23 Mart 2011 Çarşamba

YAŞLI DOSTU KENT


22.03.2011 Milliyet-Ankara Gazetesi

Ankara değil, peşinen söyleyeyim. Zaman zaman yaşlı Ankaralılar’ın yaşadığı zorlukları, şahit olduğum kadarıyla dile getirmeye çalışıyorum. ‘Yaşlı Dostu Kent’ kavramı, 18-24 Mart arası ‘Yaşlılara Saygı Haftası’ nedeniyle Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık tarafından seslendirildi. Tam da aradığım kavramı bulmuşlar. Okurlarımızdan gelen şikayetler, gözlerimle görüp, kulaklarımla duyduklarıma bakılırsa ‘Yaşlı Dostu Kent’, Ankara değil.

Duraklarda, metroda
Ara ara otobüs bekleyen yaşlıları yazmıştım; ne altına sığınabilecek, ne oturarak bekleyecek otobüs durağı fakiri Ankara’da. Bacakları kaldırmayıp, kaldırımlara çöken teyzeleri, amcaları anlatmıştım. Yağmur altında, sabırla ıslanarak beklerler. Aynı sabrı, güneş altında kavrulurken gösterirler. Geçtiğimiz yaz, 45 derecelik sıcaklarda, geciken otobüsleri bekleyen yaşlıların, çektiği eziyeti paylaşmıştım. Gelen otobüsün, yüksek basamaklarında kalışlarına girmemiştim.

Birçok durağında yürüyen merdiven olmayan, olanların da çoğunlukla yürümediği metroda, dinlene dinlene tırmanan yaşlı teyzeleri yazmıştım; asansörden haberleri olmadığı için, onlara dağ gibi gelen dik merdivenlerle mücadelelerini. Asansörü gösteren tabela yok, uyarı yok. Yaşlılar için ayrıca sesli bir anons gerektiğine kanaat getirdim. Yaşlı dostu değil, yürümeyen yürüyen merdiven dostu kent Ankara!

Metroya binince, yer vermeyen gençleri yazmıştım. Ara sıra “Lütfen yaşlı ve hamilelere yer veriniz” anonsu yapılıyor. Sözü bile edilmemesi gereken, ne kadar ayıp bir anons. Hepsinin kulağında kulaklıklar, müzik dinlemekten anonsu duymayan gençler, yabancı ülkeye gelmiş angus şapşallığıyla oturuyorlar. Yine kalkıp, biz yer veriyoruz. Öyle öğrendik çünkü büyüklerimizden.

Kaldırımlarda
Geçen ay, İtfaiye Meydanı’ndan, Ulus Meyda’nına doğru, düzensiz, çukurlu, tümsekli kaldırımlısından Sanayi Caddesi’ne girdim. Bir teyzemiz, kaldırımda yürümekte zorlanıyordu. Ben zorlanıyordum, o ne yapsın. Düz bir yere kadar koluna girdim. Şikayet etti tabii sürekli, seyahatimiz sırasında. Alışığım; kaldırımlarda, karşıdan karşıya geçerken merdiven tırmanırken bulamadığı adrese götürürken çok teyzemizin, amcamızın koluna girdim. Öyle öğretmişti çünkü büyüklerimiz, öğretmenlerimiz.

Bir haber
Bir haber: Türkiye’de ilk kez Keçiören Belediyesi’nce başlatılan uygulamayla aileler, sosyal ve kültürel etkinliklere katılacakları ya da tatile gidecekleri zaman, yanlarında kalan yaşlıları, Belediye’ye ait misafirhaneye bırakabileceklermiş. Hizmet, ücretsizmiş. ‘Yaşlılara Saygı Haftası’da çıkan bir haber. İyiliğini, kötülüğünü, kestiremediğim bir haber. Yani kestiriyorum ama bugünkü terbiye ve saygı sınırlarını kestiremediğim için değerlendiremediğim bir haber. Böyle öğrenmemiştik büyüklerimizden.

Özürlü kent
Bir kent, içindeki herkesi gözetmekle yükümlüdür. Sahiplenme ve kentlilik bilincinin oluşması için de önemlidir bu. Ankara’nın, ‘Yaşlı Dostu Kent’ olamaması, özürlü bir kent olduğunu gösterir. Saygı ise daha genel, ülkenin huzurunu, geleceğini etkileyen bir kavramdır. Seviyesi, neye layık olduğumuzu gösterir. Şu andaki seviyeden gelecekte, saygısızlığı hak eden yaşlılar yetiştirdiğimiz izlenimi oluştu bende. Maalesef!.. Neden yaşlıları düşünmeyen, saygıyı öğretmeyen bir millete dönüştük acaba biz?

‘Yaşlılara Saygı Haftası’nı kutluyor, saygıyla büyüklerimizin ellerinden, bir kez daha öpüyorum.

Hiç yorum yok: