27 Ocak 2014 Pazartesi

MOGAN’A UZANAN HANÇER


24.01.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi



Akşamüzeri Gölbaşı… Sabahki yağmurdan eser yok, birkaç pamuk yumağı bulut kalmış gökyüzünde. Ankara’nın meşhur gün batışı  kızılının ucu görünüyor yavaş yavaş. Haymana yolu tarafından girdik, Mogan Gölü’nün Konya yoluna doğru ucundayız. Altın sarısı bir saz ormanı, kırçıllı bir battaniye gibi gölün bu kısmını örtmüş. Türlü kuş cıvıltısı geliyor altından. 10’arlı, 20’şerli, bazen 50-60’ı bir arada, kalabalık sığırcık sürüleri, akşam toplantısına geliyor.



Öff ki öff!

Profesör Doktor Adnan Ataç’la Ankara’nın doğal zenginliği üzerine söyleşi yapmıştık, o manzarayı mutlaka görmem gerektiğini söyleyerek bu saatte gölün bu kısmına getirdi beni. Kendisi aynı zamanda bir doğa fotoğrafçısı ve Ankara’nın kelebekleriyle ilgili kitabı var. Kuşlarıyla ilgili olanı da yolda. 4 çeker arabasıyla bölgenin en yüksek tepesine çıktık, izlemeye başladık. Sığırcıklar toplanmaya devam ederken her yanı inceleme fırsatımız oldu. Öfff!.. Öff ki öff!..



Göl havzası içinde derme çatma barakalar, konteynır evler, istiflenmiş teller, moloz yığınları… Mogan Gölü’nü, Dünya Kuşları Koruma Kurumu’nun bilimsel ölçülerine göre Türkiye’deki 184 ‘Önemli Kuş Alanı’ndanA’ sınıfı bir sulak alan diye biliyorduk ama… ‘A’ sınıfına böyle bakıyorsak ‘B’sini Allah korusun!



Yeni hançer 11 villa

Milliyet Ankara Gazetesi’nin Perşembe sayısı hazırlanırken önünde durduğumuz yer, aynı anda gazetenin manşeti oluyor; “Kuşların Yaşam Alanı Yapılaşıyor!” Başkent Ankara Meclisi Başkanı Nevzat Ceylan, “Son zamanlarda Mogan Gölü etrafında, kıyı çizgisine çok yakın yerlerde betonlaşmaların başladığına şahit olmaktayız. Özellikle gölün güney uçlarında, en çok kuş nüfusunun ve yuvalarının olduğu bölgede göle hançer gibi uzanan 11 villa yükselmeye başlamış” diyor. Tam oradayız işte, taze taze yaşıyoruz manşeti.



Uzun yıllar kaba inşaat olarak beklemiş villalara, kaldığı yerden devam edilmeye başlanmış. Hızla yürüdüğü söyleniyor inşaatın. İşin içinde bozmak varsa bizden hızlısı bulunmaz alemde. Korunacaksa da bizden yavaşı…



Sevgi Çiçeği de kuşlardan farksız

Az önce de dünyada sadece Gölbaşı’nda yetişen Sevgi Çiçeği’nin has arazisinden geçtik. Üzerinde bir çiftlik var. Yanında kalan az buçuk arazideki atlar, dünyanın en özgün bitkilerinden birini otluyor. Ondan önce de taş ocaklarının göle akan molozlarına çare istiyorduk. “Ankara’nın Haliç’i olmasın” demiştik.



İnşaat, 227 kuş türünün yuvası Mogan Gölü’ne de ev sahiplerine de çekilmiş yeni bir hançer olarak uzuyor içeri doğru. Çok tehditkar! Bizim de yüreğimize dokunuyor ucu.



Eksik cümbüş
Güneş, bir topak pamuk buluttan sıyrıldı, bizimki gibi kızgınlığın kızıllığı mı acaba, bütün kızıllığını yayarak uykuya hazırlanıyor.



‘A’ sınıfı korunamayan Mogan Gölü’nde, cümbüş zamanı; sığırcıkların akşam dansı başladı. Yüzlerce sığırcık, tek bir vücut gibi, havada her yana savrularak tekrarlıyor aynı hareketleri. Birden toprağa çöküyor, birden havalanıyorlar. Binlerceymiş ama birkaç gündür azalmış sayıları. Adnan hoca, “3 gün önce buradaydılar, bir şeyden korkmuşlardır” diyor.


Korkmuşlardır vallahi; böyle ilgisizlik ve tehditten ancak korkulur.

Hiç yorum yok: