24.03.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi
Ağır
şarkıdır. Ümit Yaşar Oğuzcan’ın sözlerini, Münir Nurettin Selçuk bestelemiş.
Derin hayal kırıklığı, 4 satıra bu kadar sığdırılabilir:
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı
Beni sensiz bıraktın, beni bensiz bıraktın.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı
Beni sensiz bıraktın, beni bensiz bıraktın.
10 gündür tamamen durdu
Bizim
belediyeyle ilişkimizin de tarifi adeta! Kabalık edip, şiirin üzerinde küçük
bir oynama yapsak şehircilik tarihine en içli serzeniş olarak geçerdi
alimallah.
9’uncu
ayına birkaç gün kaldı, belediye bizi derin metrolarda merdivensiz bırakalı. Metronun
kafasına göre çalışan yürüyen merdivenleri, son 10 gündür Kızılay’da tamamen
durdu neredeyse. Diğer duraklarda da kimin keyfine göre çalıştırılıyorsa bir
dargın bir barışık ilişkimiz. ‘Ankara
Tırmanıyor’ diye doğa belgeseli çekesiniz geliyor. Bu kadar tırmanınca
şehir diyemeyiz, doğa belgeseli demek lazım. Koşullar çetin!..
Metal laf anlamıyor
9
aydır yürüyen merdivenlerin yürümediğini anlatamadık ya. Bildiğiniz yüz
binlerce insanın kullandığı metronun yürüyen merdivenleri çalışmıyor, haber
veriyoruz, demek okuyan da yok, hiçbir şey değişmiyor. Bizim uyarımız üzerine
mi, kendiliğinden mi bilmiyoruz, arada bir 2 gün çalıştırılıyor, 3’üncü güne
Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın merdivenlerimiz. 4 yıldır davalı olduk
yürümeyen yürüyen merdivenlerle ancak 9 aydır muhatabımız bir metal yığını,
herhangi bir yetkiliyi ilgilendiren bir durum yok anlaşılan.
Metal
de laftan anlayan bir madde değil ki karşılıklı konuşup meseleyi çözelim, gayet
soğuk, kıpırtısız bir şey. Bin yıl bırak, öyle cevap vermeden durur.
Yetkilileri de kendine benzeten sinir bozucu bir sükuneti var. Dünyanın hiçbir
yerinde hatta Ankara’da yürüyen merdiven olan hiçbir yerde, metronunkiler kadar
tembelini görmedik. Yıllık iznini kullansan çatlasa 45 gün, 9 ay dinlenmek
nedir arkadaş!
Delinin Merdiven Günlüğü
Gördüğünüz
gibi 9 ay muhatap yetkili bulamadığımız için metal merdivenle dalaşıyoruz. El
alem Mars’a gidiyor, biz daha yeryüzüne çıkmaya çalışıyoruz.
Karı
koca güngörmüş bir çiftin, önce birine, çalışmadığını görünce diğerine hamle
edişini, onun da çalışmadığını görünce manevi çöküşünü, daha dün gibi
hatırlıyoruz. Dün oldu çünkü olay! Çöküşün ardından hanımefendinin merdivenleri
tırmanırken yaptığı konuşma, Meclis kürsüsünde konuşsa salonda rakip
bırakmazdı. Biz, antrenmanlı olduğumuz için, tank gibi tırmandık diğer dağcı
yolcular olarak.
Kendi
kendine konuşana “deli” derler. Kendin söyle kendin dinle. Bizim yürümeyen
yürüyen merdiven yazıları da ‘Bir
Delinin Merdiven Günlüğü’ne döndü, kendin yaz, kendin oku!
Derin
metrolarda merdivensiz kaldık
Öyle
yıkıldı ki umudumuz
Mars’tan
önce yeryüzüne hasret
Umursamazlığın ilk
basamağında takatsiz kaldık!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder