17.02.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi
“Ankara Çayı’ndan gelen suyu solumak bile
tehlikeli’ dediler bize. Bu çayın temizliği çiftçi için çok önemli. Bu yüzden
kavunun, karpuzun, kabağın çoğunu kaybettik” demişti Polatlılı çiftçiler. Polatlı’yı tam sayfa kapsamlı
olarak incelediğimiz yazıda, az bile yazmıştık. Tarlaları, meyve bahçelerini,
çaresizce sulamak zorunda kaldıklarını söylemiş, yalvarırcasına konuya çare
bulunmasını istemişlerdi. Ankara Çayı’nın suyu, toprağı da bitiriyordu çünkü. Tarih
2 Mart 2013, 2 yıl geçmiş aradan.
“Türkiye’nin en kirlisi”
Onlarca yıldır
hiçbir önlem alınmıyordu, neler yedik kim bilir o tarlalardan, bahçelerden
çıkan. Türkiye’nin başkentinin içinde, sanayi atıkları ve lağımdan, Türkiye’nin
en kirli çayı akıyormuş meğer. Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baran
Bozoğlu, arkadaşımız Ömür Ünver’le yaptığı söyleşide, kaynar sular boşaltıyordu
ensemizden; yaptırılan laboratuar analizinde kirlilik, 4’üncü seviyede çıkmış. Bozoğlu,
“Bu ne demektir; (Ankara Çayı)
Türkiye’nin en kirli deresidir diyebiliriz” sözleriyle tamamlıyordu
cümlesini.
Bitti bitecek bitemiyor
Bu
arada 6 yıldır Ankara Çayı’nın ıslah çalışmaları sürüyor, “bitti bitecek” diye haberler çıkıyor basında. 2012 yılında çayın
ıslahı ile ilgili çalışmaların Ramazan ayı sonuna kadar tamamlanacağı
açıklamasını yapmıştı yetkililer. Oldu 2015, çalışmalar hala sürüyor. Dibine
yapılan Ankapark’a, 800 milyon(trilyon) harcandığını söylemişti Belediye
Başkanımız Melih Gökçek, ama o bitmek üzere.
Bozoğlu,
Eskişehir’deki Porsuk Çayı’nı da örnek göstermiş. Çocukluğumdan hatırlıyorum,
pis kokusuyla şehrin ortasından leş gibi akar, Sümerbank Basma Fabrikası’nda ne
renk kumaş üretiliyorsa o gün o renge bürünürdü Porsuk. Yılmaz Büyükerşen
Belediye Başkanı olduğunda ilk el attığı yer Porsuk Çayı’ydı. Önce altyapı,
sonra üstyapıydı öncelik sırası. Onun da Ankara gibi denizi yok ama şimdi
bildiğiniz plajı var Eskişehir’in. Porsuk üzerinde tekne gezintileri yapılıyor,
Ankara’dan da binlerce turist gezmeye
gidiyor.
Sorun öncelikler sıralaması
Hep söyledik bir kez daha yineleyelim; bu Ankara’nın en önemli sorunu,
yatırımlarında öncelikler sıralaması yapmamasıdır. Her konuda böyle. Bazen ortasından bazen sonundan
işlere girişiyoruz ama kimse başından başlamayı göze alacak cesareti ve sabrı
göstermiyor başkentte. O zaman da altı kaval üstü şeşhane bir şehir çıkıyor
önümüze. Sebzesini, meyvesini, toprağını kirleten, içinden Türkiye’nin en kirli
çaylarından birinin aktığı başşehir bir şehir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder