21.04.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi
Bu
yıl da soğuğa denk geliyor 23 Nisan. Koca koca devlet adamları, yöneticiler,
kendini garantiye aldıktan sonra yağmurda ıslatacak, soğukta üşütecekler mi
acaba çocukları? Kendi bayramını onlara, yine zehir etmeyi başarabilecekler mi?
Uzun zamandır kutlamayı beceremediğimiz dünyanın tek çocuk bayramını, bayramlıktan
çıkarmaya devam edecek miyiz?
“23 Nisanımız” derken kendimizi de
katarak söylüyoruz; her 23 Nisan’da, ilkokul yaşlarımıza uyanıyoruz çünkü.
Çünkü bayram gibi yaşadık, büyüklerimiz o coşkuyu yaşattılar bize. Yarının
büyükleri olduğumuzu bize hissettirdiler.
Robot gibi değil
Ümidimiz
tazelendiği gibi sorumluluğumuzu da üstleniyorduk. Bayram için oturtulduğumuz makamlara,
bir gün gerçekten oturmak zorunda kalabileceğimiz için daha çok çalışmamız
gerektiğini düşünüyorduk. Robot gibi değil çocuk gibi yaşayıp, sorumluluk
bilinciyle büyümeyi de çıkarmıyorduk aklımızın bir kenarından.
İlkokullara
kadar inen dershane çılgınlığı nedeniyle “robot
gibi” diyoruz. Sokakta, parkta kurtlarını dökeceğine çocuklar, dershane
sıralarında pinekliyor, amacından iyice sapmış bir üniversite sınavına bedel
olarak çocukluklarını veriyor. Geriye kalanı da bilgisayar başında
tüketiyorlar.
Oyun
oynayamayan çocuk olur mu? Oyun oynamayan çocuk, bir kere adam olabilir mi? Olmaz
tabii. Ergenliği ömrüne yayılıyor, görünüşü büyük, aklı çocuk adamlar dolaşıyor
aramızda. Çocukça kararlar aldıklarında, bile bile şaşırıyoruz yine de.
Kendi evine gelsin bayram
Neyse
efendim biz, çocuklar olarak, 23 Nisanımız’ı geri istiyoruz. 23 Nisan 1920’de açılan
Meclis, yeni devletin doğumunu müjdeliyordu. Çocuk gibi coşkulu, ümit doluydu. O
günün 1929’da ‘çocuk bayramı’ olarak
ilan edilmesi çok yakışıklı bir fikir olduğu gibi, dünyada ilk ve tekti.
1979’dan itibaren de dünya çocuklarıyla paylaşmaya başladık bayramımızı.
23
Nisanımız’ı geri istiyoruz çocuklar olarak; hem kutlamaların Ankara’ya, doğduğu
yere gelmesini hem de neyin kutlanıldığı anlaşılamayan bayramın kendisini
istiyoruz. Başkentte o Meclis’in etrafı, cıvıl cıvıl çocuk kalabalığıyla
dolmadığı sürece törenleri, eğlenceleri, dünyanın en güzel yerinde yapın,
ilelebet havada kalacaktır.
Ruhumuzu istiyoruz
Biz
çocuklar, gözümüzle göreceğimiz, elimizle tutacağımız şeylerle daha sıkı
bağlantı kurarız. İşlevini kaybetmiş bir bayramı, ‘çocuk bayramı’ demekle teknoloji çağında 40 yıl öncede kalmış
eğlencelerle yutturamazsınız bize. Okul müsameresinde daha çok eğleniyoruz
kendi aramızda. Belki eğlencesi o yüzden geziniyor İstanbul, Antalya, İzmir
daha turistik bahanesiyle.
İstiyoruz, 23 Nisan’ın bayramlığını da kendi evine dönmesini de istiyoruz. Ankara’da, başkentte doğmuş ama kaybettiğimiz ruhumuzu istiyoruz.
Arkadaşlarımın 23 Nisan
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutluyor, el sallayarak herkesi, sevgiyle
selamlıyorum.
İstiyoruz, 23 Nisan’ın bayramlığını da kendi evine dönmesini de istiyoruz. Ankara’da, başkentte doğmuş ama kaybettiğimiz ruhumuzu istiyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder