29 Ocak 2014 Çarşamba

HASANOĞLAN’I GÖRMELİ

28.01.2014 Milliyet-AnkaraGazetesi

Özellikle çocuklar ve gençler görmeli. Görmeyen büyükler de görmeli ki unutulanlar hatırlansın. Üzerinde tepindiğimiz devletin harcındaki kan kadar alınterinin, azmin kıymeti bilinsin. Şimdi mutfaktan su getirmeye üşenen çocuklar yetiştiriyoruz ama bu çocuklar, çocuk halleriyle ülkenin kaderinde yeni bir sayfa açmış, paha biçilmez emekleriyle o sayfayı doldurmayı becermiş.

Yılmak yok
Köy Enstitüleri’nin çocuklarından bahsediyoruz. Kızlı erkekli omuz omuza vererek, 1940’la 1947 arasında, ülkenin önünde yepyeni bir ufuk açan 7 yıllık bir nesil. Bütün iftiralara, bütün yalanlara, bütün engellemelere karşın 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’ne kadar önü kesilemeyen nesil. O nesle yönelik en büyük kıyım, bu darbeyle yapılmıştır diyebiliriz.

Önü kesilemiyor çünkü aldıkları eğitim, yaptıkları işler, mücadele üzerine, yılmak yok kitaplarında. Zorla mücadeleyi, yaşayarak, yaparak öğrenmişler.

Kendi ellerliyle okullarını, yatakhanelerini, fırınlarını, hamamlarını, işliklerini, yollarını, sinemalarını, amfitiyatrolarını yapmış, uzaklardan sularını getirmişler. Yemeklerini, ekmeklerini pişirmiş, kıyafetlerini dikmiş, yırtıklarını yamamışlar. Çatlamış eller, bu işleri yaparken bir yandan da müzik aleti çalmayı, tiyatro oyunları hazırlamayı, kütüphanenin kitaplarını yutmayı becermiş.
Enstitü yerleşkesinin köy tarafından genel görünüşü

Türkiye’nin her yanından gelen çocuklar, tek çalı olmayan araziye öyle bir yerleşke kurmuşlar ki bugünküler, çürümesini beklerken gölgesinde oturuyor dikilen ağaçların. Oturduğu gibi kıymet de bilmiyor. Yeni nesil, gölgenin sefasını sürmekten iyice rehavete düşmüş.
Uzaktaki beyaz lekeler enstitünün olduğu yer. İki kap su, oraya taşınıyor

Gelir gelmez
21 Köy Enstitüsü’nün 15’incisi Hasanoğlan. İlki 17 Nisan 1940’da kurulan Eskişehir Çifteler Köy Enstitüsü. Hasanoğlan, 10 Nisan 1941’de kurulmuş. İlk öğrencileri Kırklareli  Kepirtepe ve Çifteler Köy Enstitüsü’nden gelenler. Daha üçüncü gün, kendiliklerinden köy meydanında boşa akan kaynağa el atmış, üstüne şadırvan inşaatına girişmişler. Sonrasında, gelenek olduğu üzere, her enstitüden öğrenciler takımlar halinde gelip, bir eksiğini tamamlamış yerleşkenin. Tabii ki Hasanoğlan’dakiler de diğerlerine aynı katkıda bulunmuş.

“Komonist” demiş, “faşist” demiş, çirkin iftiralar savurmuş, bir kılıf uydurmaya uğraşmışlar. Herşeyin kıt olduğu zaman harcanan büyük emeğe, hocaların ve çocukların tertemiz alınterine, göz nuruna kara çalmış, sonunda kapattırmışlar.

1947 yılında kapatıldıktan sonra 1975’e kadar Hasanoğlan Atatürk İlköğretmen Okulu olarak, 1975’den 1989’a kadar Hasanoğlan Atatürk Öğretmen Lisesi, 1989’dan bugüne kadar da Atatürk Anadolu Öğretmen Lisesi olarak devam etmiş büyük emeklerin ürünü.
Sarı bina, ilk idare binası

Bugünkü hali
İçindeki hamam gibi bazı yapılar dökülüyor, çatıları çökmüş. Sinema salonunda ciddi bir tadilat var ama özgünlüğünden çok uzak bir tadilat. Amfitiyatronun sahne duvarı, özgün taşlarla hiç ilgisi olmayan bir taşla kaplanmış, ‘Beceriksizlik Oyunu” hiç eksik olmuyor sahnede! Genelde yapılan onarımlar, yapıyı tamamen bozuyor, enstitünün özgün dokusundan koparıyor ama..
Çoğu çökmüş hamam kısmı

Ama daha bozulmamış hamam, kiler, mutfak, fırın yanında  terzi, ağaç ve demir işlikleri, idari binalar gibi çok bozulamamış kısımlar var. O zaman yapılan amatörce heykeller, yol üzerlerinde, bina girişlerinde, havuzbaşında sergileniyor.

Koca yerleşke ve içindeki emeği düşününce içine işliyor insanın. Tam bir gezi ortamı; çocuklarımız ve gençler, mutlaka bu haliyle görmeli. Şımarıklığa, iyi gelir diye düşünüyorum.

Ben de önce bu örnek işleri yapan o çatlak, yumuk elleri tek tek öpüyor, saygıyla selamlıyor ve düşünmeye gidiyorum. Bakalım bunca laftan sonra  ‘komonist’ mi ‘faşist’ mi, acaba hangisi oluyorum!


Arşiv fotoğraflar, Hasanoğlan'da kendisi de bir öğretmen olan Mustafa Güneri'nin, yine kendisinin çektiği fotoğrafların olduğu 'Hasanoğlan Köy Enstitüsü Kurulurken' kitabından.


Ve birkaç fotoğraf daha..
Tuvalet yerine taşınıyor

İstasyona gelen kerestelerin nakli. Hasanoğlan'a kadar çekecekler

Bir müzik aleti öğreniliyor, tiyatro oyunları hazırlanıyor, konserler veriliyor

Lalahan istasyonuna gelen tuğlalar boşaltılıyor. Daha köye taşınacak




Özgünlüğünü kaybederek tadilatı süren sinema salonu

Ahşap işliği... Arkadaki bina terzi işliği

Sağdaki yüksek bina arşiv

Hamamın arka kısmı


Sahne arkasındaki duvar tarihi dokusuyla ilgisiz bir taşla kaplanmış amfitiyatro
 

2 yorum:

Unknown dedi ki...

hamurumuzun nasıl bozuduğunu anlamak için çok güzel bie örnek

Abidinpaşa dedi ki...

SAYIN Ali İnandımın gerçekçi Araştırmacı gazeteciliği ve Ankara sevdası unutulmaz iyiki Varsın Sayın İnandım Ankaralıda seni seviyor ve İnanıyor.