26 Mart 2015 Perşembe

DERİN METROLARDA MERDİVENSİZ KALDIK



24.03.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi


Ağır şarkıdır. Ümit Yaşar Oğuzcan’ın sözlerini, Münir Nurettin Selçuk bestelemiş. Derin hayal kırıklığı, 4 satıra bu kadar sığdırılabilir:
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı
Beni sensiz bıraktın, beni bensiz bıraktın.

10 gündür tamamen durdu
Bizim belediyeyle ilişkimizin de tarifi adeta! Kabalık edip, şiirin üzerinde küçük bir oynama yapsak şehircilik tarihine en içli serzeniş olarak geçerdi alimallah.

9’uncu ayına birkaç gün kaldı, belediye bizi derin metrolarda merdivensiz bırakalı. Metronun kafasına göre çalışan yürüyen merdivenleri, son 10 gündür Kızılay’da tamamen durdu neredeyse. Diğer duraklarda da kimin keyfine göre çalıştırılıyorsa bir dargın bir barışık ilişkimiz. ‘Ankara Tırmanıyor’ diye doğa belgeseli çekesiniz geliyor. Bu kadar tırmanınca şehir diyemeyiz, doğa belgeseli demek lazım. Koşullar çetin!..

Metal laf anlamıyor
9 aydır yürüyen merdivenlerin yürümediğini anlatamadık ya. Bildiğiniz yüz binlerce insanın kullandığı metronun yürüyen merdivenleri çalışmıyor, haber veriyoruz, demek okuyan da yok, hiçbir şey değişmiyor. Bizim uyarımız üzerine mi, kendiliğinden mi bilmiyoruz, arada bir 2 gün çalıştırılıyor, 3’üncü güne Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın merdivenlerimiz. 4 yıldır davalı olduk yürümeyen yürüyen merdivenlerle ancak 9 aydır muhatabımız bir metal yığını, herhangi bir yetkiliyi ilgilendiren bir durum yok anlaşılan.

Metal de laftan anlayan bir madde değil ki karşılıklı konuşup meseleyi çözelim, gayet soğuk, kıpırtısız bir şey. Bin yıl bırak, öyle cevap vermeden durur. Yetkilileri de kendine benzeten sinir bozucu bir sükuneti var. Dünyanın hiçbir yerinde hatta Ankara’da yürüyen merdiven olan hiçbir yerde, metronunkiler kadar tembelini görmedik. Yıllık iznini kullansan çatlasa 45 gün, 9 ay dinlenmek nedir arkadaş!

Delinin Merdiven Günlüğü
Gördüğünüz gibi 9 ay muhatap yetkili bulamadığımız için metal merdivenle dalaşıyoruz. El alem Mars’a gidiyor, biz daha yeryüzüne çıkmaya çalışıyoruz.

Karı koca güngörmüş bir çiftin, önce birine, çalışmadığını görünce diğerine hamle edişini, onun da çalışmadığını görünce manevi çöküşünü, daha dün gibi hatırlıyoruz. Dün oldu çünkü olay! Çöküşün ardından hanımefendinin merdivenleri tırmanırken yaptığı konuşma, Meclis kürsüsünde konuşsa salonda rakip bırakmazdı. Biz, antrenmanlı olduğumuz için, tank gibi tırmandık diğer dağcı yolcular olarak.

Kendi kendine konuşana “deli” derler. Kendin söyle kendin dinle. Bizim yürümeyen yürüyen merdiven yazıları da ‘Bir Delinin Merdiven Günlüğü’ne döndü, kendin yaz, kendin oku!

Derin metrolarda merdivensiz kaldık
Öyle yıkıldı ki umudumuz
Mars’tan önce yeryüzüne hasret
Umursamazlığın ilk basamağında takatsiz kaldık!

Hiç yorum yok: