

Fotoğraflar: Ahmet Soyak

Hiç yorum yok: