13 Şubat 2013 Çarşamba

BAŞKENT ANKARA PLATFORMU

12.02.2013 Milliyet-Ankara Gazetesi


2007 yılından beri oluşmaya çalışıyor. 6 Şubat 2013 günü sivil toplum örgütü başkanları ve Ankara’nın kanaat önderlerinden oluşan ve 45 kişilik Yüksek Kurul’u toplandı. Yüksek Kurul, Sanayi Odası’ndan Ticaret Odasına, rektörlerinden profesörlerine, eski milletvekillerinden halen görevli bürokratlarına, köklü büyük derneklerinden, sendikalarına, ilçe platformlarından hemşeri derneklerine kadar Ankara’nın önde gelen kurum ve kişilerinden oluşuyor. Geniş bir yelpazenin temsilcilerinden oluşan bu yapılanma, bir ‘Ağabey Dernek’ olarak kurulma aşamasına geldi. Yeni adı ‘Başkent Ankara Meclisi’ olacak. Bir ay içinde resmileşecek yeni dernek. “Ankara’nın lobisi yok” diyorduk, en önemli adımı atılıyor galiba.



Canalıcı saptamalar

Başkent Ankara Platformu, şu satırlarla dikkatimi çekmişti: “Başkent Ankara’nın nüfusunun yaklaşık üçte ikisi Anadolu’dan göç ederek Ankara’ya yerleşenlerden oluşmaktadır. Ülkemizin çeşitli yörelerinden gelerek Ankara’ya yerleşenlerin büyük çoğunluğu, kurdukları hemşehri dernekleri ile dayanışmalarını sağlayarak doğal olarak memleketlerinin sorunlarına sahip çıkmaktadırlar. Ancak yaşadıkları başkentin sorunlarına uzak kalıp, bunun neticesinde başkenti adeta sahipsiz bırakmaktadırlar. Bunun için; Başkente sahip çıkmak, Başkentlilik bilincini ve hemşehriliğini geliştirmek üzere BAŞKENT ANKARA PLATFORMU kurulmuştur.



Bu paragrafın içinde, Ankara’nın sahipsizliğinin diğer yarısı vardı. Devletten, yerel yönetimlerden sonra, kentin sakinleri de kendi haline bırakmıştı başkenti. İçinde oturuyor, ekmeğini yiyor, çocukları büyüyor ama sahip çıkmıyordu. Ankara, dünyanın en hırpalanan başkentlerinden biri haline geliyor, yetmiyormuş gibi bir de adı “Gri kent” e çıkıyordu. Ne devlet büyükleri ne yöneticileri ne de sakinleri üstüne alınıyordu bu grilikten. Cefakar Ankara, hem bir başkente hem de herhangi bir kente yakışmayacak tutumlarla geçirdi son 60 yılını.



Platform neye sahip çıkacak

Başkent Ankara Platformu’nun son toplantısından birkaç cümle daha var ki oluşumla ilgili ümitleri yeşertiyor: “Bu hareket, başkentin güleryüzlülüğünü, efendiliğini, girişimciliğini, saygınlığını, tarihini, güzelliklerini, kültürünü ön plana çıkaracak. Üniversiteleriyle teknokentleriyle savunma sanayisiyle başkentin silikon vadisine ulaşmasına öncülük edecek, turizmin, sporun ve sanatın da başkenti olması için yenilikçi kalkınma projeleri ve fikirleriyle başkentin gelişmesine katkıda bulunacaktır.” Şu cümle, Ankara’yı çok ilgilendiriyor; “Platform olarak başkentte yaşayanları dikkate almadan onların hatıralarını göz ardı ederek yapılan yerel yönetim anlayışına ‘dur’ diyeceğiz.



Kendini Ankara’yla düşünmek

Bu platformda Ankara’nın çok ciddi dernekleri, kurumları ve kişileri var. Sadece şirketini, kurumunu ve kendini değil,  Ankara’yı düşünen bildiğimiz isimler. Kendini biraz bırakıp, Ankara’yı düşünme zamanı zaten. Bir dönem, ortak bir akılla şehri rayına sokmak, bir dünya kentine çevirmek gerekiyor. Kafasına esen, estiğini yapmamalı artık Ankara’da. Tüm Ankara’yı ve Ankaralılar’ı kapsayan, stratejik planları olmalı başkentin. Siyasilerin de yolu açacak desteği.



Ankara’nın, kendi kuyruğunu kovalamaktan kurtulması için bu lobinin oluşması, yani konuları, önem sırasıyla değerlendirecek ve kararlar oluşturacak bir ‘Ağabey Dernek’ şart. Biraz kendimizi, Ankara’yla düşünme zamanı. Karşılığını, her zamanki gibi fazlasıyla verecektir cefakar başkent. Gözümüz, Başkent Platformu’nda.

Hiç yorum yok: