15 Ocak 2011 Cumartesi

EXPO’DAN KALE’YE DE SIRA GELECEK


14.01.2011 Milliyet-Ankara Gazetesi

Ankara gazetelerinin sayfaları, her geçen gün daha da şiddetli savruluyor EXPO 2020 rüzgarıyla. Hiçbir somut adım atılmadan içimiz, dışımız EXPO 2020 oldu. Çoğu Ankaralı, ne olduğunu bile bilmiyor ama 'hem EXPO hem de 2020’yse iyi bir şey mutlaka' edasında, kısık gözlerle izledikleri etkisi yaratıyor bende. Araştırıp, bildiğim halde aynı ruh halini taşıyınca kendimden şüphe ediyorum; EXPO 2020 işte, nesini düşünüyorsun yani?

Kısaca kentlerin ya da ülkenin, gelişmişliğini gösterebilmesi için, her alanda  teknolojik gelişmelerin ve yeniliklerin kullanıldığı bir sergi olanağı diyebiliriz EXPO için. Dünyanın gözü üzerinizde oluyor. Uzun yıllar iz bırakacak eserler ve yapılar damgasını vuruyor bu sergilere; Eyfel Kulesi gibi. Turist de geliyor. Örneğin, Şangay’da yapılan 2010 EXPO’sunu 73 milyon kişi ziyaret etmiş. Ancak yeni öğrendim; bunun 5 buçuk milyonu yabancı turistmiş, kalanı Çinli yerli turist!

Sabit fikir
Sabit fikirli adam, tarih, tokat gibi seni yanıtlayacak” diyebilirsiniz ama ben EXPO’ya karşı biri de değilim. Mazeretim var, asabi değilim. Ankara’yı canlandıracak her şeyle heyecanlanırım. Oysa EXPO’yu alacak kent, alt yapıyla ilgili sorunlarını çözmüş, bitirmiş bir kent olmalı. Havadar bir otobüs durağında, yağmur altında beklerken su basmış bir alt geçitte arabamla yüzerken yürüyen merdiveni olmayan bir metro durağında dimdik merdivenleri soluk soluğa tırmanırken ‘EXPO’ yabancı bir sözcükten öte fazla bir şey ifade edemiyor insana. Ankara, elden geçirilmeye başlanırsa ikna olmak an meselesidir.

Kale toplantısı
Bunun yanında çok yakında gerçekleşecek bir toplantı, hemen heyecanlandırdı beni: Vali Alaaddin Yüksel’in, konunun uzmanları, sivil toplum örgütleri, odalar ve ilgili herkesi davet edeceği bir toplantıya hazırlandığını öğrendim. Kale ve çevresi, kapsamlı biçimde ele alınacakmış. Daha elle tutulur bir projedir Ankara için. Kale, Hamamönü, Gar, Hacı Bayram ve Hıdırlıktepe dairesi içinde atılacak her adım, Ankara’nın kazancıdır. Bu çemberle beraber altyapı sorunları da azaltılırsa her türlü hayali kurmak serbesttir. Ne kadar kısa zamanda bir eylem planı oluşturulur ve harekete geçilirse ‘EXPO’ da o kadar anlamlı olur.

Kulağımız Kale’de
Bu bölgeyle bitiyor mu iş? Bitmiyor tabii. Saptanmış ve çözüm için hazırlık yapılan başka konular da var; tarımda, hayvancılıkta ve ürünlerin yurt dışına pazarlanmasındaki zayıflıklar gibi. Bilişim Vadisi’nin, Kocaeli’ne gitmesi gibi. Ankara’yı, Anadolu’nun derinlikleriyle birleştirecek ulaşım hatları gibi. Ancak yeni bir kapı açıp, turizmden yararlanmayı düşünen Ankara için en önemli adım, çizdiğimiz çemberin içine odaklanmasıdır. 6 aylık bir EXPO etkinliğinden daha uzun ömürlü, yüzlerce yıl sürecek kalıcı bir adım olacaktır. Kalbi onarılmış Ankara, her türlü hayali kurabilir.

Mazeretim, sabit fikrimi hoşgösterse bari. Kale’ye, kulak verelim; hoş sesler hepimizi yumuşatabilir belki.

Hiç yorum yok: