26 Ocak 2011 Çarşamba

METRO TOTO


25.01.2011 Milliyet-Ankara Gazetesi

- Sincan mı, Çayyolu mu, Keçiören mi?
- Sincan!..
- Bilemedin, Keçiören olacaktı.
- Aaa Sincan diye okumuştum?
- Son haberleri okumamışsın; öncelik Keçiören’de artık.
- Aman yapılsın da Keçiören’den başlasın.

Hepimiz aynı ruh halindeyiz; yapılsın da nereden başlarsa başlasın. Onuncu yıla doğru gidiyor yeni metro hatlarının bitirilemeyişi. Mahallemiz, sokağımız, trafiğimiz, güvenliğimiz, sağlığımız ve sabrımız, bu gecikmeyi artık kaldırmıyor. “Bitirilmeyecekse kapatılsın, sokak sokağa, mahalle mahalleye benzesin bari” demeye başlamıştık. Batıkent, Mesa ve Botanik duraklarını anlatmıştım daha önce; durak biçiminde açılmış göktaşı çukurlarını. Yıllardır bu yolumuzu kapatan izbe, karanlık, çamurlu koca çukurların, medeniyete dönüşmesini bekliyorduk.

Öncelik değişti
Geçen hafta Keçiören Belediyesi ve Erzincan Kemah İlçesi Koçkar Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneği’nin düzenlediği toplantıya katıldı Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım. Toplantının adı kadar uzun sürmeyen müjdesini orada verdi “Öncelik Keçiören’in” diye. 10 yıl daha beklemeyeceksek Keçiören’in olsun.

Metro inşaatı dolayısıyla daralan yollar yüzünden Keçiören’e girmenin ayrı, çıkmanın ayrı bir dert olduğunu görünce bir Batıkentli ya da Çayyolu sakini, önceliğini devredebilir. Bir Keçiörenli, sabah ve akşam Eskişehir Yolu’ndaki sıkışmanın içinde kalınca kendi hakkından feragat etmeyi düşünebilir. Bir Keçiörenli’yle Çayyolu sakini, Batıkent’in mezbele halini görüp, “O iki durağı kapatmadan bizim hatta başlamayın, nedir öyle dev lağım çukuru gibi?” diyebilir. Bu üç hattın hiçbiri diğerinden daha az değil, hepsi aynı değerde önemli. Mümkünse aynı anda bitirilmeyi hak ediyor üçü de. Geniş bir alana yayılmış 4 buçuk milyonluk Ankara’nın, bu hatların bitirilmesini daha fazla beklemeye tahammülü kalmadı. Uzak semtleri, merkezle buluşturmakta yeterince gecikti çünkü.

Niçin önemli?
- Sincan mı, Çayyolu mu, Keçiören mi?
- Çayyolu!..
- Sen de bilemedin, Keçiören.

Metro totoyu tutturmaya çalışmanın zamanı değil. Sıkış, tıkış trafikte, kaç metroluk benzin, mazot harcadık kimbilir. Kaç bin saatimizi yürümeyen trafikte tükettik? Zarardan bile ne kadar zarar ettik? Hangisinin önce yapılacağı değil, en kısa zamanda hepsinin bitirilmesi önemli Ankara için. EXPO 2020’ye, aday olmak için önemli. Turizmde ciddi adımlar atmaya hazırlanan kent için önemli. En azından kendi kentinde uzak kalan Ankaralılar için önemli.

Yapılacak” evresini geçip, çekiç, çivi seslerini duymak önemli. Hiçbir ses, çalışan şantiye sesi kadar ilginç gelmiyor yoksa Ankaralı’ya!

Hiç yorum yok: