19 Ağustos 2017 Cumartesi

ANKARA’NIN FETHİ



19.08.2017 Milliyet - Ankara Gazetesi

Her hareketi tartışmayla yürüyen başşehir. Uzlaşmanın odağı olacağına her attığı adımla tüm şehirlerine ayrışmanın ve bozmanın kötü örneklerini veren başkent. Birliği olmadığı, devleti arkasında durmadığı için rant canavarına karşı masum bir çocuk kadar aciz, oldu bittiler şehri. Palazlanmış rant virüsü tamamen ele geçirdiği şehre hükmediyor, hatta alay ederek gözünüze sokuyor bir de her uygulamasını. Ülkenin başkenti değil de sahipsiz beldesi sanki, ne Galatların hoyratlığı ne de Timur’un filleri becerebildi bu Ankara’ya yapılanları.

Cumhuriyet’le düzenli şehirleşmeye geçen Ankara’nın, Cumhuriyet öncesi hallerine imrenir olduk. Başkent ilan edip, neredeyse 70 yıldır kendi başkentimizle çatışıyoruz. Etrafından, arkasından, kenarından dolanıyor, onu kandırıyor, her geçen gün daha yetersiz, çirkinleşen bir şehre dönüştürüyoruz.
Eski haline imrenir olduk

Tek sözcüklü kitap
Adı üzerinde hak edilmeyen kazançtır rant. Hak edilmeyeni kazanmanın ilkesi, ahlaki değerleri olmaz. Tek sözcüklüdür kitabı; ‘kâr’ yazar sadece. Güzel, çirkin, insani, tarihi, yaşanılabilir gibi kavramlar yazmaz kitapta.

Tarihine, geleneğine, bozulacak toplumsal dokusuna, çoluğuna çocuğuna bakmaz o kitabı okuyan. Tek sözcüklü dar bir hayat görüşü ile kurmaktan çekinmediği o yaşama, kendi çocuğu ve torunlarının da mahkum olduğunu anlayamaz. Onca güzelliği keşfeden, icat eden insanın insanlığıyla en çelişen, okunması en kolay kitabı okur.
Güvenpark, yeşil kuşağın bir parçasıydı, avuç kadar kaldı.
Elimizde başkent diye..
Cumhuriyet sonrası ‘yeşil kent’ olarak tasarlanan Ankara, dünyanın ilk örneklerinden biri olacaktı. 1929’dan Atatürk’ün ölümüne kadar 10 yıl zor dayanabildi rant baskısına. Atatürk gitti, planlı plansızlığın önü açıldı. Sözde şehir planı yapılıyor ancak bizzat o planlarla bozuluyordu zaten şehir. 50’ler, 70’ler derken 80’li yıllardan sonra bozulmanın hızına, planlar da yetişemez oldu. Son 20 yılda ‘plan’ kavramı sözlükten çıktı, son 10 yıldır adeta kilim gibi çırpılıyor kadim şehir.

Şiddetli şiddetsiz her yağışta sel basan..
Toplu taşıma ağı kasaba seviyesinde kalan..
Araçların insandan önce geldiği..
Sosyal yaşamı sığ ve kısıtlı..
Yeşil kuşaklarda yapılaşıp, parkları bile betonlaşan..
Tarihi mekanları restore edileceğine yenilenen..
Mimari hazineleri yakıp yıkılan..
2 bin 700 yıllık tarihine karşın turizmi olmayan..
Sporu lüks olarak gören..
Yanlış uygulanan ‘kentsel dönüşüm’le mahalle ve toplumsal dokusu alt üst olan..
Kendi planlarını olumsuz anlamda binlerce kez ihlal eden bir şehir var elimizde başkent diye.
Sıra Eymir Gölü, ODTÜ Ormanı'nda

Fetih telaşesi var
Mogan Gölü betonlaştı, tepelerine dizilen kütlesel konutlarla
Eymir Gölü ve ODTÜ Ormanı sırasını bekliyor,
Çiftlik, doludizgin yapılaşıyor ve asfaltlaşıyor,
Tarihi mahalleler, kendine özgü Ankara evlerinin yıkılışıyla kayboluyor,
Her boşluğa yaşam alanı olmayan siteler ve gökdelenler dikiliyor.
Şehir diyemeyeceğimiz yeni bir şey kuruluyor Anadolu’nun hem kilidi hem anahtarı topraklarına.

Anıtkabir’de yapılaşma, Atatürk Orman Çiftliği arazisini Amerikan Elçiliği’ne verme, Saraçoğlu Mahallesi’ni satışa çıkarma, ODTÜ Ormanı’na yol yapma tartışmaları üst üste bindi, “Ne oluyoruz?” dedirten ardı ardına yeni bir baskı dalgası vuruyor adeta. Bir fetih telaşesi var sanki şehirde. İnsanı, tarihi, kültürü, çevreyi yazmayan kitabıyla rant canavarı, sanki şehri fethediyor.
Mimarlık derslerine giren İller Bankası, 17 Haziran gecesi yıkıldı
 
İsmetpaşa'da 10 günde 3 tarihi ev yandı, yıkıldı. 26 Temmuz'da yanan Kastamonu Oteli, simgelerindendi mahallenin


4 yorum:

Abidinpaşa dedi ki...

Ankara 1071 den 2 yıl sonra Türk oğuz boylarının kayı Boyunun Bayındır Boyunun Kente ve civarına Yerleşmesi ile Kimliğini bulmuş Töresini örfünü Adetini Yaşam modelini Koruyarak Yüzlerce yıl yaşamış 27 aralık 1919 Tarihin de Mustafa Kemal Paşanın Ankaraya gelişi ile kent kavramına kavuşmaya başlamış Birbirinden Güzel eserler verilmiş. Cumhuriyetin Baş kenti Olması gururunu Taşırken Kültüründen özünden olmayan idarecilerin ve İktidarların acul Tasarrufları ile Gerçekten Rant cı Haramilerin Bu kenti her varlığı ile Feth eyleme hareketi Başlamıştır Sayın İnandımın Yazdığı gibi Ankara'ya Miras çok yerler Yağmalanmış Tarihi dokusu bozulmuş Meydan isimleri bile değiştirilmişdir Halkının Fikri alınmadan. Bir Ankaralı Olarak çok üzüldüğümü ifade etmek isterim STK ların başındaki sadece makam ve ikbal meraklısı Zevatlar Şehre bigane kalmış ve Bigane Kalmayada devam etmektedirler. Ama Unutulmasınki Tarih Unutmuyor saygılarımla Yiğit cesur yürek ALİ İNANDIM. Ankaralılar senide unutmayacak.

Unknown dedi ki...

Sayın Ali İnandım
Yazdıklarınızın Tamamına Katılıyorum...
ÖZELLİKLE ; " Toplu taşıma ağı kasaba seviyesinde kalan." diye bir cümle kullanmışsınız. Bu konuda bir Anektod nakledeyim ...
60 lı yıllar da Cebeci Dörtyol 'da oturuyor , Ulus ta okula gidiyordum..Başka semtlerde varmıydı bilemem ( O zamanlar , Araştırma imkanım yoktu ) Abidinpaşa 'dan kalkan bir E.G.O Otobüsü Talatpaşa Bulvarı güzergahı Üzerinden Operaya gelince Sağa Bulvara çıkıp Dışkapıya kadar Yol Üzerindeki Öğrencileri okullarına bırakırdı.. Allah Rahmet Eylesin Kır Veli Lakaplı Babacan da bir Şöförü vardı.. Yıllar Önce sadece Öğrencilere sunulan böyle bir imkanı düşünebiliyormusunuz...???
Şimdi lerde ULAŞIMIN HALİ MAALESEF YÜREKLER ACISI...!
Selam ve Sevgilerimle

Adsız dedi ki...

ALI HOCAM VE SEVGILI ANKARALILAR ABIDINPASA SAHTE HESABIYLA YORUM YAPAN SAHTEKARA DIKKAT EDIN... EĞER TAHMIN ETTIGIM KISIYSE ANKARA'NIN GELMIS GECMIS EN SAHTEKAR EN ENTRIKACI KUSILIKLERINDEN BIRIDIR... EĞER SIZDEN KÜÇÜK BIR MENFAATI VARSA YAGCILIKTA YALAKALIKTA SINIR TANIMAZ. HASMINIZDAN EN KÜÇÜK BIR MENFAATI VARSA SIZE KARŞI KARALAMADA IFTIRADA ÇAMURDA SINIR TANIMAZ. ÇOCUKLUK ARKADAŞLARI VE HATTA AKRABALARI BILE BU SAHISDAN VE ŞERLERINDEN KORKAR. LÜTFEN DIKKAT. YANINDA BU ŞAHISLA MAHKEMEDE HESAPLAŞACAĞIZ.. . METİN ÖZASLAN

Adsız dedi ki...

http://www.durusgazetesi.com/guncel/aykut-erdogdu-auap-2038-ve-odtu-yollari-oyununu-bozdu-h41366.html