9 Nisan 2011 Cumartesi

OKULDAN CAHİL ÇIKARMAK


08.04.2011 Milliyet-Ankara Gazetesi

Bizim okuldan cahil insan çıkmaz” dedi İlber Ortaylı. Cahil çıkmayan okul, Ankara Atatürk Lisesi; geçen hafta 125’inci yaşını kutladı. 1886’da Ankara İdadisi olarak kurulmuş, 1908 de Ankara Sultanisi, 1924 de Ankara Erkek Lisesi adını almış. Atatürk’ün adını alan ilk lise. İstanbul’un Galatasaray, Vefa, Kabataş, İstabul Lisesi neyse Ankara’nın Atatürk Lisesi de o. Namı diğer Taş Mektep. Taş haline kıyıp, yıkmış, yenisini yapmış profesörler! Anadolu’da, ‘Türkçe’ eğitim yapmak üzere kurulan ilk liselerden biri olmasını, bugün de bir  meziyet olarak sayabiliriz tahminimce!

Memur değil öğretmen
Bizim okuldan cahil insan çıkmaz” diyebilmek ne kadar güzel, güven ve onur verici bir şey değil mi? Böyle beton gibi, okuduğu okulun arkasında durabilmek. Geldiği makama rağmen okulunu, kendisinin önüne koyabilmek. Dershane yok, para, pul ilişkisi yok, devletin olanaklarıyla topluma öncülük eden nesiller yetiştirmiş devlet okullarında büyümek. “Devlet memurluğuna kapağı attım, hayatım kurtuldu” diye kameraların önünde çılgınlaşan öğretmenlerin, hayal bile edilemeyeceği zamanlar. Öğretmen olup, fidanlara, rengarenk çiçekler açtırmak için azmeden, çabalayan, hayatını adayan öğretmenlerin zamanı. Öğrencileri ve milleti tutup, ilerilere savuracak kudrette öğretmenler zamanı. Azınlık ta olsa hala varlar, ümüklerinden sıkılmalarına karşın.

Şehitler ve ünlüler lisesi
Ankara Atatürk Lisesi, Ahmet Muhip Dıranas, Rüştü Saraçoğlu, Vehbi Koç, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Melih Cevdet Anday, Orhan Veli Kanık, Turgut Özakman, Gazi Yaşargil, Can Yücel, Hüsamettin Cindoruk, Hikmet Çetin, Önder Sav, Altan Öymen, Güneri Civaoğlu, Mehmet Barlas, Kartal Tibet, İlber Ortaylı, Erman Toroğlu, Kenan Işık, Can Dündar gibi daha sayamadığımız birçok ünlüyü mezun etmiş bir okul. Kurtuluş Savaşı'nda birçok öğrencisi savaşlara katılıp şehit düşmüş, Milli Mücadele’nin ardından Atatürk Lisesi’ne, bizzat Atatürk tarafından sancak verilmiştir. Her türlü okul yani!

Hepsinden mezunum
Köklü bir okul olabilmek parayla değil, eğitim felsefesi ve gelenekle gerçekleşir. Öğrencilerini eğitmekle yetinmez, kendine güvenmeyi öğretir. Yeteneklerini yönlendirir, farklı düşünebilme cesaretini verir. Öğretmenleri, öğretmek ister. “Amma övdü, Atatürk Lisesi mezunu bu” diyenler, değilim. Ancak Türkiye’nin her yanında bu nitelikte okullar, benim de okulumdur. Ben, hepsinden mezunum.

Emeği çiğneyenin okulundan değilim
Neredeyse ilkokullara inen dershaneli, bol sınavlı ve hedefsiz eğitim veren sistem ve okullar benim değil. Ana, babanın tüm varlığını eğitim için harcadığı, gücü yetmeyenin canına kıydığı, öğrencinin müşteri, öğretmenin tezgahtar durumuna düşürüldüğü, hayata atacağı adıma çelmeyle başlanan sistem, benim sistemim değil. Üniversite sınavında ‘şifreler’ oluşturup, bu adaletsizliği aralarında paylaşanın, çalışanın, çabalayanın emeğini çiğneyenin okulundan değilim ben.

Bizim okuldan cahil insan çıkmaz” diyenlerin okulundanım. Hangi mesleği yapsa hakkını verebileni yetiştiren okullardan mezunum. Zonguldak’ta tomruk taşıtılan, büyük alışveriş mağazalarında tezgahtar olarak tüketilen üniversite mezunlarıyla aynı okuldan değilim. Olmasam da ‘cahil insan çıkmayan’ okullardan mezunum ben. Hepsi benim okulum, ben de İlber Ortaylı kadar Atatürk Lisesi mezunuyum.

Bizim 'okul' diye bildiğimiz, okutup da cahil çıkarmayanıdır çünkü!

Hiç yorum yok: