16.01.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi
Hemen
tehlikenin frenine basmak, hızını düşürmek lazım. 11 yaşın altına inen uyuşturucu
kullanma yaşı, kırmızı alarmdan öte, alarmın da patladığını gösteriyor. Birkaç
yılda katlanarak artan uyuşturucu kullanımında, çok ucuza temin edilebilen, değişik
adlar altında satılan ‘bonzai’
meretinin büyük payı var. Ayakkabısını bağlayamayan çocuğun uyuşturucu
kullanması, uyuşturucu satıcısının bile hayal edemeyeceği bir şey olsa gerek.
En çok merak ettiğimiz
13-14
Ocak tarihlerinde Ankara Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi tarafından bir
uyuşturucu çalıştayı yapıldı. Katılımcılar, hepimizin bildiğini hatırlattı,
mücadelenin eğitimle başlaması
gerektiğini söyledi, uyarılarda bulundu. Ama o kısmı biliyorduk zaten.
Uyuşturucu
satan 11 yaşındaki çocuğa, 11 yaşındaki çocuk uyuşturucuya nasıl bu kadar kolay
erişebiliyor, onu merak ediyorduk hepimiz. Liselerde gençlerin, aralarında leblebi
tozundan bahsedercesine ‘bonzai’den bahsedebilmesi, nasıl bu kadar kolayca ona ulaşıyor
ve kullanıyor olmasını merak ediyorduk. Düşününce bile kaynar sular boşalıyor
insanın ensesinden. Asıl ve en önemlisi; ‘neden’
kaynaklanıyordu çocuk yaşta uyuşturucu kullanma ihtiyacı, onu merak ediyorduk
en çok.
Ölümlerde 4 kat artış
2013
Yılı Uyuşturucu Raporu’na göre ülkemizde uyuşturucudan ölen kişi sayısı 162
iken 2014 yılında tam dört kat artarak 648’e yükselmiş. Ölmeyip sürünenlerin
sayısı kaça çıktı acaba?
Ankara
Valisi Mehmet Kılıçlar, kullanıcıların yarısının arkadaşlarından etkilenerek
uyuşturucuya başladığını söylüyor. Eh sayı olarak kullanandan aşağı kalmadığına
göre peki arkadaşları niye kullanıyormuş acaba bu uyuşturucuyu? Yapılması
gereken ilk saptama, arkadaşı için de kullanan için de ‘neden’ değil midir? Zincirin o kısmı niye hızla çürüyor, onun
tespiti eksik.
Türkiye,
fakir bir ülke değil, geleceğin ilk 10 ekonomisi arasına girme iddiasında bir
ülke. Bugün dünyanın içinde bulunduğu ve bir süre daha böyle devam etmesi
beklenen ekonomik ve siyasal koşulları doğru değerlendirirse belki çok daha iyi
durumlarda olabilir. Ancak bu ‘neden’i
çözmezsek lokomotif gider, vagonlar kalır. Vagonları olmayan lokomotif, kendi
başına, nereden, niye, nereye gidiyor olacak acaba? Ya da çürümüş temel üzerine
dikeceğimiz bina, nasıl ayakta duracak mühendislik ilminin aksine.
Asıl neden ne?
28-29
Kasım 2014 tarihlerinde yapılan ‘Birinci
Uyuşturucu ile Mücadele Şurası’, devletin en yüksek temsiliyle önemli bir
adımdı. Ondan önce Başbakanlık tarafından 13 Kasım 2014 tarihinde yayımlanan
2014/19 sayılı Genelge’yle gerekli uyarılar yapılmış ve gerekli önlemlerin
alınması istenmişti ilgili tüm kurum ve kuruluşlardan. Ankara, kendi adına ilk
adımı attı ve Uyuşturucuyla Mücadele Çalıştayı’nı gerçekleştirdi. Önleyici ve
polisiye tedbirler için eylem planı hazırlanacak. Bu çalışmaya, basın yayın
kuruluşlarının gönüllü ve ciddi desteği de şart tabii ki.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder