28 Mayıs 2014 Çarşamba

İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN



27.05.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi

Bir devletin devlet olabilme gerekçesi, daha kısa anlatılamazdı. Devlet, insan içindir, bu kadar basit. ‘İnsan devlet için’e dönerse ikisi de yaşamaz. Memnun insan düzenine sahip çıkar, dayanışmayla güçlü toplum olur, toplum güçlüyse insan da devlet de yaşar.



Çöküşün nedenidir

Sözün sahibi, İslam bilgini, Ahi şeyhi, Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu Osman Gazi'nin kayınbabası, kurulacak Osmanlı Devleti’nin kılavuzlarından Şeyh Edebali. Kayı aşiretinin beyliğine seçilen Osman Gazi’ye, beyliğin başına geçince öğütlerde bulunur. Öğütler kısa ve özdür ancak bütün bir devlet kavramını ve idaresini özetler. Osmanlı İmparatorluğu, o temelin üzerinde, 700 yıl yaşar.



Öğüt tersine dönüp, ‘insan devlet için’ olmaya, padişah devlet sayılmaya başlanınca çöküşten kaçılamaz. İnsanları yaşatması gereken önder, kendini yaşatma derdine düşünce, kendi de insan da devlet de yaşayamaz. Dev imparatorluk çınarının çatırdaya çatırdaya yıkılışı, neredeyse 100 yıl sürer. Kurtların kemirmesinden başlasak 300 yıl. Devlet, insan için olmaktan çıkmıştır çünkü. Cumhuriyet’le yeni bir devlet kurduk, onun da ömrünü kısaltmakta yarışıyoruz sanki.



Lafı uzattık ama bazı işler, bazı konuların hatırlanması için fırsat oluyor, balık gibi de yaşamamak lazım.



Ankara Valiliği de öyle yapmış, sosyal projelerini anımsatma gereği duymuş. Devletin elinin, insanın sırtına dokunduğu projeler. Unuttuğumuz, umursamadığımız dayanışma kültürünün canlanma göstergesi belki bu projeler.



Kimsesizlerin kimsesi

Daha önce de pek çok kez değindiğimiz Kimsesizler Oteli örneğin; sokak köşelerinde kıvrılan, evsiz barksız, sahipsiz vatandaşlarımız, bu otelde ağırlanıyor. 24 saat ihtiyaçları görülüyor. Beslenmeden temizliğe, kıyafetinden sağlığa, işini yakınlarını bulmaya kadar ilgileniyor Valilik. 3 bin 500’e yakın kimsesizimiz yararlanmış bu otelden. Kışın ayazında, sanki ciğerim sökülüyordu karşılaştığım zaman. Kimsesizlerin kimsesi oldular, insanlığımızı hatırladık onlara sahip çıkıldığını görünce.



Hastane misafirhanesi

Diğer proje, Onkoloji Hastanesi Misafirhanesi’ydi. Özellikle şehir dışından gelen hasta yakınları, maddi olanaksızlıklar nedeniyle sokaklarda sabahlıyor, hastaları kadar perişan oluyordu hastane çevresinde. 7 Eylül 2010’da, misafirhaneyle kalacak yer ve yemek ihtiyaçları görülmeye başlandı. Şimdiye kadar yaklaşık 16 bin kişi yararlanmış bu olanaktan.



Tek bir tuş uzakta

Bir başka proje, sürekli hastalığı olanların, yaşlı ve engellilerin evde desteklenmesini sağlayan Yaşam Destek Merkezi’ydi. Özellikle kimsesiz, zor durumdaki yaşlılarımızı, başkentin ortasında, çaresizlikten kurtaran bir yardım eli oldu. Tek bir tuşa basarak yardım çağırabiliyor, destek ekibinden önce komşuları bile harekete geçmiş oluyor artık.



Halk günü

Ve her hafta düzenlenen Halk Günü. O gün halk, sorunlarını devlete iletiyor. Kamu kurum ve kuruluşlarından temsilcilerin hazır bulunduğu toplantılarda, birinci elden aktarılan  sorunlar, çözülmek üzere kayda alınıyor. Yaklaşık 4 bin 700 kişi derdine derman bulmuş Halk Günü sayesinde.



Yüzümüze söylemeden

Ankara Valiliği, Ankara Valisi Alaaddin Yüksel öncülüğünde başlattı bu çalışmaları. Devletin devletliğini, insan için olduğunu hatırladık. Koltukların rahatlığıyla rehavete kapılıp, unutanlar da hatırlasa keşke; “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.” Tarihimiz, bilgeler ve damıtılmış öz sözleriyle dolu, illa yüzümüze mi söylemesi lazım Şeyh Edebaliler’in.

Hiç yorum yok: