30 Mart 2011 Çarşamba

ANKARA KULÜBÜ BAŞKANI Dr. METİN ÖZASLAN SÖYLEŞİSİ-1


28.03.2011 Milliyet-Ankara Gazetesi

Bu söyleşi gazetede 2 gün, tam sayfa yayımlandı. Burada bölüyorum, kolay okunabilmesi için.

Dr. Metin Özaslan kimdir?

1967 yılında Ankara, Kayaş’da doğdu. 1992 yılında ODTÜ Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Dil, Tarih, Coğrafya Fakültesi Halkbilimi Bölümünde, “Kentleşme, Kentlileşme ve Kent Kültürü” alanında Yüksek Lisansını, İngiltere’de, Nottingham Üniversitesi Kent Planlama Bölümü’nde, “Kentsel ve Bölgesel Gelişme-Yeni Sanayi Odakları” alanında doktora kariyerini tamamladı. Ankara  Üniversitesi’nde, Ekonomiye Giriş, Bölgesel Gelişme Politikaları, Maliyenin Sosyal Teorisi gibi dersler veriyor.  Halen DPT Uzmanlığı, 2009’dan beri Ankara Kulübü Derneği Genel Başkanlığı, A.Ü. Ankara Araştırmaları Merkezi’ne danışmanlık, Ankara Kalkınma Kurulu ve Ankara Turizm ve Tanıtma Kurulu üyeliğini sürdürüyor. Seymen Kostüm ve Aksesuarları, Ankara Fotoğrafları, Fotokartları, Gravürleri, Belgeleri, Kitapları ve Ankara Resimleri koleksiyonları var.

Son zamanlarda bir arayış ve çaba içinde olan Ankara’da, olan biteni anlamak ve gelişmeleri, Ankara konusunda her açıdan faal bir uzmanla değerlendirmek istedik. Ankara Kulübü Başkanı Metin Özaslan, çarpıcı rakamlar ve saptamalarla kapsamlı bir fikir edinmemize yardımcı oldu.

Ali İnandım- Metin bey, kaç yaşında Ankara Kulübü?

Metin Özaslan- Ankara Kulübü, 1932 tarihli, 79 yaşında. Ankara’nın en köklü sivil temsilcisi, Türkiye’nin de en eski derneklerinden birisi. Bugün, ‘Kamu Yararına Çalışan Dernek’ statüsünde ve bizzat Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla kurulan bir dernek. 79 yıldır faaliyetlerini aralıksız sürdüren nadir derneklerden birisi.
Ankara Kulübü merkezi Abidinpaşa Köşkü

Ali İnandım-  "79 yaşın olgunluğu, bilgeliği ama aynı zamanda yorgunluğunu hissediyorum derneğinizde" desem katılır mısınız bana?

Metin Özaslan- Yorgunluk yanında tabii üzüntüyü de ekleyebiliriz, doğru. Ankaralılar olarak birçok konuda sıkıntılarımız var. Bunları, Ankara’nın en köklü sivil temsilcisi olarak, Ankaralılar’ın bir sözcüsü olarak, olabildiğince yaptığımız etkinliklerle kamuoyuyla paylaşmaya çalışıyoruz. Tabii ne derece etkili oluyor bilemiyoruz, tespitiniz o bakımdan doğru.

Ali İnandım-  Sizi, biraz daha yoracak bir soruyla başlayalım: Ankara’dan taşınan bankalar, kurumlar, Ankara’da gelişip, büyüyüp, merkezini İstanbul’a taşıyan şirketleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Metin Özaslan-  Bu gerçekten de çok talihsiz bir karar. Ankara’dan bankaların ve kamu kurumlarının taşınıyor olması, siyasi olarak ta ekonomik olarak ta talihsiz bir karar. Siyasi boyutuyla baktığınızda sanki Ankara’nın içinin boşaltıldığı, başkentlik halinin edilgenleştirildiği bir süreç gibi algılamakta ve Ankaralılar’ın, bu süreçte tereddütleri var; “Acaba başkent te bir gün taşınacak mı?” gibisinden.

Kamuya ait bir takım kurumların merkezleri başkentlerde olur. Dünyanın birçok yerinde böyledir. Çok çok istisnalar dışında, Merkez Bankaları’da böyledir, bir takım düzenleyici kuruluşlar da böyledir. Finansçıların ve analizcilerin yaptığı çalışmalarda, bu kararın çok ekonomik bir karar olmadığı, toplam katma değer olarak, ekonomik büyüklük olarak önemli bir şey olmadığı, bunun daha çok siyasi bir karar olduğu görüşü hakim.

Diğer taraftan ekonomik boyutuyla baktığımızda, Ankara ekonomisi açısından büyük bir kayıp. Ankara’nın, ekonomik kalbine indirilen en büyük darbelerden birisidir. Çok sayıda banka, finans sektörü çalışanı gidecek. Arkasından zincirleme bir etki yapabilir bu. Boşalan alan, bu kez ters çarpan etkisiyle birçok sektörü olumsuz etkileyecek; konut sektörü başta olmak üzere. İnsanlar çocuklarını okullardan alacak, eğitim sektörünü etkileyecek. Ticaretin tüm alanları etkilenecek. Bu alanda çalışan insanlar orta sınıf dediğimiz, harcama yapabilen insanlar. Dolayısıyla buradan gidecek onbinlerce kişinin yerini doldurmak çok zor olacak. Genel olarak son 20-30 yıldır Ankara ekonomisi bir gerileme sürecindeyken bu sürecin durdurulması, yenilikçi projelerin Ankara’ya yapılması beklenirken Ankara’da kurulu olanın da sökülüp, götürülmesi, bu olumsuz sürece eklenen büyük bir moral bozukluğu da yaratır. Sizin de ifade ettiğiniz gibi, bu durum, bir yorgunluk, üzüntü ve burukluk yaratmakta hepimizde.

Ali İnandım- Sadece kamu kurumları mı giden?

Metin Özaslan-  Belli bir noktaya gelen özel şirketlerin de taşındığını görüyoruz. Son 20-30 yıllık dönemde, medyanın önemli ölçüde İstanbul’a taşındığını ya da orada kurulduğunu görüyoruz. Popüler kültürün orada, müzik endüstrisinin orada yoğunlaştığını görüyoruz. Sanatçıların, edebiyatçıların, şairlerin zamanla İstanbul’a gitmesiyle o bakımdan da maalesef Ankara’nın, göç edilen, yoksullaşan, taşralaşan bir şehre dönüştüğünü görüyoruz. Özel şirketler de ölçek genişletmek için gidiyor.

Ali İnandım- Bu atılımı ya da sıçramayı Ankara’da yapamıyor mu sermaye?

Metin Özaslan-  Muhtemelen öyle. Burada özellikle büyük inşaat firmalarının olduğunu görüyoruz. Ülke çapında belli bir ölçek büyüklüğüne sahip firmaları görüyoruz ama İstanbul, sanki bir ekonomi merkeziymiş gibi algılanıyor. Bunu geriye çevirecek, Anadolu’da, diğer şehirlerin de aslında farklı alanlarda önemli merkezler olduğunu ama onları güçlendirecek politikaların olmadığını görüyoruz. O yüzden firmalar, belki de dünyaya açılmak, küresel ölçekli bir büyüklüğe erişmek için basamak olarak görüyorlar İstanbul’u.

Ankara’da pek ala finans merkezi ilan edilebilirdi çünkü tüm kurumlar Ankara’daydı. İnternet çağında, artık mekanın çok ta bir önemi kalmadı. Amerika’daki firmaların, yazılımla ilgili işlerini ya da mesela muhasebe gibi işlerini, Hindistan’da yaptığını görüyoruz. Amerika yattığında, Hindistan’daki firmalar, Amerika’nın muhasebe işlerini yapmaya devam ediyor günboyu. Hindistan yattığında Amerika uyanıyor, işlemleri onlar devam ettiriyor. Buna benzer birçok işlevi, bilgisayar ve internet üzerinden, küreselleştirmiş vaziyette firmalar. İnternetin dünyayı bir köy haline getirdiği bir ortamda, fiziki olarak Merkez Bankası’nın, Ziraat Bankası’nın, Emlak Bankası’nın, BDDK’nın İstanbul’a taşınmasının ne anlamı var algılayabilmiş değiliz. İllaki bir yer olacaksa Ankara tercih edilmeliydi. Olumsuz nedenlerden dolayı, küçülen Ankara ekonomisinden dolayı, Ankara için önemli bir sektör olabilirdi bankacılık sektörü, finans sektörü. Hizmetlerdeki danışmanlık açısından, Anadolu’nun birçok yerine ulaşımın daha kolay olması nedeniyle olabilirdi.


2. Bölüm: Rakamlarla Ankara'nın sinsi küçülmesi...

Hiç yorum yok: