20 Temmuz 2015 Pazartesi

BAĞZI EKSİKLER!



17.07.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi


Geçenlerde sohbet ederken bir dostumuz, çok isabetli bir saptamayla kendimize getirdi bizi; “Aslında yönetici için kargaşa içindeki bir kenti yönetmek, düzenli bir kenti yönetmekten daha kolay” dedi. Malum Ankara’nın incir çekirdeğini doldurmayacak çene yoran ve 5 milyonluk kenti topyekün etkileyen sorunlarıydı konu. Ankara’nın sorunlarını tartışmak, 24 saatlik bir mesai, uyuduğunuz zaman da rüyalarınızda devam ediyor.



Kale’nin gizemli çukurları

Kale çevresinde beliren köstebek yuvalarından açıldı konu. Gözümüzle de gördük. Yollara örülen kilit taşlar, farklı yerlerde, büyüklü küçüklü çeşitli ebatlarda sökülmüş, yol ortasında duruyor. “Çalışma yaptı, kapatmadılar” deniyor ama bazı yerlerde lokum kutusu kadar açılmış, onun gizemini çözemedik.



Kale’nin iç kısmında, Alaeddin Camisi çevresinde altyapı çalışmalarının devamı getiriliyor. Malzeme, etrafa saçılmış. İç Kale kapısının girişinde büyük, dikdörtgen kafes teline benzeyen teller saçılmış yere. Oturduğumuz lokantadan çıkan 65 yaşlarında bir beyefendi, gözümüzün önünde takılıp, kolunu kırdı. Lokanta sahibi, hastaneye yetiştirdi. Meğer takılıp, eteği yırtılan turistler, tökezleyip köşedeki evin duvarında ağzı yüzü kan içinde kalanlar, oyun oynayan çocuklardan yerlere kapaklananlar şeklinde uzun zamandır vukuatı bitmiyormuş mahallenin. Biz, sadece birine şahitlik etmiş olduk.



Kale’de, başladığından beri yani yaklaşık 5 yıldır altyapı çalışmaları, tam bir özensizlik içinde yürüyor. Sanki mahallede oturan yok, esnaf yok, sanki orası turistik bölge değil, toz toprak içinde, hiçbir güvenlik önlemi almadan baraj inşaatı gibi çalışıyorlar maşallah. Son gördüğümüz icat da köstebek yuvalarıydı işte.



Engelliye engele devam

Başka olmayan ya da olamayan şeyleri de hatırlatmak lazım. Sıra gelemiyordu bir türlü, zaman zaman haber de oluyor, engelli rampaları ve görme engelli vatandaşlar için sarı şeritli yolların durumu evlere şenlik.



Sarı şeritler, mizah başlığı oldu artık. Ortasında ağaç, elektrik direği kalan, yolun bir kısmında bitip, devamı olmayan, anlamsız zikzaglar çizen şeritler, şimdi de yerlerinden sökülmüş birçok yerde kopuk kopuk artık. Bir yılı çıkaramadılar. O şeritlere hiç güvenmesin görme engelli vatandaşlarımız, çok sık yoldan çıkabilirler! Ben yaptım oldu rampalarsa hala çoğuna insen çıkılmaz çıksan inilmez durumda. Görüntü kurtarılmış ama.



Ören yeri ilan edilmeli

Metro duraklarında, biniş için kapılara denk gelen çizgiler silinmiş. Bazı tabelaların da harfleri. Yenileri takıldığı halde ezeli gıcıklığımızı kazanan yürüyen merdivenler ise çalışma saatlerini kendi belirlemeye devam ediyor. “Ankara’nın en istikrarlı direnişçileri” diyebiliriz kendilerine.



Kızılay, Kolej, Sıhhiye, Demirtepe yönündeki kaldırımlar, tarihi eser olarak tescil edilmeli. Sakarya Caddesi de dahil. Kaldırım değil oralar, arkeolojik değeri var. Antik bir kent gibi inişli çıkışlı, tümsekli tepeli. ‘Ören yeri’ ilan edilmeli bu bölge. Bazı sokaklarda kaldırım yok zaten; arabalardan korumak için dikilen kaldırım babalarının öz malı oldu.



Yaz sürprizi

14 aydır gece 11’de biten metrosu ve yetersiz otobüsleriyle kışlakent Ankara, yakında metroya nefret besleyebilir. Ulus-Sıhhiye arasındaki raylar değişeceğinden 23 Temmuz’la 3 Ağustos arası seferler 12 dakikada bir yapılacak. 10 saniyede durakların dolduğunu düşünürsek yeni yaz sürprizimiz hayırlı olsun.



Destanımızın en önemli kahramanlarından duraksız otobüs duraklarını da unutmuyoruz tabii. Daracık durakların yetersizliğini de bir kez daha hatırlatıyoruz.


Şimdilik kargaşalı kentin çok eksikliklerinden bağzıları böyle. Her gün konuştuğumuz şeyler yani.

Hiç yorum yok: