17 Ocak 2015 Cumartesi

UYUŞTURUCUYLA MÜCADELEDE ATLANAN ‘NEDEN’



16.01.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi

Hemen tehlikenin frenine basmak, hızını düşürmek lazım. 11 yaşın altına inen uyuşturucu kullanma yaşı, kırmızı alarmdan öte, alarmın da patladığını gösteriyor. Birkaç yılda katlanarak artan uyuşturucu kullanımında, çok ucuza temin edilebilen, değişik adlar altında satılan ‘bonzai’ meretinin büyük payı var. Ayakkabısını bağlayamayan çocuğun uyuşturucu kullanması, uyuşturucu satıcısının bile hayal edemeyeceği bir şey olsa gerek.



En çok merak ettiğimiz

13-14 Ocak tarihlerinde Ankara Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi tarafından bir uyuşturucu çalıştayı yapıldı. Katılımcılar, hepimizin bildiğini hatırlattı, mücadelenin  eğitimle başlaması gerektiğini söyledi, uyarılarda bulundu. Ama o kısmı biliyorduk zaten.



Uyuşturucu satan 11 yaşındaki çocuğa, 11 yaşındaki çocuk uyuşturucuya nasıl bu kadar kolay erişebiliyor, onu merak ediyorduk hepimiz. Liselerde gençlerin, aralarında leblebi tozundan bahsedercesine ‘bonzai’den bahsedebilmesi, nasıl bu kadar kolayca ona ulaşıyor ve kullanıyor olmasını merak ediyorduk. Düşününce bile kaynar sular boşalıyor insanın ensesinden. Asıl ve en önemlisi; ‘neden’ kaynaklanıyordu çocuk yaşta uyuşturucu kullanma ihtiyacı, onu merak ediyorduk en çok.



Ölümlerde 4 kat artış

2013 Yılı Uyuşturucu Raporu’na göre ülkemizde uyuşturucudan ölen kişi sayısı 162 iken 2014 yılında tam dört kat artarak 648’e yükselmiş. Ölmeyip sürünenlerin sayısı kaça çıktı acaba?



Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar, kullanıcıların yarısının arkadaşlarından etkilenerek uyuşturucuya başladığını söylüyor. Eh sayı olarak kullanandan aşağı kalmadığına göre peki arkadaşları niye kullanıyormuş acaba bu uyuşturucuyu? Yapılması gereken ilk saptama, arkadaşı için de kullanan için de ‘neden’ değil midir? Zincirin o kısmı niye hızla çürüyor, onun tespiti eksik.



Türkiye, fakir bir ülke değil, geleceğin ilk 10 ekonomisi arasına girme iddiasında bir ülke. Bugün dünyanın içinde bulunduğu ve bir süre daha böyle devam etmesi beklenen ekonomik ve siyasal koşulları doğru değerlendirirse belki çok daha iyi durumlarda olabilir. Ancak bu ‘neden’i çözmezsek lokomotif gider, vagonlar kalır. Vagonları olmayan lokomotif, kendi başına, nereden, niye, nereye gidiyor olacak acaba? Ya da çürümüş temel üzerine dikeceğimiz bina, nasıl ayakta duracak mühendislik ilminin aksine.



Asıl neden ne?

28-29 Kasım 2014 tarihlerinde yapılan ‘Birinci Uyuşturucu ile Mücadele Şurası’, devletin en yüksek temsiliyle önemli bir adımdı. Ondan önce Başbakanlık tarafından 13 Kasım 2014 tarihinde yayımlanan 2014/19 sayılı Genelge’yle gerekli uyarılar yapılmış ve gerekli önlemlerin alınması istenmişti ilgili tüm kurum ve kuruluşlardan. Ankara, kendi adına ilk adımı attı ve Uyuşturucuyla Mücadele Çalıştayı’nı gerçekleştirdi. Önleyici ve polisiye tedbirler için eylem planı hazırlanacak. Bu çalışmaya, basın yayın kuruluşlarının gönüllü ve ciddi desteği de şart tabii ki.


Uyuşturucuyla mücadelede bu girişimleri, tedbirleri içtenlikle hepimiz destekliyoruz, destekleyeceğiz. Ama işte, tencerenin ortasından daldırıyor gibiyiz kaşığı, altı yanmış mı bakmadan. ‘Neden’ kısmının üzerinden atlıyor, atlayan önlemler düşünüyoruz. Yaşam koşulları mı, o koşulların yarattığı çevre mi, ilgisizlik mi, eksiklik mi... Bizim mahallemizde, sokağımızda 11 yaşında bir çocuk, uyuşturucu kullanma ihtiyacı duyuyor. Neden?

Hiç yorum yok: