3 Kasım 2010 Çarşamba

ANKARASIZ ANKARALILAR

02.11.2010 Milliyet-Ankara Gazetesi

“Başkentli’ye Vali Sitemi”, Milliyet Ankara’nın, 29 Ekim 2010 günkü manşetiydi. Ankara Valisi Alaaddin Yüksel, “Ankaralı’nın, Ankara’yla bir ilgisi yok. Geldiğimden beri Ankara’yı, Ankaralı’yla tartışmak istiyorum. Bir kültür kenti olan Ankara’yı, kimse merak etmiyor. Ankara, Ankaralı’nın gündeminde değil” diyordu. Her cümlesinde acı bir vurdumduymazlığı işaret eden, iç burkucu bir demeçti.

Göreve başladığından beri dikkatimi çekecek icraat ve açıklamaları dolayısıyla sıkı takipçisi oldum valimizin. İşte dikkatimi çekmekle kalmayıp, altını imzalayacağım yeni bir açıklamasıydı bu. İtiraf gibi, Ankaralılığa ilişkin, vurucu saptamalardı. Ancak korkmadım da değil; “Aman, 6 ayda bezmiş olmasın sayın Vali?” diye. Kendi kenti gündeminde olmayan kentlilerle nasıl bir kent tasarlanabilir, bilmemki!

Örtüşme Zamanı Mı?
38 kütüphanesi, 44 müzesi, 2 opera binası, 10 tiyatrosu ve tarihi birikimini değerlendiremeyen bir Ankara mı varmış acaba? Kentin, dokusunda, eğitiminde, ruhundaki kopukluklar, açığa mı çıkmıştı yoksa? Ankara’ya gönül verenler, yazanlar, anlatanlar, bunları dile getirmeye çalışıyor ama bir de bu saptamaların, günlük yaşamla örtüşmesi gerekir. Örtüşme zamanı gelmiş te o yüzden mi Valimiz’le aynı kaygılarda birleşmeye başlıyor olabiliriz?

En son Eylül ayında, 20-22 yaşlarına gelip, Ulus, Kale ve Gençlik Parkı’nı görmemiş gençlerle tanıştığımı anlatmıştım. 17 yıl önce de yaşadığım gibi. Bu gençler, Ankara’da doğmuş, büyümüş ve yüksek öğrenimini bu şehirde bitirmişlerdi. Geçtim Frigler, Persler, Helenler, Galatlar, Romalı, Bizans, Selçuklu, Osmanlı’dan; o kentte yaşayıp, Devleti’nin ve Cumhuriyeti’nin kurulduğu yeri de mi merak etmez insan? Sen etmedin, annen, baban, öğretmenin de mi uyarmadı evladım? O müzelere götürüp, gezdirmediler mi sizi? Bir tanesi, “Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin, adını çok duydum ama hiç gitmedim” dedi. “Ankara’da olduğunu bilmene sevineceğim neredeyse” diye şaka vurdum. Nasıl suçlayabiliriz bu gençliği?

Büyük alışveriş merkezleri, tıklım tepiş dolup, taşarken müzeleri, Cumhuriyet’in ve binlerce yıllık bir tarihin merkezi Ulus’u, Kale’yi Ankaralı’ya gezdiremiyorsak mutlaka bir aksaklık vardır. Ankaralı’yı gezdiremediğimiz yerde, turist gezdirirsek komik olacak!

Ruhunu İstiyor Ankara
Haklısınız sayın Vali, kültür kenti Ankara, ürkütücü bir duyarsızlıkla tarihine de günlük yaşamına da sahip çıkmakta zayıf kalıyor. Kent planlamasında, dokusunda, eğitiminde bir kopukluk olduğu kesin. Belki tepkilerine karşılık alamamak köreltmiştir aidiyet duygularını. Bunları birleştirecek ve uyaracak ruhu yokolmuştur belki kentin. Ankarasız Ankaralılar olmuşlardır.

Sayın Alaaddin Yüksel, Ankaralı’ya kızmayın. Bize, kentin bedeninden koparılan ruhunu, yeniden kazandırmayı müjdeleyin. Müjdeleyin ki Ankara, bir bina yığını, insan kalabalığı olmaktan kurtulsun. İşaret fişeğini ateşleyenin, arkasında olacaktır Ankaralı. Tarih boyunca iyi niyeti, emek vereni, hiçbir zaman arkasız bırakmadığı gibi. Çabalarınızı, başından beri ilgiyle izleyen biri olarak ben de sizinle tahminimi paylaşayım: O ruh, Ulus’tadır ve kente yine oradan katılacaktır!

Hiç yorum yok: