12 Mayıs 2012 Cumartesi

PLANIN NE ANKARA? -2-

11.05.2012 Milliyet-Ankara Gazetesi

“1950’den sonra planlı gelişmesi giderek yavaşladı. 1980’den beri 32 yıldır, bir ‘yağ lekesi’ gibi kontrolsüz gelişiyor ve yayılıyor” demiştik önceki yazımızda. 85 yıl önce bile bir planı varken uzmanların değerlendirmesiyle gittikçe kötüleyen, plansız bir başkent görüntüsü çıkmıştı karşımıza. Kaldığı yerden devam edelim:

Haziran’a dikkat
Ankara Kulübü’nde gerçekleşen açıkoturuma, Eski Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı, Murat Karayalçın başkanlık etmişti. Aynı zamanda 1989-1993 yılları arasındaki Büyükşehir Belediye Başkanımız. Oturum boyunca araya girişleri, Ankara’yı ve belediyelerini, hala çok yakından izlediğini gösteriyordu. Oturum sonunda konuşmaları özetleyen bir toparlama yaparken  gündemde yer almayan çok önemli bir konuya değindi; “Haziran ayında yeni Belediyeler Yasası çıkacak. Bu yasada ‘Pergel Kuralı’ kalkıyor” dedi. Çuvaldız yemiş gibi hopladım.

Kent plancı değilim, imar müdürü değilim, bilmiyorum. Pergel Kuralı’da neymiş? Karayalçın, “Şu anda İstanbul ve Kocaeli’nde, deneme amaçlı uygulanıyor. İçişleri Bakanlığı, sonuçları derhal açıklamalı” sözünü 2 kez yineleyip, “Yasa çıkmadan önce, bu uygulamanın sonuçlarına mutlaka ulaşmalıyız” diye ısrarla vurgulayınca kıpırdandı salon. Bilmediğinden korkuyor insan; ben, adeta dalgalandım! Haberimiz olmadan yine mi bir şey oluyordu?

Pergel Kuralı
Hazırda uzmanları bulmuşken sordum. ‘Pergel Kuralı’na göre; bir merkez belirlenirmiş, diyelim Milli Kütüphane. Pergelin iğnesi oraya saplanır, pergel, haritada döndürülürmüş. Kent planlaması, işte bu pergelle çizilen alan içinde oluşturulurmuş. Bu alana, belediyelerin uygulama alanı da diyebiliriz. Büyükşehirseniz, büyükşehir belediyesinin görev alanı yani. ‘Pergel Kuralı’ kalkınca ne mi oluyormuş?

Kural kalkarsa
Büyükşehir belediyeleri, pergelle çizilen alan içinde kent planını uygulamak ve hizmet vermekle yükümlü ama bir de tüm ilin sorumluluğunu taşıyan valilikler var. Alışılmış yöntem, pergelle çizilen alan içine belediyeler, dışında kalan bölgeye, valilikler eliyle hizmet verilmesidir. Bir çeşit yazılı olmayan, nezaket anlaşması vardır aralarında. Kural kalkınca görev tanım ve alanları, iç içe girmiş oluyor. Büyükşehir belediyelerinin hizmet verme yetkisi, tüm il sınırlarını kapsayacak hale geliyor. Sordum, verileri görmeden, konu hakkında olumlu ya da olumsuz bir görüş belirtmek istemedi uzmanları. “Niyete göre iyi de olabilir, büyükşehir belediyelerini, il sınırları içinde tek hakim haline de getirebilir” dediler. Belki yetki çatışması artar, belki de büyükşehir belediyelerinin, ilçe belediyeleriyle didişmesi son bulur. İstanbul ve Kocaeli’ndeki uygulamanın sonuçlarını görmek şart demek.

Bir anı ve bizdeki karşılığı
Dinleyici olarak katılan Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, nüktedan anlatımıyla bir anısını paylaştı: Çocuklarını ziyarete Amerika’ya gitmiş. Nereye gitse kent düzenine hayran kalmış. Bir yemekte Sen Fıransisko (San Francisco) Belediye Başkanı’na, imar planının nasıl değiştiğini sormuş. Şaşırmış adam, “Ne değişmesi, biz de plan bir kez yapılır, o uygulanır” demiş. “O şaşkın, ben şaşkın, sessizce bakıştık” diye gülüşmeler arasında bitirdi sözlerini.

Ben de Fethi Yaşar’dan yarım saat önce dinlediğimiz Yardımcı Doçent Doktor Savaş Zafer Şahin hocanın, sözlerini anımsatarak bitireyim; “Başkent Ankara 2023 Planı’nda, 2007’den bu yana, 500 kadar plan değişikliği saptadım” demişti.

Bizim bir türlü bilemediğimiz ama varsa eğer, söyle Ankara, medeni bir kent olmak için senin planın nedir?

Hiç yorum yok: